Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Mart 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Gıda »  KuruTahıl,Bakliyat  »  HABERLER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Gıda Güvenliği
 Tüketici Köşesi
 Un, Unlu Ürünler
 Makarna
 KuruTahıl,Bakliyat
 Yemeklik Yağlar
 Kırmızı Et, Ürünleri
 Fast Food
 Dondurma
 Beyaz Et, Ürünleri
 Yumurta, ürünleri
 Süt, Süt Ürünleri
 DondurulmuşGıda
 Sebze,Meyve
 Bal, Reçel
 Zeytin, Ürünleri
 Konserve,Turşular
 Hazır Yemek
 Kuru Yemiş,Çerez
 KurutulmuşGıda
 Organik Gıdalar
 Diyet Gıdalar
 Baharatlar
 Salça, Ketçap
 Tatlı, Şekerleme
 GDO Gıdalar
 Marketler, Haller
 Toptancı, Bakkal
 Restoranlar
 Diğer Gıdalar
 Ambalaj
 Seminer,Kongre
 


Milli yemeğimizin kökü dışarıda

Mutfağımıza girişinin üstünden 200 yıl bile geçmeyen, başka ülkelerden satın aldığımız bu sebzeden yapılan yemeğin nasıl ‘milli’ olarak tanımlandığına akıl erdiremiyorum.

Bir zamanlar kurufasulye fakir fukaranın sofrasından hiç eksik olmazmış. Onun için nimetten sayılırmış. Etrafa gösteriş yapanlara, “kendini fasulye gibi nimetten sayıyor” derlermiş.

Yemek ve Kültür Dergisi’nde, yazar Sermet Muhtar Alus fasulye hakkında şunları söylüyor: “Öteden beri Trabzon fasulyesi meşhurdur.” Ama yazar nedense Erzurum’un İspir kasabasında yetişen meşhur şeker fasulyesinden hiç söz etmemiş. Unutmuş muydu, yoksa o zamanlar bu fasulye cinsi bilinmiyor muydu anlayamadım.

Sermet Muhtar Alus’a göre, tiritli fasulyenin tadına doyum olmazdı. Tabağın altına, tereyağında iyice kızartılmış ekmek parçaları döşenir, onun üstüne kurufasulye konur, en üste de bol kırmızı biber ekilerek yenirdi. Babam ne zaman yemekte kurufasulye olsa, tiritle ilgili hep aynı anısını anlatırdı: Bir gün İsmet İnönü kışlaya gelmiş, askerlerle birlikte yemek yemiş. Önce yarım tayın ekmeğini tabağına doğrayıp, üstüne suyu bol fasulyeden koymuş ve kaşık kaşık götürmüş. Sonra da yanında oturan babama, bu yemeği çok sevdiğini söylemiş. Şimdi düşünüyorum da bu hikâyeyi defalarca dinlediğime göre, bizim evde de sık sık fasulye pişiyormuş. Kaynaklar, Atatürk’ün de en sevdiği yemeğin kurufasulye olduğunu öne sürüyor. Bulunduğu mekânların mutfaklarında sürekli fasulye tenceresi kaynarmış.
 
 



Gelelim şimdiki zamana. Fasulye artık varlıklı kesimin yemek masalarına terfi etti. Varlıksız kesimse haftada bire indirdi. Yılda yüzde 60 fiyat artışıyla kırılması güç bir rekorun sahibi. Bunun nedenine değinmeden önce, fasulyenin milli yemeğimiz olup olmadığı tartışmasının içine dalmak lazım.

Kimileri kurufasulyenin Anadolulu olduğunu ileri sürüyor. Mevlana’nın Mesnevi’sinde adının geçmesini, Bodrum Tavşan Adası’nda yapılan kazılarda bulunan 1600 yaşındaki fasulye fosillerini buna kanıt gösteriyor. Ama dünyadaki yaygın inanış, bu sebzenin anayurdunun Amerika kıtası olduğu. Peru’da bulunan fasulye fosilleri 4 bin yıl öncesine ait.

YÜZDE 60’I İTHAL

Yılda tükettiğimiz 180-200 bin ton fasulyenin yüzde 60’ı ithal. Bize fasulye satan ülkelerin başında Arjantin geliyor. Fasulyesine kaşık salladığımız diğer ülkelerse Mısır ve Çin. Fiyat artışının nedeni de bu dışa bağımlılıktan kaynaklanıyor.

Mutfağımıza girişinin üstünden 200 yıl bile geçmeyen, yeteri kadar yetiştiremediğimiz, başka ülkelerden satın aldığımız bu sebzeden yapılan yemeğin nasıl ‘milli’ olarak tanımlandığına ben pek akıl erdiremiyorum.

Milli olsun veya olmasın ben kurufasulyeyi çok severim. Tereyağlı pirinç pilavının nişastasıyla fasulyenin nişastasının damakta çarpışması sonucunda, ortaya bilinmedik lezzet moleküllerinin çıktığına inanırım. Bu ikilinin yanında acı biber, yeşil domates, lahana turşularını ve soğanın cücüğünü asla ihmal etmem. Kurufasulyenin, fırında, güveç kabında pişenini severim. Çünkü o zaman fasulye taneleri helmeleşir. Ayrıca güveçte pişen fasulyenin suyu daha kıvamlı olur ve batırdığınız ekmeğin her tarafını sarar.

Yazıyı fasulyenin faydalarıyla bağlamazsak uzayıp gidecek. Kemik yapısını güçlendirdiği için menopozdan sonra kadınlara bol fasulye yemeleri öneriliyor. Ünlü doktor Mehmet Öz’e kulak verirseniz, uyku sorununuzu bile kurufasulye yiyerek çözebilirsiniz.
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
05.10.2014
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: kuru fasulye
Link: Milli yemeğimizin kökü dışarıda




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız