Biyodizel Üretiminde Tarım Politikalarının Kurgulanması Gerekmektedir BİYODİZEL ÜRETİMİ -ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI TUNCER: -''BİYODİZEL ÜRETİMİ KONUSUNDA İTHALATI REDDEDEN VE UYGUN EKOLOJİK ALANLARDA SAĞLIKLI BİR ÜRETİMİ ÖNGÖREN TARIM POLİTİKALARININ MUTLAKA KURGULANMASI GEREKMEKTEDİR''
ANKARA (A.A) - Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Turhan Tuncer, biyodizel üretimi konusunda ithalatı reddeden ve uygun ekolojik alanlarda sağlıklı bir üretimi öngören tarım politikalarının mutlaka kurgulanması gerektiğini bildirdi. Tuncer konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK), piyasaya akaryakıt olarak arz edilen benzin türlerine, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle de en az yüzde 3 oranında yerli tarım ürünlerinden üretilmiş etanol ilave edilmesini kararlaştırdığını anımsattı.
Türkiye'de her yıl tüketilen mazotun yaklaşık dörtte birinin tarım sektöründe kullanıldığını belirten Tuncer, üreticilerin bir taraftan ÖTV ve KDV'lerle dünyanın en pahalı mazotunu tükettiğini, diğer taraftan fosil yakıt kullanımı nedeniyle hiç istemeden yerkürenin ısınmasına katkıda bulunduğunu savundu.
Bilim insanlarının, yerkürenin, sera gazı salınımının geçmişle kıyaslanmayacak derecede artması nedeniyle ısındığını ve iklim kuşaklarının 150 ile 500 kilometre kuzeye doğru kayma eğiliminde olduğunu ifade ettiğini işaret eden Tuncer, su kaynaklarının da hızla azaldığını ve kirlendiğini ifade etti.
Sürdürülebilir olmayan bu gidişin bir an evvel tersine çevrilmesi, tüm insan etkinliklerinin doğayla ve çevreyle dost bir zemine oturtulması gerektiğini vurgulayan Tuncer, şunları kaydetti:
''Biyoyakıtlar, yenilenebilir enerji kaynağı niteliğiyle, bu alanda kullanılabilecek umut verici bir araç niteliğindedir. Bu çerçevede, bir taraftan üretici kendi ürettiği ürünün enerjiye dönüştürülmesi kapsamında ürününe talep sağlayacak, bunun yanında enerji maliyetini yarıya yakın düşürecek. Diğer taraftan bir doğa faaliyeti olan tarımsal etkinliği ile çevreyi, yerküreyi tahrip etmeyecektir. Bununla birlikte, bu olumlu çerçevenin sorunsuz bir açılım olduğunu söylemek de mümkün değildir.
En başta, biyoyakıt hammaddesinin yurtiçi üretimle karşılanmasında yaşanan yetersizliklerin altı çizilmelidir. Dış alıma dayalı bir biyoyakıt sanayi gelişimi, ulusal yararlara uygun sonuçlar üretemez. Bunun için, Türkiye'nin sulanabilir alan varlığının yatırımlar yoluyla artırılması ve sağlıklı bir üretim planlamasının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.''
-''PLANSIZ GELİŞİM, İLK OLARAK YOKSULLARIN MUTFAĞINI VURACAK''-
Biyoyakıt hammaddesi üretimi için giderek artan oranlarda arazi tahsisinin de temel gıda ürünleri üretiminin arzını kısıtladığını ve fiyatları yükselttiğini öne süren Tuncer, açıklamasını şöyle tamamladı:
''Bu süreç, 2 milyon hektar alanı kullanılmayan ve 3,5 milyon hektar alanı da tahıl-nadas ikilemesinde her iki yılda bir boş bırakılan Türkiye arazi kullanım verileri dikkate alındığında, dikkatli bir planlama ve uygulama ile ülkemiz için sorun oluşturmayabilir. Ancak plansız ve hoyrat bir gelişim, ilk olarak yoksulların mutfağını vuracak ve istenmeyen sonuçlar doğuracaktır. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak yetkilileri uyarıyoruz. Biyodizel üretimi konusunda ithalatı reddeden ve uygun ekolojik alanlarda sağlıklı bir üretimi öngören tarım politikalarının mutlaka kurgulanması gerekmektedir. Aksi durumda tarımdaki yoksullaşma ve dışa bağımlılık giderek artacak ve çok tehlikeli boyutlara ulaşacaktır.''
| 
