Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 20 Nisan 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Gıda »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Gıda Güvenliği
 Tüketici Köşesi
 Un, Unlu Ürünler
 Makarna
 KuruTahıl,Bakliyat
 Yemeklik Yağlar
 Kırmızı Et, Ürünleri
 Fast Food
 Dondurma
 Beyaz Et, Ürünleri
 Yumurta, ürünleri
 Süt, Süt Ürünleri
 DondurulmuşGıda
 Sebze,Meyve
 Bal, Reçel
 Zeytin, Ürünleri
 Konserve,Turşular
 Hazır Yemek
 Kuru Yemiş,Çerez
 KurutulmuşGıda
 Organik Gıdalar
 Diyet Gıdalar
 Baharatlar
 Salça, Ketçap
 Tatlı, Şekerleme
 GDO Gıdalar
 Marketler, Haller
 Toptancı, Bakkal
 Restoranlar
 Diğer Gıdalar
 Ambalaj
 Seminer,Kongre

Dünyada en saf şey baldır.

En sahtekâr şey insandır. Sahtekârla saf bir araya geldiğinde ne olur?

Türkiye olur. Kovan dağılır. Bal bozulur.

Resmi kaynaklara göre Türkiye’de 5,5 milyon arı kovanı var.

Kovan veya arıcılık deyimi ile koloni, içinde bir ana arı, 50-60,000 erkek ve dişi arı, petek ve bal bulunan şeye verilen addır.

Devlet koloni başına arıcılara 6 lira destek verir. Bu destek Tarım Bakanlığı tarafından sağlanır, arıcılar birlikleri tarafından dağıtılır.

Birlikler her ilde arıcıları ve kovan sayısını tespit eder, listeleri bakanlığının taşra kollarına verir. Bunlar listeleri onaylar, Ankara’ya yollar. Listede belirtildiği kadar arı kovanı var mıdır, yok mudur kontrol etmezler.

Tarım Bakanlığı paraları arıcılar birliklerinin hesaplarına yatırır. Birlikler de paraları arıcılara dağıtır.

Daha doğrusu, dağıtmaları gerekir.

Konuyu yakından izleyenlerin anlattığına göre listelerin çoğu naylondur. Türkiye’de 5,5 milyon koloni yoktur. Gerçek koloni sayısı 3,5 milyon bile değildir.

Aydın, Muş, Van, Erzurum dahil birçok ilde naylon liste davası sürmektedir.

Eskimo çölde yaşar mı?

Bu sahtekârlık hikâyem. Bir de sahteharlık+salaklık hikâyem var. O da şu:

Devlet 1990’dan başlayarak birkaç yıl öncesine kadar “köylüleri arıcı yapacağım” diye Anadolu’da 700 bin koloni dağıttı.

Bu kolonilerin içindeki arılar Muğla ırkına aitti. Muğla arısı ile Anadolu’da çiçek balına endeksli arıcılık yapılamaz. Eskimoların çölde yaşayamayacağı gibi, bu arılar Muğla doğası dışında verimli olamaz, yaşayamaz. Nitekim Muğla arısı Anadolu’nun soğuğuna dayanamayarak yok oldu.

Bu konuda onlarca rapor hazırlandı ama dağıtım devam etti. TEMA vakfına göre Ankara ilinde dört defa dağıtılan kolonilerin tamamının ölmüş olmasına rağmen 2005’te yeniden 4500 koloni dağıtıldı.

Dağıtılan bu koloniler arı hastalıklarını da yaygınlaştırdı. Arıcılığı yaygınlaştıracağım diye olan arıcılık da öldürüldü.

Proje sadece arı tüccarlarının ve onlardan nemalanan sahtekâr bürokratların işine yaradı.

Bu ve bu gibi nedenlerle Türkiye’de kitlesel arı ölümleri yaşanıyor. TEMA vakfının üniversitelerde yapılan bilimsel araştırmalara dayanarak verdiği bilgiye göre Türkiye genelinde son dört yılda yok olan koloni miktarı yüzde ellinin üzerindedir.

Tarım Bakanlığı’nın istatistiklerine göre bunun tersi olmakta, her yıl kovan sayısı artmaktadır.

Ama, yukarıda anlattığım gibi artan kovan sayısı değil, kovan başına verilen desteği “ham” yapan sahtekârlardır.

Kovan sayısı artıyorsa neden bal üretimi yarı yarıya düştü ve Tarım Bakanlığı neden sekiz bin ton bal ithaline izin verdi, bir muamma. Bir başka muamma ucuz ithal balın geriye kalan arıcılığı da öldüreceğinin neden bilinmediğidir. Birçok peteğin muhtevası artık saf bal değil saf sahtekârlıktır. Bal alırken gözünüzü dört açın.

 

Metin Münir

http://www.milliyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
01.10.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız