Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Mart 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Ekonomi, Lojistik »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Tarımsal Destekler
 Havza Bazlı Destekleme Modeli
 Ekonomi, Finans
 Tarımsal Kredi, Bankalar
 İşletme Yönetimi
 Yatırımlar, İş Geliştirme
 Tarımsal Politika, Mevzuat
 Gıda, Tarım Lojistiği
 Marketler
 Tarım Sigortası
 Fuarlar
 Diğer

Siz okuyucularımla bazı veriler paylaşmak istiyorum. Bunlar sigorta sektörüne ve özellikle de bir sigorta branşına yönelik veriler. Hem de öyle bir branş ki toplam sigorta prim üretiminin yüzde 19'unu ve toplam poliçe sayısının da yüzde 33'unu oluşturuyor. Yani, bu branşta üretim de poliçe sayısı da fazla. Hatta bir adım daha öteye gidip, sektörün lokomotif branşı bile diyebilirim.Şimdi gelelim sizinle paylaşmak istediğim verilere. Bu branşın ismini sonra söyleyeceğim. Poliçe sayısı, 8 milyon 106 bin. Prim üretimi ise 1 milyar 422 milyon TL. Bu branşta ödenen hasar tutarı toplam,1 milyar 169 milyon. Muallak hasar rakamı ise 697 milyon 801 bin TL. Bilmeyenler için muallak hasarın ne anlama geldiğine de kısaca değineyim. Sigorta şirketinin ödeme ihtimali olan, ancak henüz ödenmemiş hasarlarına karşılık ayırdığı tutara muallak hasar deniyor. Daha açık bir anlatımla... Bu da ödenecek olan hasar tutarıdır ama şirketler bunu ne zaman ödeyeceklerini bilmezler. Kimi dosya hukuka intikal etmiştir. Kiminin hasar tespiti bitmemiştir. Kimi de halen incelemededir. Dolayısıyla muallak hasarı da ödenecek hasar olarak saydığımızda, bu branşta toplam tazminat rakamı 1 milyar 866 milyon TL'ye çıkar.  

Trafik sigortasındaki gerçek

 Şaka gibi değil mi? Maalesef değil. Acı ama gerçek. Bu branşta sigorta şirketleri sattıkları poliçe karşılığında 1 milyar 422 milyon TL prim toplamışlar ve 1 milyar 866 milyon da hasar ödemişler. Yani, aldıkları primin üzerinde tazminat ödenmiş. Sadece bu haliyle zarar rakamı bile 444 milyon TL. Sadece bu haliyle diyorum... Çünkü toplanan bu primden şirket genel giderlerini, acente komisyonlarını ve diğer giderleri de çıkarırsanız; varın 444 milyon TL'lik zararın daha ne kadar büyüyeceğini siz düşünün artık. Merak ediyorsunuz değil mi, bunun hangi branş olduğunu. Sigortacılar çok iyi anladılar da ben sigortacı olmayan okuyucular için söyleyeyim. Evet... Bu branş, trafik sigortası. Hani, şu zorunlu olan ve trafikteki her aracın yaptırma mecburiyetinde olduğu trafik sigortası. İşin ilginci ne biliyor musunuz? Trafik sigortasındaki bu zarar sadece bu yıla ait değil. Yıllardır bu branşta zarar ediliyor. Yıllardır da trafik sigortasında gerek primleri gerekse de teminatları Hazine Müsteşarlığı belirlerdi. Ta ki geçen yıla kadar. Sigorta şirketleri uzun yıllar bu durumun değişmesini ve trafik sigortasında serbest tarifeye geçilmesini istediler. Nitekim, geçen yılın ortasında da bu branşta serbest tarifeye geçildi. Teminatlar yine Hazine tarafından tespit edilmeye devam etti, ama primleri sigorta şirketleri serbestçe belirlemeye başladı.  

 Hasarın yüzde 85'i maddi

Peki, ne oldu? Daha doğrusu soruyu şöyle sorayım... Yıllardır zarar edilen ve bu zararın nedeninin de primlerin serbestçe belirlenememesine bağlanan trafik sigortasında, serbest tarifeye geçildikten sonra ne oldu? Olan ortada... Zarar. Yani, değişen bir şey yok. Trafik sigortasında açıklanan rakamları inceledim. Ödenen toplam 1 milyar 168 milyon TL'lik hasarın; 976.2 milyonu maddi tazminatlardan, 121.7 milyonu bedeni tazminatlardan ve 70.1 milyonu da tedavi giderlerinden kaynaklanıyor. Aynı şekilde 697 milyon 801 bin TL'lik muallak hasarın, 318.1 milyon TL'si de yine maddi tazminatlardan oluşuyor. Görünen o ki trafik sigortasında şirketlerin ödedikleri hasarın neredeyse yüzde 85'i araçlardaki maddi hasar. Oysa trafik sigortasının en temel özelliği, trafikte seyreden araçların üçüncü şahıslara verecekleri zararları karşılaması. Bu da vefat durumunda vefat tazminatı, sakatlık durumunda sakatlık tazminatı ödenmesi ve yaralanmalarda da tedavi giderlerinin karşılanması. Hal böyleyken bakıyorsunuz, ödenen tazminat içinde vefat ve sakatlık dahil toplam bedeni tazminatın payı sadece ve sadece yüzde 10.  

Halen neden zarar ediliyor

 Şimdi gelelim işin bir başta tarafına. Diyeceksiniz ki madem şirketler yıllardır serbest tarifeye geçmek istiyorlardı, halen neden zarar ediyorlar. Cevabı basit. Rekabetten... Ama fiyat rekabetinden. Anlamayanlar için şöyle anlatayım... Trafik sigortası zorunlu bir sigorta. Sigortacılar sigortalının ayağına gitmiyor, sigortalı mecburen kendi sigortayı yaptırıyor. Yani, rahat satılabilen ve bu nedenden dolayı şirketlerin prim üretimlerini rahat artırabildikleri bir branş. Teminatlar ise aynı, Hazine belirliyor. Dolayısıyla hizmette rekabet edilebilecek bir ortam da yok. Öyleyse tek yapılması gereken, sigorta satışını daha çok artırıp, daha fazla prim üretmek. Bunun da tek yolu sigortanın fiyatında esnek olma. Fiyatı aşağı çek, daha fazla poliçe sat ve daha çok üretim yap. Hal böyle olunca da daha önceki yıllarda mevcut primlerle hasarları ödemek mümkün değilken, bugünkü fiyat rekabetinin yaşandığı ortamda alınan primle, tazminat ödemek hiç mümkün olmuyor.

  Kimileri şimdi bin pişman

Haliyle şimdi de şunu soracaksınız. Bu duruma gelineceğini anlı şanlı şirketlerin yöneticileri bilmiyorlar mıydı? Çok iyi biliyorlardı. O yüzden bazıları serbest tarifeye geçilmesini istemedi. İsteyenlerin bazıları da ‘aman fiyatta rekabet yaşamayalım, yoksa biteriz' diye diye kabul etti. İsteyenler ise şimdi bin pişman. Daha iki gün önce sigorta şirketlerinden birinin yöneticisi ile sohbet ederken aynen şunları söyledi: "Kimi şirketler Anadolu'da 11 liraya traktöre trafik sigortası yapıyor. Bunun her tarafı prim olsa kaç yazar. Bin tane traktör sigortalasan, 10 traktör kaza yapsa, ödeyeceğin vefat tazminatı bin traktörden aldığın prime eşdeğer." Lafı fazla uzatmayayım. Trafik sigortası, garip bir branş. İşin kötüsü, kimsenin bu tablonun önümüzdeki beş yılda iyiye doğru değişeceği yönünde bir umudu da yok.  

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=133862&YZR_KOD=149
#content { margin-top:-140px; ); } #content li { margin-left:25px; }

Ekleme Tarihi
11.12.2009
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız