Yüksel Tohumculuk, 10 yılda 60 milyon dolar ihracata ulaşacak
Adını başta Güney Amerika olmak üzere yeni pazarlarda duyurmak isteyen firma, 10 yılda 50-60 milyon dolarlık bir ihracat seviyesine ulaşmayı amaçlıyor.
ANTALYA - Antalya’da 20 yılı aşkın süredir hibrit sebze ıslahı ve tohum üretimi yaparak faaliyetlerini sürdüren Yüksel Tohumculuk, gelecek 10 yıllık hedeflerini belirledi. Yüksel Tohumculuk adını başta Güney Amerika olmak üzere yeni pazarlarda duyurmak isteyen firma, 10 yılda 50-60 milyon dolarlık bir ihracat seviyesine ulaşmayı amaçlıyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ‘Özel Sektör Araştırma Kuruluşu’ olarak tescil edilmiş olan Yüksel Tohumculuk’un domates, biber, patlıcan, hıyar, kavun, karpuz ve kabak hibrit sebze türleri üzerinde ıslah çalışmaları yaptığını aktaran Yüksel Tohumculuk Satış Pazarlama Müdürü Aytaç Akman, firmanın 2010 itibarıyla toplam 5 adet araştırma ve üretim istasyonuna, kendine ait bin 100 dekar tarım arazisine ve 400 bin metrekare seraya sahip olduğunu dile getirdi. Akman, 2005 yılı içinde Antalya merkezde tamamladıkları beşinci istasyonunun Türkiye’nin en büyük komple hibrit sebze tohum projesi olduğunu savundu.
Tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik 2002 yılında Ürdün’de 40 dekar deneme istasyonu kurduklarından da bahseden Akman, “Arap ülkeleri bölge ofisi, son olarak da Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki çeşitli tescil işlemlerini yürütmek için Hollanda-Amsterdam’da “Yuksel Seeds BV” şirketi faaliyete geçirildi.
Tüm dünya firmalarının faaliyet gösterdiği Türkiye gibi büyük tohum potansiyeline sahip bir serbest pazarda, Yüksel Tohumculuk’un bir Türk firması olarak, domates, biber, hıyar, kavun ve karpuzda ıslah ettiği yerli çeşitlerin kalitesi, rekabetçi gücü ve satış miktarı yönü ile ilk sıralarda yer alması, ülkemiz için özlenen bir gurur kaynağıdır. Yedi sebze türünde Türkiye’de135 tane üstün vasıflı sebze çeşidini ıslah ederek, tescil ettirip üreticimizin kullanımına sunmuştur” dedi.
10 yeni ülkeye ihracat başladı
Yurtiçinde yatırım, araştırma ve satış anlamında önde gelen firmalar arasında yer alan Yüksel Tohumculuk’un 47 ülkeye hibrid sebze tohumu ihracatı bulunduğunu dile getiren Akman, 25 tanesi Avrupa’da, 45 tanesi de diğer ülkelerde olmak üzere yurtdışında tescil ettirilen toplam 70 çeşidin satışına devam edildiğini aktardı. Akman, satışını yaptıkları çeşitlerin tamamen firma tarafından Türkiye’de ıslah edilip, üretildiğini ifade etti.
Geçen yılın gerek küresel krizler ve gerekse de komşu ülkelerdeki politik karışıklıklar açısından hoş geçmemiş olsa da şirket açısından çok verimli ve olumlu geçtiğini aktaran Akman, “2011 yılında Hollanda’daki ofisimizi ve şirketimizi faaliyete geçirdik. Ayrıca yaklaşık 10 yeni ülkeyle ticari faaliyetlerimizi başlattık. Uluslararası bir çok fuara katıldık” dedi.
Yüksel Tohumculuk’un önümüzdeki 10 yıl için hedeflerini belirlediğini aktaran Aytaç Akman “Toplam ihracat rakamımız 2011 yılı itibarıyla 5 milyon dolar civarına ulaştı ve giderek artan bir ivmeyle devam ediyor. Faaliyette bulunduğumuz dünya pazarlarında pazar payımızı artırarak 50-60 milyon dolarlık bir ihracat seviyesine ulaşmayı amaçlıyoruz. Henüz ticari çalışmalara başlamadığımız ancak çeşit deneme ve tanıtım aşamasında olduğumuz başta Güney Amerika olmak üzere yeni pazarlarda da Yüksel Tohum adını duyurmak istiyoruz” ifadesini kullandı.
“Ar-Ge ile çok yol aldık”
2021 yılına ilişkin beklentilerinin ve hedeflerinin yüksek olduğunu aktaran Akman, geçmiş yıllarda yapmış oldukları büyüme planları doğrultusunda, hedeflerini tutturmak ve daha da üzerine çıkmak için çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini ifade etti.
Sürekli büyüyen, her yıl üretim kapasitesini artıran ve gelen yoğun tohum taleplerini karşılamak için modern seralarına yenilerini ekleyen firma için Ar-Ge’nin vazgeçilmez yatırımlar arasında yer aldığını kaydeden Akman, şunları söyledi:
“Çünkü, globalleşen dünyada, teknolojik değişiklikleri, talepleri ve gelecekte bizden talep edilecek tohum türünü, tipini, şeklini bilmek zorunda ve üretimimizi ona göre planlayıp şekillendirmek zorundayız. Şirketimiz son yıllarda Ar-Ge ve üretim alt yapısına çok önem veriyor ve bütçesinin çok ciddi bir bölümünü de sadece Ar-Ge’ye ayırıyor. Hibrit sebze tohumunda 20-25 yıl önce ülkemizde ıslah edilmiş, rekabet gücü yüksek yerli çeşidimiz neredeyse hiç yoktu. Ancak son 20 yıl içinde Ar-Ge, üretim ve ihracat alt yapısı olarak Türk tohumculuğu çok yol katetti.
Geldiğimiz nokta itibarı ile domates, sera hıyarı, biber, patlıcan, kavun, karpuzda ıslah ettiğimiz çeşitlerle kendimize tam yeter duruma geldik. Bu türlerden yurtdışından hiç tohum gelmese çeşit kalitesi ve üretim kapasitesi olarak ihtiyacımızı karşılayacak duruma geldik. Fakat maalesef lahanagiller, havuç ve ıspanak gibi bazı sebze tohumlarında bunu söylemek mümkün değil.”
Tohumculuğun geliştirilmesi için tohumculuk firmalarının SSK primleri, stopaj, KDV ve gelir vergilerinden muaf tutulması veya ciddi indirimler yapılması gerektiğini ifade eden Akman, “Türkiye’de iş gücü, arazi kirası ve enerji gibi tohum üretim ana girdilerinin dünya ortalamasının üzerinde olmasından dolayı, tohum üretim maliyetleri yüksek.
En önemli girdi kalemlerinden birisi olan elektrik enerjisini tohum firmaları en pahalı olan ticarethanelerin kullandığı tarifeden kullanmaktadırlar. Tohum işletmeleri elektriği, en ucuz tarife olan tarımsal sulama gibi, çok düşük tarifeden kullanmalıdır. Son yıllarda uluslararası firmalar tohumluk üretim maliyetlerini düşürmek ve dünyadaki ucuz ve büyük tohum pazarlarında rekabetçi olabilmek için, Çin, Tayvan, Güney Amerika, Afrika ve Hindistan gibi bölgelerde sebze tohumluğu üretimi yaptırıyor. Yerli ıslah edilmiş çeşitlerimizin dünyadaki ucuz pazarlarda rekabetçi olabilmesi için bu konuda kolaylıklar sağlanmalı” ifadesini kullandı.
Akman, devletin, ilgili ülkelerle hukuki altyapıyı oluşturup şirketlerin daha kolay ihracat yapmasına önderlik etmesi gerektiğine işaret etti.
