Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Su Ürünleri »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Örgütler, Paydaşlar
 Tür, Irk
 Aşı, İlaç
 Mekanizasyon
 Kültür balıkçılığı, Deniz
 Kültür balıkçılığı, Tatlı Su
 Avlanma, Av teknolojisi
 Su ürünleri
 İhracat, İthalat
 Ticaret, Pazarlama
 Araştırma, Geliştirme
 Kamu çalışmaları
 Destek, teşvikler
 Diğer


 
  MURAT ERDOĞAN / LUMBUZDAN BAKIŞ
 
  Balığı bile kuzu diye satıyoruz!
 
 
  19 Eylül 2013 Perşembe 07:28

 
Geçen hafta yapılan Deniz Ticaret Odası toplantısında 'Gerekirse soğuk hava depolarına koyun ama balık fiyatlarının düşmesine izin vermeyin' diyen Başkan Metin Kalkavan, ciddi eleştiriler içeren yorumlara maruz kaldı.
 
Dunya.com başta olmak üzere, haberin yayımlandığı pek çok sitede yapılan yorumları inceledim. İki destek yorumu dışında eleştirisini seviyeli bir şekilde yönelten de var, seviyesiz de… Benim dikkatimi çeken ise 'Bu sene hiç balık almayıp, balıkçıları protesto edelim' diye tepki gösterenlerin yorumları oldu. DTO Başkanı Kalkavan'ın kişisel yorumu, balıkçılara mal edilmiş oldu. Oysa Başkan Kalkavan'ın ne balıkçı teknesi vardı ne de balıkçı tezgahı. Bu nedenle kişisel görüşün ne balıkçılara ne de DTO'ya maledilmesi gerekiyor. Çünkü Deniz Ticaret Odası, balık fiyatlarına takılmak yerine, verimli balıkçılığı, üretim ve tüketimi artırmaya yönelik politikalar üretmeli, tıpkı balıkçıların yapmak istediği gibi. Nitekim balık üretiminde dünyada 30. sırada yer alan Türkiye'nin, su ürünleri üretimi TÜİK verilerine göre 2012 yılında yüzde 8,34 azaldı. Balıkçılara göre düşüşün nedeni, denizdeki balığın azalması değil, geçen yıl uygulamaya konulan 24 metre yasağı. 'Kıyıya fazla yanaşamadığımız için daha az balık avlayabildik' diyorlar. Geçen yıl avcılıkla yaklaşık 433 bin ton su ürünleri üretimi gerçekleştirildi. Yetiştiricilikteki üretim ise 212 bin ton.

Ülke olarak balık tüketiminde dünya ortalamasının gerisindeyiz. Dünyada yıllık 16 kilogram olan balık tüketim ortalaması, Avrupa Birliği'nde 22, Türkiye'de ise 7 kilogram seviyesinde. Türkiye'de balık, üretim azlığından değil, dürüm kültürü hakim olduğundan fazla tüketilmiyor. Balıkçıların, 'derya kuzusu' söylemiyle satış yapma sebebi budur. Çünkü AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında, üretim açısından 7. sırada olmamıza rağmen, tüketimde yine sonunculuğu kaptırmıyoruz. Özetle, balık tüketiminde dünya ortalamasına ulaşmak için mevcut üretimi 2, AB seviyesine ulaşmak için de 3 kat artırmamız gerekiyor.
 
Bu da hiç şüphesiz, balık fiyatlarını yüksek tutarak değil iyi bir planlamayla olur. Bunun için de işe balık avcılığında gerçek miktarlar ve israf oranlarının tespitiyle başlanabilir. Hurda teşviği tek başına verimliliği artırmaya yetmez.

Aksi halde Türkiye'de balığı 'tuzlu' yemeye devam ederiz. Çünkü iddia edildiği gibi Türkiye'de balık fiyatları o kadar da ucuz değil.

Avrupa Birliği'nin TÜİK'i olarak kabul edebileceğimiz Eurostat'ın yaptığı bir araştırmaya göre, balık fiyatlarında AB ortalamasının sadece 3 puan gerisindeyiz. 38 ülkenin yer aldığı listede 16. sırada yer alıyoruz. İngiliz ve İspanyollar bizden daha ucuza balık yiyor.
 
Türkiye'deki avcılığın neredeyse yarısını hamsi oluşturuyor. Bu nedenle daha ucuz. Eğer Başkan Kalkavan'ın savunduğu gibi, hamsinin kilosu 7 TL olsaydı Avrupa'da balığı en pahalıya yiyen ülkeler arasına girebilirdik. Çünkü Avrupalı biz Karadenizliler gibi hamsiyi balıktan ayrı tutmuyor, balık olarak sayıyor ve böylelikle Türkiye'de balık fiyatlarının ortalaması düşüyor.

Fakat, armatörler nasıl gemi fiyatlarının düşmesine engel olamıyorsa, balıkçılar da hamsinin ucuzlamasına engel olamaz. Ama isterse Devlet baba olabilir. İlk olarak ÖTV'siz yakıt teşviğini kaldırır. Zaten pek ilgi göstermediniz diye, ikinci gemi sicilinde (TUGS) olan tekneleri de çıkarırsa, kalkan fiyatına hamsi yeriz.

Biz de isteriz elbet balıkçılar da kazansın. Fakat bunu halkın sırtından değil de diğer maliyetleri gidererek yapsalar ne iyi olur. Deniz Ticaret Odası'nın desteğiyle balıkçılar, Avrupa Birliği ile başlatılacak 'balıkçılık faslı'na şimdiden hazırlanmalı. Çünkü AB fiyatla değil, standartlarla uğraşacak.
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
19.09.2013
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: balık, kuzu, balık fiyatları, Murat Erdoğan, makale
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız