Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 16 Nisan 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Gıda »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Gıda Güvenliği
 Tüketici Köşesi
 Un, Unlu Ürünler
 Makarna
 KuruTahıl,Bakliyat
 Yemeklik Yağlar
 Kırmızı Et, Ürünleri
 Fast Food
 Dondurma
 Beyaz Et, Ürünleri
 Yumurta, ürünleri
 Süt, Süt Ürünleri
 DondurulmuşGıda
 Sebze,Meyve
 Bal, Reçel
 Zeytin, Ürünleri
 Konserve,Turşular
 Hazır Yemek
 Kuru Yemiş,Çerez
 KurutulmuşGıda
 Organik Gıdalar
 Diyet Gıdalar
 Baharatlar
 Salça, Ketçap
 Tatlı, Şekerleme
 GDO Gıdalar
 Marketler, Haller
 Toptancı, Bakkal
 Restoranlar
 Diğer Gıdalar
 Ambalaj
 Seminer,Kongre


Bayram şekeri diyabetin zehri olmasın!

Bayram sonrası aşırı yemek yemek, ağır hamur işleri, şeker, çikolata ve şerbetli tatlıları fazla tüketmek, sindirim sistemi rahatsızlıklarının yanı sıra kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olarak diyabet hastaları için ciddi tehlike oluşturuyor.

Central Hospital’den Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Şafak, diyabetin şeker başta olmak üzere karbonhidrat, protein ve yağ ile ilişkili bir metabolizma hastalığı olduğunu hatırlatarak, bayram süresince nasıl sağlıklı beslenilmesi gerektiğini anlatıyor.
 
ŞEKER TÜKETİMİNE DİKKAT!

Bayram çok güzel ve anlamlı ancak sağlık açısından değerlendirildiğinde, beraberinde getirdiği rahatsızlıklar için aynı yorumu yapmak pek mümkün değil. Ramazan ayı boyunca oruç tutan kişilerin birçoğunda psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimi görülüyor. Bayram boyunca ölçüsüzce besin tüketimi; kronik hastalığı olan kişilerde sorunlar oluşturabileceği gibi sağlıklı bireyler için de risk içermektedir.

HIZLI ŞEKER DEĞİŞİMİNDEN KAÇINMALI!

Bayramla birlikte, özellikle tatlı tüketiminde aşırı bir artış yaşanıyor. Şeker, çikolata ve şerbetli tatlıların çok tüketilmesi, vücudumuzda aşırı şeker yüklenmesine, sonrasında da şekerin düşmesine sebep oluyor. Gereğinden fazla tatlı gıdalar tüketmek, asıl besin ihtiyaçlarımızı karşılamamıza da engel olabilir. Artan tatlı tüketimi yağ ve kolesterolde ani yükselişlere neden olacağı gibi, ailesinde hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, kalp-damar hastalıkları, mide-bağırsak hastalıkları olanların ve yaşlı kişilerin de bu konuda daha hassas davranmaları gerekiyor.
 
Diyabet ve şeker başta olmak üzere karbonhidrat, protein ve yağ ile ilişkili bir metabolizma hastalığı olduğundan bu kişilerin hamur işi yiyecekleri sınırlamaları ve tatlıdan uzak durmaları gerekmektedir. Sadece diyabet hastalarının değil sağlıklı bireylerin de kan şekerlerini dengeleyebilmesi için tatlı tüketimine sınır getirmeleri önerilir. Çay şekeri olarak bilinen glikozun; kanseri besleyebildiği, bağışıklık sistemini zayıflattığı ve metabolizmayı kötü etkilediği de unutulmamalıdır.

Eğer tatlı besinler tüketilecekse günde bir porsiyonu geçmeyecek şekilde planlama yapılmalıdır. Baklava için 3 dilim, sütlü tatlılar için bir kase uygun miktarlar olmaktadır. Şerbetli tatlılardan sonra yarım bardak kadar süt veya ayran içilmesi tavsiye edilir. Bu şekilde tatlıdaki şeker miktarı ile sütlü üründeki protein etkileşir ve şekerin kanda hızlı yükselmesi engellenmiş olur. Tatlıdan uzak durulamayacaksa bu önlemlerin alınması faydalı olur.

SIVILARA DİKKAT!

Sadece yenilen tatlılar değil içecekler konusunda da dikkat edilmeli, çay ve kahve çok tüketiliyorsa, alınacak şeker miktarı azaltılmalıdır. Yaz aylarında şekerli hazır meyve suları ve limonata tercih edilen içecekler arasındadır ancak şeker oranları yüksek olduğundan çok tüketilmesi sakıncalıdır. Ramazan boyunca vücutta oluşan su kaybının telafisi için günlük 2- 2,5 litre su içilmeli ve sulu gıdaların tüketimine önem verilmelidir. İçecek tercihlerinde ise, kahve ve asitli içecekler yerine çay, ıhlamur ya da meyve çaylarının tüketilmesi önerilir.

Bayramla beraber tekrar düzenli beslenme sistemine dönmek gerekmektedir. Bayram süresince ara öğünler atlanabildiği için kilo artışı da yaşanabilir. Bu sebeple bayram süresince besinlerin dengeli tüketilmesi gerekir. Gereğinden fazla et ve tatlı yenildiyse, günün geri kalanında meyve, salata, sebze gibi besin değeri yüksek ancak kalorisi düşük besinler tüketilmelidir. Taze sebze ve meyve sağlıklı bir vücut için gerekli olduğu kadar, tok tutma özelliğine de sahiptir. Her 3 saatte bir yapılan küçük öğünler, sindirim sistemini yormadan metabolizmanın hızlanmasını kolaylaştırmaktadır.

MİDE VE BAĞIRSAKLARI KORUMAK İÇİN...

Sindirim sistemi ağızda başlayıp, bağırsaklarda son bulur. Sindirim sisteminin düzenli çalışması metabolizmayı düzenler ve oluşabilecek hastalıkların da önüne geçilebilir. Doğru beslenildiği takdirde gastrit, ülser, reflü, kabızlık ve ishal gibi hastalıklar da engellenebilir. Bu nedenle yediğimiz gıdaların miktarı ve zamanı önemlidir. Mideyi gereğinden fazla yormak sindirimi zorlaştıracağı için, kızartma gibi yağlı, şekeri fazla şerbetli tatlıları, baharatlı, katkı maddesi yüksek hazır yiyecekleri, tuzu yüksek salamura besinleri mümkün olduğu kadar tüketmemek gerekmektedir. Daha hafif ve sağlıklı olması açısından yiyeceklerin haşlanarak, ızgara ya da fırında pişirilerek hazırlanması önerilir.

Bayram süresince fiziksel aktivite olarak her gün 30 dakika yürüyüş yapılmalıdır. Fiziksel aktivitenin; bağırsak hareketlerini arttırdığı, kan şekerini ve kolesterolü azalttığı, kilo vermeye ve formu korumaya yardımcı olduğu unutulmamalıdır.
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
09.08.2013
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: Bayram şekeri diyabetin zehri olmasın!
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız