Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 18 Nisan 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  İçecek  »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Tüketici köşesi
 Meyve suyu, şuruplar
 Kola, gazlı içecekler
 Su, Soda, Maden suyu
 Alkolü İçkiler
 Çay, Kahve
 Süt, Süt Ürünleri
 Şalgam
 Diğer içecekler

SÜREKLİ “zeytinya-ğını” yazınca salça sektöründen itiraz geldi.

“Bizim sektörün de sancıları var, yazın” diye.

Domatesi nasıl yazmam...

Yaz, kış bir tek günümün domatessiz geçtiğini hatırlamıyorum.

Ekmeksiz yaşayabilirim ama domatessiz asla.

Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden domates, Tarım Bakanlığı’nın yeni hazırlamış olduğu “Tarım Havzaları Modeli” projesinde desteklenmesi öngörülen ürünler arasında yok.

Salça üreticileri bu duruma şaşkın.

Zira “domates”, tarıma dayalı sanayi sektörünün ihracat yaptığı ürünlerin en önemli ana ham maddelerinden biri.

Domatesin sancılarını en yetkili ağızlardan biri, Salça İmalatçıları ve İhracatcıları Derneği (SİİD) Başkanı Murat Savaşkan’dan dinliyorum.

Önce domates severlere faydalı bir kaç bilgi.

Türkiye’de 10-11 milyon ton domates üretiliyor.

Bunun 3 milyon tonu salça, sos, domates suyu, parçalanmış domates vesaire gibi işleniyor.

Türkiye, ABD, Çin ve İtalya’dan sonra dünyanın dördüncü salça üreticisi.

Çin nereden çıktı diyeceksiniz?

Şimdiye kadar yemiş olduğum Çin yemeklerinde domatese ve salçaya rastladığımı hatırlamıyorum.

Bilmem yanılıyor muyum?

SALÇA KULLANMIYOR AMA ÜRETİYOR

Mutfak kültüründe domates olmayan, yemeklerinde Akdenizliler gibi salçaya
asla itibar etmeyen ve soya sosundan şaşmayan bu ülke, iş salça üretimine gelince 2 numara.

Gerçekten Çin’in el atmadığı sektör yok gibi.

Dolayısıyla İtalyan ve Türk salça ihracatçıları için önemli bir tehdit.

Türk salçasına yeni pazarlar arayışında olan Savaşkan, Avrupa Birliği ülkelerine ürün gönderememekten şikayetçi.

Türkiye 1998 yılına kadar Avrupa Birliği ülkelerine yılda 30 bin ton salça satıyormuş SİİD  Başkanı’nın aktardığına göre.

Ancak Türkiye “deli dana” nedeniyle AB’den et ithalatını durdurunca işler tersine dönmüş, Avrupa  salça alınımını durdurmuş.

“Hem et misillemesi, hem Avrupalı salça üreticilerinin yoğun lobisi derken, Türk salçasına uygulanan yüzde 14 oranındaki vergi bize bu pazarın kapılarını kapattı” diyor Savaşkan.

10 yıl öncesi İngiltere’ye 5 ila 6 bin ton salça ihraç ederken bugün bu rakam bin tona kadar düşmüş.

TARIM BAKANLIĞI DANIŞMADI

İngiliz tüketicisinin elinin altında İtalyan, İspanyol, Portekiz salçası var bol miktarda.

Murat Savaşkan’ın söylediğine
göre, Avrupa Birliği domatese ton
başına 17 Euro destek veriyor ki, bu salçada ton başına 102 Euro’ya
denk geliyor.

Bizde domates ve salçaya destek, bu rakama göre devede kulak.

Ancak AB’nin önümüzdeki
yıllarda tarıma sübvansiyonu
kaldıracak olması Savaşkan’a göre önemli bir fırsat.

Buna göre hazırlanmalıyız” diyor.

“Bu yüzden yüzde 14 oranındaki verginin kaldırılmasına çalışmalıyız” diye ilave ediyor.

SİİD bugün hükümet ve AB nezdinde verginin kaldırılması için lobi çalışmaları yapıyor.

Ne ki işin en başına dönersek
salçanın ham maddesi olarak
domatesin yeni tarım havzalarında desteklenecek ürünlere dahil edilmesi gerek.

Domates desteklenmediği takdirde Türkiye’nin salça üreten ülkeler sıralamasında dördüncülükten çok daha gerilere düşmesi işten bile değil.

Savaşkan, “Tarım havzaları belirlenirken kimse salça sektöründen görüş bile almadı” diyor.

Üstelik, “sözleşmeli çiftçi” uygulamasını ilk başlatan da bu sektör.

 

hurriyet.com.tr

Ekleme Tarihi
28.08.2009
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız