Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Bilişim, Teknoloji »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Teknik Bilgiler
 Gıda, Tarım Bilişimi
 Bilgi Sistemleri
 E-Devlet Uygulamaları
 e-Ticaret, e-İş
 Hassas Tarım
 CBS, Uzaktan Algılama
 Nanoteknolojiler
 Biyoteknoloji, Gen Müh.
 Diğer

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kenan Turgut, Türkiye'de Genetiği Değiştirilmiş Organizmanlar (Gdo) Konusunda Araştırmaların Yetersiz Olduğunu Belirterek, "Amerika Dışında Çin ve Hindistan Gibi Ülkeler de, Gdo Konusunda Ciddi Mesafeler Kat Etti. Türk Bilim Adamları da Bu Araştırmalardan Geri Kalmamalı.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 26 Ekim'de çıkardığı GDO yönetmeliği, tartışılmaya devam ediyor.

Konu, Antalya Ticaret Borsası (ATB)'nda düzenlenen 'GDO ile Tarımsal Üretim ve İnsan Yaşamına Etkileri' konulu panelde bir kez daha tartışıldı.

Maliyetli olmasından dolayı Türkiye'de GDO konusunda pek fazla çalışmanın yapılmadığını vurgulayan Prof. Dr. Kenan Turgut, "Bu tehlikeli bir teknolojidir. Bunu izlemeyelim, uygulamayalım dersek o zaman Türkiye'deki bilim adamlarının önünü kapatmış oluruz." ifadesini kullandı.

GDO araştırmalarının Türkiye'de de mutlaka yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Turgut, şöyle konuştu: "Bizim de Çin gibi, Hindistan gibi bu yolda gitmemiz lazım. Elbette çiftçimizi ve tohum üreticilerimizin ekonomik olarak korunmasını istiyoruz. Ancak bu teknolojiden de geri durmamalıyız. Yeni teknolojiler her zaman risklidir. Ancak bu 'şu teknolojiyi terk edelim. Bu teknolojiden bir şey gelmez. İnsan sağlığına zararlıdır.' anlamına gelmemeli. Bunlardan kaçınmakta doğru değil."

Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer ise Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 1998 yılında GDO'lu pamuk, mısır, soya tohumları getirerek Çukurova Bölgesi'nde denediğini, verim alamayınca Türkiye'ye sokulmasına izin vermediğini hatırlattı.

GDO'lu tohumların her yerde verim artışı sağlamadığını savunan Tuncer, "GDO teknolojisi, tek başına bir fayda sağlamaz. Bu yöntemle dünyadaki bir milyar aç insanı doyuramazsınız. Aslında temel sorun dünyada yeterli olan bitkisel üretimin dengeli adil paylaşılmamasından kaynaklanmaktadır. Afrika kıtasında 1 milyara yakın insan açlık sınırında yaşarken ABD'deki insanlar obozite tedavisi görmektedirler. Şişmanlıkla mücadele etmeye çalışmaktadırlar." diye konuştu.

GDO teknolojisinin insan sağlığı açısından ne getirdiğinin iyi sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Tuncer, şunları söyledi: "Bunun için de bu teknolojiye kaynak aktaran uluslararası firmaların biraz da insan sağlığı açsından getirdikleri konusuna yatırım yapmalarını ve kamuoyunu aydınlatmaları gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bu konunun bir yönetmelikle düzenlenmesi doğru değildir. Böyle olmadığı da çıkarılan yönetmeliğin 20 gün sonra değiştirilmesiyle ortaya çıkmıştır."

Türkiye'de ulusal biyogüvenlik yasasının taslak halinde olduğuna işaret eden Tüketici Koruma Derneği Antalya Şube başkanı Abdullah Özçulcu da yönetmeliğin yasadan önce çıkarılmasını eleştirdi.

Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın GDO'lu ürünlerle ilgili çıkarılan yönetmeliğin ulusal biyogüvenlik yasasıyla paralellik içerdiği yönündeki sözlerini hatırlatan Özçulcu, "Ancak bir yönetmeliğin dayanağı yasadır. Yasa olmadan yönetmelik çıkarılmaz. Ama bu yönetmelik hiçbir yasaya dayanmıyor. Halbuki her yönetmeliğin bir yasaya dayanması lazım. Önce yasanın çıkarılması daha sonra yönetmeliğin çıkarılması gerekirken bu yerine getirilmedi. Bu yönetmeliğin altı boş kaldı. O yüzden çok tartışılır hale geldi. Çok kısada değiştirilmek zorunda kalındı." eleştirisinde bulundu.

Panele katılan Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin de eleştirilere cevap verdi.

Söz konusu yönetmelik çıkmadan önce bazı ürünlerin beyana tabi olarak Türkiye'ye girdiğini kaydeden Erçin, "İthalatçı şirket bu üründe GDO olmadığını bir taahhütname ile beyan ediyordu. Buna istinaden bakanlık da izin veriyordu. Bu yönetmelik bunu disiplin altına aldı." ifadelerini kullandı.

Yönetmeliğin ürünlerin en azından bir analize tabi tutulacağı, GDO'lu ise bunun hangi şartlarda ülkeye gireceğini bir sisteme bağladığını ifade eden Erçin, şöyle devam etti: "Eleştirilen bir diğer konu yönetmelik hazırlanırken sivil toplum örgütlerinin görüşünün alınmadığı. Doğrudur yönetmelik için alınmamıştır. Ama bakanlık 4 yıldır biyogüvenlik yasasıyla ilgili STK'lardan görüş alıyor. Yönetmeliliğin, biyogüvenlik yasasından önce çıkması bir avantajdır."

Ürünün GDO'lu olup olmadığının etiketlerinin üzerine yazılmasının tüketicinin kafasını karıştıracağına dikkat çeken Tarım İl Müdürü, "Etiketlere sadece GDO harfleri büyük yazılacak. 'vardır veya yoktur' küçük harfle yazılacak. Böyle olunca tüketici bütün ürünlerde GDO harflerini görecek. Var olan yazsın. Yok olan zaten yok."

 

http://www.gidasanayii.com/

Ekleme Tarihi
28.11.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız