Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Mart 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Gıda »  Beyaz Et, Ürünleri  »  HABERLER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Gıda Güvenliği
 Tüketici Köşesi
 Un, Unlu Ürünler
 Makarna
 KuruTahıl,Bakliyat
 Yemeklik Yağlar
 Kırmızı Et, Ürünleri
 Fast Food
 Dondurma
 Beyaz Et, Ürünleri
 Yumurta, ürünleri
 Süt, Süt Ürünleri
 DondurulmuşGıda
 Sebze,Meyve
 Bal, Reçel
 Zeytin, Ürünleri
 Konserve,Turşular
 Hazır Yemek
 Kuru Yemiş,Çerez
 KurutulmuşGıda
 Organik Gıdalar
 Diyet Gıdalar
 Baharatlar
 Salça, Ketçap
 Tatlı, Şekerleme
 GDO Gıdalar
 Marketler, Haller
 Toptancı, Bakkal
 Restoranlar
 Diğer Gıdalar
 Ambalaj
 Seminer,Kongre
 


Beyaz et üreticileri, bilgi kirliliğinden şikâyetçi

Türkiye’de beyaz et tüketiminin düşük olmasında yönlendirici haberlerin etkili olduğuna işaret eden sektör temsilcileri, tavuk üretiminin yüzde yetmişinden fazlasının denetim altında yapıldığını belirtiyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar ise çiftliklerde 40 günden sonra kesilmeyen tavukların kendiliğinden öldüğünü ifade ediyor.

ABD ve Avrupa ülkelerinde piliç tüketimi kişi başı 40-45 kg arasında seyrederken Türkiye’de bu rakam 20-25 kg’a kadar düşüyor. Türkiye’de beyaz et tüketiminin bu kadar düşük olmasının sebeplerinden birisi ise her gün artarak devam eden yanlış haberler silsilesi. Güvenilir Gıdalar Vakfı Genel Koordinatörü Enes Külcü, bilimsel bir kaynağa bağlı olmadan yapılan olumsuz yorumların tüketicileri yanılttığını, dolayısıyla beyaz et tüketiminin olumsuz etkilediğini ifade etti. Külcü, Güvenilir Gıda Vakfı kontrollerinde olan her firmanın bünyesinde müşahitlerin bulunduğunu ve olumsuz bir durumla karşılaşıldığında müdahale edildiğini belirtti. Külcü, “Anlaşmalı olduğumuz çok sayıda beyaz et üreticisi bulunuyor, ayrıca birçok firma içinde farklı firmaları denetliyoruz. Şu an için Türkiye’de üretilen tavuğun yüzde yetmişinden fazlasını denetliyor ve vakfımıza bağlı bağımsız gözlemcilerin müşahitliği altında üretimin gerçekleşmesini sağlıyoruz. Üretim ve tüm süreçler ilgili kurullarımızın kontrolü altında gerçekleşiyor. Fıkıh kurulumuz ürünlerin İslami şartlara uygunluğunu denetlerken, teknik kurulumuza üye bu alanda uzman çok sayıda akademisyen ise ürün güvenliğini denetliyor. Üretilen ürünlerin helal olması kadar sağlıklı olması ve tüketicinin yanıltılmaması da bizim için önemli.” diye konuştu. Hangi tavuk yenmez sorusuna, “Tüm ürünlerde olduğu gibi markasız, hangi şartlar altında üretildiği belli olmayan tavuk yenmemeli.” cevabını veren Külcü, bilinirliğin ve denetimin önemli olduğuna değindi.


Besd-Bir Başkanı ve Beypiliç Genel Müdürü Sait Koca da tavuk sektörünün çok daha fazla büyüyebilecekken yalan haberlerin buna engel olduğunu belirtti. Tavukçuluk sektöründe ambalajından kümese kadar dönüp izleyecek bir sistem var diyen Koca, hormon tartışmalarına değinerek, “Hormon üretimi dünyada bile yok, çünkü ekonomik değil. Hormona harcanılan paradan kâr edilmez.” ifadelerini kullandı. Türkiye’deki tesislerin daha çok yeni olduğunu altını çizen Besd-bir Başkanı, Türkiye’nin değil dünyanın en iyi tavuğunu üretiyoruz. Türkiye’de tavukçuluk sektörü kadar denetlenen başka bir sektör yok.” şeklinde konuştu.

Banvit Kalite Güvence Direktörü Çiğdem Kızılay Karaoğlu, “Alarmlı sistemlerle çalışır ve olumsuzluklarda alarm ile uyarılırsınız. Yetiştirilme aşamasında hayvan refahı da maksimum düzeyde sağlanır ki, hayvan refahını sağlayamazsanız zaten istenen kalitede bir yetiştirme yapamazsınız.” bilgisini verdi. Tavuğa uygulanan antibiyotiğin de gelişigüzel verilmediğine dikkat çeken direktör, “Antibiyotikler, uzman veteriner hekimler tarafından reçeteli olarak yazılır ve yalnızca hasta olan hayvanlara, tedavi amaçlı olarak uygulanır. Ülkemizde de büyütme amaçlı antibiyotikler çok uzun yıllardır kullanılmamaktadır.” dedi. Karaoğlu, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın ‘Ulusal Kalıntı İzleme Programı’ çerçevesinde resmi veterinerler tarafından, piliçten numuneleri alınır. Uygun olamayan bir durumda resmi veteriner hekimlerin ilgili pilici kestirmeme yetkisi de mevcuttur.” ifadesini kullandı.

TAVUKLAR SAĞLIKLI MI?

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, tavukların sağlıklı olmadığını savunuyor. 30-40 günde suni yollarla yetiştirilen tavukların metabolizmasının bozuk olduğuna dikkat çeken Dizdar, “Çiftlik tavuklarının yüzde 10’u 40 günü dolmadan ölüyor. 40 günden sonra kesilmeyen tavuklar ise zaten kendiliğinden ölüyor.” diyor. GGV Genel Koordinatörü Enes Külcü, tavuk yetiştiricilerinin sağlıksız ve kalitesiz ürün üretme gibi bir lüksü olmadığını, kalitesiz olan her tavuğun iadeleri artırabileceğini söyledi. Külcü, tüketici şikayeti olarak firmaya geri döneceği için firmaların bu konuda hassas davrandığını dile getirdi.

Zihinleri bulandıran bilgilerin ‘Yedikleriniz Helal Olsun’ kitabını yazmasına vesile olduğunu anlatan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Serkan Çakır ise et tipi tavuk yetiştiriciliğinde hormon kullanılmadığını rahatlıkla söyleyebileceğini ifade etti. Hızlı büyüyen tavuk ırklarının meydana gelmesini 40-50 yıllık ıslah çalışmalarına dayandıran Çakır, “Eski dönemlere nazaran yem maddelerinde çeşitlilik arttığından ve yem teknolojisi de gelişme gösterdiğinden hayvanların yemden daha iyi yararlanarak daha fazla kilo alması da söz konusu.” dedi.

Serkan Çakır, tavuk yemlerine kemik unu, kan unu katıldığını bunun da hayvanı sağlıksız hale getirdiği yönündeki iddialara da cevap verdi. Kan unu gibi bir maddenin olmadığını, et kemik ununun ise tavuk üretiminde geri dönüşümden elde edildiğini anlatan Çakır, “Hayvanlar kesimhanede kesilirken kemik, deri, et vb. değişik kısımlar geri dönüşüm sistemine taşınır. Burada yüksek sıcaklık ve basınç altında mikroorganizmalar öldürülür, sıkıştırma işlemi ve öğütüp un hâline getirme gibi faaliyetler gerçekleştirilir. Elde edilen ve bilhassa tavuk unu, hindi unu, kemik unu, et kemik unu gibi isimlerle de adlandırılan işlem gören un hâlindeki bu maddeler soğutulup paketlendikten sonra hayvan yemi olarak kullanılır.” sözlerini kaydetti. Et kemik ununun yerini protein noktasında soya küspesi, tam yağlı soya ve benzeri protein kaynaklarının tutabileceğini söyleyen Çakır, bu gıdaların Türkiye’de bulunmamasının maliyeti artırdığını, üreticinin de bunu benimsemediğini ifade etti.

Helal tavukta birinci faktör: Kesim

Fabrikalarda farklı yöntemlerle seri kesim yapıldığı için helal hassasiyeti olmadığı konusu da tartışmalı konulardan. Güvenilir Gıda Vakfı Fıkıh Kurulu Üyesi Yüksel Çayıroğlu, doğrudan dikkat edilmediğinde tavuğu haram kılan faktörlerin ve doğrudan haram olmasa bile mekruh olan hususların bulunduğunu belirtiyor. Helalliği etkilemede 1. faktörün kesimi yapan kasap olduğunu söyleyen Çayıroğlu, kasabın Müslüman olması ve her kesimde besmele çekilmesi gerektiğini ifade ediyor. Usulüne uygun kesimin önemine vurgu yapan Çayıroğlu “İki damar, nefes ve soluk borusunun kesilmesi gerekiyor. Otomatik bıçak sistemi varsa kesimin, boyundan değil boğazdan, çene altından yapılması gerekiyor.” sözlerini kaydetti. Bir diğer dikkat ettikleri hususun ise kesilmeden önce sersemletme amacıyla tavuğa verilen elektrik akımının tavuğu öldürmeyecek derecede olması. Çayıroğlu, “Kesilmeden önce tavuk çok çabalamasın, kanatları birbirine vurup kanlanmaya sebebiyet vermesin diye, kesimhanelerde sersemletildikten sonra kesiliyor. Kesimden genelde 3-4 saniye önce tavuklar elektroşok havuzuna giriyor, içerisinde 4-5 saniye kalıyorlar ve oradan sersemlemiş halde çıkıyorlar. Kesim böylece daha sağlıklı oluyor.” bilgisini veriyor. Çayıroğlu, elektrikle sersemletme işlemine de müdahale ettiklerini, uygulanan elektrik akımının tüm parametrelerinin kontrol edildiğini ve kesimhanelerde görevli bağımsız müşahitlerin belli periyotlarla hattan tavukların indirilip kaç saniyede ayıldığına baktıklarını anlatıyor. Türkiye’de yanlış bir bilginin olduğunu kuru yoluma odaklanıldığını ifade eden Güvenilir Gıda Vakfı Fıkıh Kurulu Üyesi, tüy ıslatma kazanlarının hastalıkları deriye geçirdiği bilgisinin de gerçeği tam olarak yansıtmadığını, bilimsel olarak ortaya konulan uygun sıcaklık değerleri altında bu riskin kontrol altına alındığını belirtiyor. Islatma kazanlarının derecesinin 53-54 derece kadar olduğunu, fazlasına müsaade etmediklerini kaydeden Çayıroğlu, bu sıcaklıktan derinin etkilenmeyeceğinin üzerinde duruyor. Tavukların ıslatma kazanına girmeden önce duşlama sisteminden geçtiklerini belirten Çayıroğlu, kazanda da su sirkülesinin sürekli devam ettiğine ve olası bir bulaşmanın sürekli kontrol altında tutulduğuna değiniyor.

Tavuk hakkında bilmediklerimiz

Bir tavuk için kesim işleminde 15-16 lt su kullanılır.

Günde 3 vardiya çalışan kesimhaneler 1 vardiyasını temizliğe ayırır.

Tavuk beslemede hormon kullanılmaz, hormon kullanımı maddi açıdan da külfetlidir.

Hormon kullanımı söz konusu olacak olsa dahi, piyasada bile bulunmayan o hormonun her hayvanın kasına ayrı ayrı enjekte edilmesi gerekeceğinden, bu iş için binlerce kişinin o işletmenin bünyesinde çalışıyor olması gerekir.

Et tipi tavuk ile yumurtlayan tavuk farklı hızda büyüme gösterir. Birisi 42-45 günde büyüme gösterirken diğeri 80-100 haftada aynı canlı ağırlığa ulaşabilir.

Türkiye’de kesimhane artıklarından tavuk unu, hindi unu, et kemik unu elde edilir ‘kan unu’ elde edilmemektedir ve kan ununun hayvan yemlerinde kullanımı söz konusu değildir.

Tavuk yemlerinin 100 kg’ında 6-7 kg et-kemik unu bulunabilir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
31.07.2014
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: beyaz et
Link: Beyaz et üreticileri, bilgi kirliliğinden şikâyetçi




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız