Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Nisan 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Ekonomi, Lojistik »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Tarımsal Destekler
 Havza Bazlı Destekleme Modeli
 Ekonomi, Finans
 Tarımsal Kredi, Bankalar
 İşletme Yönetimi
 Yatırımlar, İş Geliştirme
 Tarımsal Politika, Mevzuat
 Gıda, Tarım Lojistiği
 Marketler
 Tarım Sigortası
 Fuarlar
 Diğer

TARIMA verdiği önemle farklı kulvarda kendine yol açan Denizbank, geçen gün “başarı öyküleri”yle dikkatleri çekmeye çalıştı.

Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, bu amaçla şu soruyu ortaya attı:

- Neden tarım?

Yanıtını da Tekfen Holding’in kurucu ortağı, TEMA Vakfı’nın Onursal Başkanlarından Nihat Gökyiğit, Intercity’nin ortağı ve Eylül Tarım’ın sahibi Vural Ak, Corvus Vineyard’ın sahibi Reşit Soley, hayvancılık yatırımlarıyla bilinen Hedef Alliance Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve Antalya Tarım Yönetim Kurulu Üyesi Savaş Titiz’den almaya çalıştı.

Tekel’in Bozcaada’daki atıl şarap fabrikasını alıp, oradan Corvus markasını yaratan mimar Reşit Soley’in bazı sözleri, diğer öyküler arasında kaynadı:

- 4 şişe şarapla yaratılan katma değer, bir çamaşır makinesine eşit.

Geçmişte birçok banka ve şirketin iç dekorasyonuna imza atan Soley’in o günlerde tek bir saksısı bile olmamış. Hatta dekorasyonunu yaptığı kurumlarda sonradan yerleştirilen saksıları geceleri toplatırmış.

Soley, Bozcaada’da üzüm bağı ve şarap işine girerken tarımla ilgili 400 kitap okumuş, toprağın değerini anlamış:

- Toprakla uğraşan insanın eli, yüreği, beyni büyüyor...

Soley, sözlerini tamamlarken, “Neden tarım?” sorusuna şu yanıtı verdi:

- Bu işte 1’e 80, hatta 150 katma değer yaratmak mümkün. Yeri gelir 1 liralık üzümden 500 liralık
şarap üretebilirsiniz. İşte bunun
için tarım.

Reşit Soley’e sordum:

- İstanbul’da bir restoranda kendi şarabınızı örneğin 200 liraya size sunmaya kalktıklarında ne hissediyorsunuz?

- Ben kendi şaraplarımı restoranda içemiyorum. Çünkü, restoranların çarpanı çok yüksek. Bu da fiyatı yükseltiyor.

Anladım ki Soley’in restoranlarda 3-4 katı fiyatla şarap satılmasına karşı mücadele hazırlığı var:

- “Şarabımı istiyorum” çıkartmaları hazırlatıyorum. Bunları cebimize koyacağız. Şarap fiyatını pahalı gördüğümüz restoranın mönüsüne yapıştıracağız.

Geçen gün Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, son dört yıldaki bir gelişmeyi ortaya koydu:

- “Mahalle baskısı” 4 yılda 17 bin alkollü içki satış noktasının piyasadan çekilmesine yol açtı.

Ortada bu kadar “mahalle baskısı” varken, şarap sektörünün önüne bir de “restoran çarpanı” engeli koymak
doğru mu?

 

9 ünlü ‘Master of Wine’, Türk şaraplarını tatmak için geliyor

VERİTAS Şarap Eğitim Yönetim Kurulu Başkanı ve vinolog Doç. Yunus Emre Kocabaşoğlu aradı:

- Dünyaca ünlü 9 Masters of Wine (şarap üstadı) 5-7 Mart’ta İstanbul’a gelecek. Yine Türk şaraplarını tadacak. Ayrıca şarap tadımı konusunda seminerler verecekler.

Kocabaşoğlu, ardından 9 ünlü şarap üstadını sıraladı:

· Bordeux’nun yaşayan en önemli uzmanı kabul edilen Kont John Umberto Salvi.

· CNBC ve Sky Business televizyonlarına şarap programları yapan Daily Telegraph yazarı John Downes.

· BBC’de program yapan, The Economist Dergisi ve The Observer Gazetesi’nin şarap yazarı Tim Atkin.

· Keith Floyd ile birlikte BBC’de yeme-içme programlarına imza atan Jonathan Pedley.

· Decanter, Wall Street Journal ve World of Fine Wine gibi yayınlarda yazar Beverley Blanning.

· Los Angeles Times şarap yazarı Joel Butler.

· Jancis Robinson ile birlikte çalışan ve Decanter’de yazan Julia Harding.

· Opus Vino yazarı Sarah Abbot.

· Hollanda’nın ünlü şarap uzmanı Frank Smulders.

Kocabaşoğlu’nun geçen yıl konuk ettiği ünlü şarap uzmanı ve yazarı Jancis Robinson’un notları Financial Times’da yayınladı, Türk şarap markaları için olumlu etkileri hissedildi...

9 üstadın tadımı daha çok ses getirir...

 

Şeker Kurumu: İthalat bizim fiyattan 100 dolar pahalıya gelir

CUMA günkü yazıma, Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ni çatısı altında bulunduran İstanbul İhracatçı Birlikleri Başkanı Zekeriya Mete’den şu başlığı atmıştım:

· Şekerin tonu 1700 lira, dünya pazarında maça 60 dolar mağlup başlıyoruz.

Zekeriya Mete, Türkiye’ye şeker ithalatının yasak olduğuna dikkat çekip, özetle sıkıntılarını şöyle ortaya koymuştu:

- Dünyada şekerin tonu 800 dolar. Bizim Şeker Fabrikaları’nda fiyat 1700 lira. Üstüne bir de taşımaya katkıları yokken 60 dolar navlun alıyorlar. Madem ithalat yasak, hiç olmazsa 60 dolar navlunu almasınlar.

Şeker Kurumu, gönderdiği yanıtta öncelikle şekerin ton başına borsa fiyatından örnekler vermiş:

· 5 Aralık 2008: 295 dolar, 21 Ocak 2010: 759 dolar, 18 Şubat 2010: 706 dolar.

Sonra, Türkiye Şeker Fabrikaları’nda fiyatın nasıl oluştuğunu aktarmış:

· Şekerli mamul ihracatçılarının dünya ile eşit rekabeti için Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Şeker Kurumu arasında ortak çalışma yapıldı. İçerdeki pancardan üretilen şekeri kullansınlar diye dünya fiyatına 61 dolarlık navlun ekleniyor o kadar.

Ardından, ithalat maliyetine dikkat çekmiş:

· Oysa şekeri ithal etseler, damga vergisi, banka masrafı, gözetim masrafı, liman derken ton başına maliyetleri 100 dolar daha fazla olur. 

Şeker Kurumu, açıklamayı şöyle noktalamış:

· Biz hem ihracatçılara dünyayla rekabet şansı yaratıyoruz, hem de ülkemizin şeker ithalatıyla döviz kaybetmesini önlüyoruz...

İhracatçı, “İçerde şeker dünyadan daha pahalı” diyor...

Şeker Kurumu, “Biz onları koruyan sistemi kurduk” yanıtı veriyor...

Ben aradan çekiliyorum...



Ekleme Tarihi
21.02.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız