Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 16 Nisan 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Tarla Bitkileri »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Buğday, Arpa
 Çavdar, Yulaf
 Mısır, Darı
 Pirinç
 Pamuk
 Soya
 Ayçiçeği
 Kanola
 Şeker Pancarı
 Yerfıstığı
 Nohut, Mercimek
 Fasulye, Bezelye
 Çay
 Tütün
 Aspir
 Fig, Yonca
 Diğer Tarla Bitkileri

Şeker fabrikaları çiftçinin dilinden anlayana verilsin mısırdaki tekel de bitsin

 


Ercan İnan - [email protected]


 

 
 
40’ın üzerinde şeker fabrikasının özelleştirmesinde düğmeye basıldı. Kütahya Şeker’in sahibi Torunlar Gıda’nın patronu Mehmet Torun “Pancar üreticisi ile iletişim çok önemli. Doğru Çiftçiyi küstürürseniz pancar üretmez. Bu yüzden fabrikalar işi bilenlere verilmeli sadece paraya bakılmamalı” dedi.


Türkiye’nin en büyük gıda firmalarından biri olmasına rağmen Torunlar’ın adını 2005 yılındaki Telsim binası operasyonuna kadar pek fazla bilen yoktu. TMSF’nin sattığı Esentepe’deki Telsim binasını, usta bir hukuksal manevra ile Hüsnü Özyeğin’in elinden kapınca, kamuoyunun dikkatini çektiler.


Sonrasında iddialı gayrimenkul projeleri ile ünlerini pekiştirdiler. Son olarak da Ali Sami Yen projesine yüzde 65 oranında ortak olarak dikkatleri bir kez daha üzerine çekti Torunlar Grubu.


Torium Alışveriş Merkezi, Mall of İstanbul, Korupark gibi gayrimenkul projeleri var yürüyen. Telsim binasının yerine yapacakları Torun Towers’da da harekete geçildi.


Ancak grubu bugünlere getiren asıl lokomotif sektör gıda. 188 milyon liralık üretimden satış ile Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında 312’inci sırada Torunlar Gıda var.


Grubun GYO kısmında sözcü Aziz Torun. Aziz Torun’u herkes tanıyor. Grubun bir de basın karşısına çıkmayı pek sevmeyen, perde arkasında kalmayı tercih eden diğer patronu Mehmet Torun var. Mehmet Torun çok nadiren konuşur ancak önemli mesajlar verir.


Geçen hafta kendisi ile buluştuk ve şeker fabrikaları özelleştirmelerinden başlayıp, mısır şurubuna uzanan, oradan kur ve faiz dengesine kadar giden uzun bir sohbet yaptık.


Önce kısa bir hatırlatma. Türkiye Şeker Fabrikaları’nın elindeki fabrikalar 6 portföy halinde satışta. Kasım ayının son günlerinde B ve C portföylerinin satışı yapıldı. Portföy C için en yüksek teklifi 656 milyon dolar ile Cengiz Holding’e bağlı Ak-Can, Portföy B için ise en yüksek teklifi 266 milyon dolarla Kolin-Limak ortak girişim grubu verdi.


Kütahya Şeker Fabrikası’nın sahibi Torunlar da satıştaki portföyler için teklif verdi ancak, fiyat teklifleri geride kaldı. Portföy satışları devam edecek. Mehmet Torun, satışa çıkacak Bor, Ereğli ve Ilgın’dan oluşan Portföy D’yi önemsiyor. Hatta şaka yollu olarak, “Eğer alamazsak, Kütahya’yı da satar sektörden çıkabiliriz de” diyor.


Pancar tarım ürünü değil mi?


Kütahya Şeker Fabrikası’nda ciddi bir yenileme yatırımı yapmışlar. Pancar kesme kapasitesini 70 milyon liranın üzerinde yatırımla 1.800 tondan 4 bin tona çıkarmışlar. Bu sayede pancar alım kampanya süresini 120 günden 75 güne düşürecekler ve pancardan elde edecekleri verim de artacak. Zira pancar bekledikçe şeker enzimleri azalıyor. Şeker özelleştirmelerinde sadece fiyat odaklı bir satışın yanlış olacağını belirten Mehmet Torun, şöyle konuştu:


“Elektrik dağıtımındaki gibi sadece yüksek fiyat verene satmak marifet değil. Burada çiftçinin dilinden anlayan birine satış önemli. Zira şekerde sözleşmeli tarım yapıyorsunuz. Burada her bir fabrika için 15-20 bin sözleşmeli çiftçiden bahsediyoruz. Çiftçiyle iletişimi olan sektörü bilenler özelleştirmeye girmeli. Çiftçiyi küstürürseniz pancar ekmez. Arpa eker, buğday eker ama pancar ekmez. O yüzden bu işleri bilen birilerinin özelleştirmelere girmesi ve fabrikaları alması önemli. Havaalanı özelleştirmesinde bile yeterlilik aranıyor ancak bu önemli konuda yeterlilik aranmıyor.”


Mehmet Torun, şeker pancarının sanayi ürünü kabul edilerek ve tüm sorumluluğunun Sanayi Bakanlığı’na verilmesine de tepkili. Bu kategoriye girdiği için şeker pancarının Tarım Bakanlığı’nın destekleme politikalarından yararlanamadığını kaydeden Mehmet Torun, “Bu ürün Tarım Bakanlığı’nın aldığı kararlarda yerini almalıdır. Bir çok ürün destekleme alıyor ancak şeker pancarı alamıyor. Bir miktar destek olsa, Türk şekeri de zarar edilmeden ihraç edilebilecek” diye konuştu. Torun, C tipi şekerde ton başına 150 TL destekleme yapılması halinde şekerin zarar edilmeden ihraç edilebileceğine dikkat çekti.


Torun, B kotalı şekere de değindi ve “B tipi yani güvenlik gerekçesiyle stok olarak tutulması gereken şeker. Başka hiçbir üründe böyle bir zorunluluk yok. Mesela biz 1.200 ton şeker tutuyoruz stokumuzda. Ekstra bir maliyet yaratıyor” dedi.


*****



Sıcak paraya ihtiyaç varsa faizi artırıp çağırmalıyız...


Mehmet Torun, ekonomideki gidişattan genel olarak memnun olduklarını, mali disiplini takdir ettiğini söyledi. Ancak Merkez Bankası’nın kur ve faiz politikasına ağır eleştiri getiren Torun, şirketlerin binbir güçlükle elde ettiği kârların kur yüzünden uçtuğunu söyledi. Torun, “Türkiye 25 yıldır sıcak para ile büyümüştür. Şu an yine sıcak paraya ihtiyaç var. Varsa onu çağırmak lazım. Bunun için de bir miktar faiz vereceksiniz. Literatürde faiz var mı var. Bunu inkar edemeyiz. İhtiyaç varsa vereceksiniz” dedi. Torun, Merkez Bankası’nın faiz koridoru politikasını hiç anlamadığını da belirterek kur ile ilgili sözlerine şöyle devam etti:


“Faiz koridoru uygulamasını doğru bulmuyorum. Bundan 2 yıl sonra bu işin yanlışlığının ortaya çıkmasının da bir anlamı yok. Çünkü bu arada şirketlerin çoğu kur yüzünden sıkıntıya giriyor. Piyasalarda batışlar, sektörel riskler ortaya çıkıyorsa işin doğrusunun çok sonra anlaşılmasının bir anlamı yok. Bizler bir zincirin halkalarıyız. Biri batarsa diğerinin etkilenmemesi diye bir durum söz konusu olamaz. Ayrıca bu işin bir diğer tarafı da Maliye’dir. Biz kur farkı zararımız olmasa Maliye’ye daha çok vergi verecektik. 1 yerine 3 verecektik. Kârımız var ancak kur farkı tüm kârımızı alıp götürüyor. Ben Merkez Bankası başkanlarının uzun bir süre için atanmaları gerektiğine inanıyorum. Mesela Durmuş Bey bir hayli tecrübe kazanmıştı. Bu işi iyi de götürüyordu. “


*****



Mısır şurubunda kartel düzeni var


Şeker pancarından üretilen şekerin en büyük rakibi kuşkusuz mısırdan üretilen şeker. Mehmet Torun, “Sadece pancardan üretilen şekeri tüketin” diyor ancak mısırdan üretilen şekerin sağlığa etkisi ile ilgili yapılan spekülasyonlara çok fazla girmiyor. Ancak Torun’un takıldığı başka bir durum var. Mısırdan yapılan şeker ile ilgili tekel olduğunu, sektöre başka oyuncunun girmesine izin verilmediğine dikkat çekiyor. Torun, “Başka oyuncu sektöre giremediğine göre bunun adı karteldir. Bu daha ne kadar devam edecek. 10 yıldır aynı firmalar üstelik sektör kotaları sürekli artırılarak pancar çiftçisinin aleyhine bir durum yaratılarak işe devam ediyorlar. Bu bir korumacılıktır. Bunu doğru bulmuyoruz. Bunun kırılması lazım geldiğini düşünüyoruz” diyor.


Mısırdan üretilen şekerin şeker pancarından üretilen şekere göre ciddi bir maliyet avantajı var. Örnek vermek gerekirse şeker pancarından üretilen şeker 10’a maloluyorsa, mısırdan üretilen şeker 5.5-6’ya maloluyor. Ancak mısırdan üretim yapanlar fiyatı sadece şeker pancarından üretilen şekerin yüzde 10 civarı altında belirleyerek hem talebi canlı tutuyorlar hem de ekstra kar marjının sahibi oluyorlar. Üstelik şeker pancarı üreticisini de ekmeğinden ediyorlar.

 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
27.12.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız