Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 26 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Sonbahar yaklaşıyor. Dün denizde yüzerken beyaz bir kuş sürüsünün sahile paralel uçtuğunu gördüm.

Göç başladı.

Göç deyince aklımıza genellikle kuşların sürüler halinde dağları, okyanusları aşarak yaptığı yıllık hicret gelir.

Aslında göç, içine sayısız yaratığı alan bir olgudur.

Balinalar, kaplumbağalar, penguenler, kelebekler, foklar, rengeyikleri, mikroskobik deniz canlısı planktonlar da göç eder.

Uçarak, yüzerek, sürünerek ve hatta sürüklenerek sayısız tür mevsimler değiştikçe yer değiştirir. Amaç mümkün olduğu kadar çok zamanı hayatta kalma ve üreme koşullarının en iyi olduğu yerlerde geçirmektir.

Meyve, tohum ve böceklerin bol, günlerin uzun olduğu yaz aylarında kuşlar kuzey küreye uçarlar. Günler kısalmaya, havalar soğumaya, besin azalmaya başlayınca güneye hicret ederler.

Bu yolculuklar tehlikeli ve zahmetlidir. Buna rağmen kuş cinslerinin yüzde altmış beşi göç eder. Türkiye’de üreyen kuşların muhtemelen yarısı kışları başka diyarlarda geçirir.

Seksek doksan saat aralıksız uçan kuşlar vardır.

Kuzey sumrusu kuşların maratoncusudur. Yıllık göçleri sırasında 36,000 kilometre kat eder. Kral kelebeği günde 120 kilometre kat edebilir.

Göç öncesi kuşlarda fizyolojik bir değişim yaşar. Yolculuktan iki-üç hafta önce iştahları artar ve daha fazla yemeye başlarlar. Vücut yağ üretir ve depolar. Kuş her gün vücut ağırlığının yüze iki-üçü kadar yağ toplar. Göğüs kasları genişleyerek bu yağı yakmaya uygun hale gelir.

Göçmen kuşlar yalnız yaşar

Yağ en iyi yakıttır çünkü protein ve karbonhidrattan daha hafiftir ve kitlesine oranla bunlardan iki misli daha fazla enerji verir. Hicrete hazırlık için vücut kitlelerinin yarıdan fazlasını yağ haline getiren kuşlar var.

Bir başka hazırlık karaciğer, mide ve bağırsakların büzülmesidir.

Göçmen kuşlar genellikle yalnız yaşar. Ama göç zamanı yaklaşınca sürüler meydana getirmeye başlarlar.

Göçün getirdiği bir başka değişiklik gece uçuşlarıdır. Normal zamanlarda karanlık basınca yuvalarına çekilen kuşlar göç ederken gece uçarlar, muhtemelen su kaybını önlemek, daha büyük kuşlara yem olmamak ve daha istikrarlı hava koşullarından yararlanmak için. Gece uçmak gündüz karın doyurma zamanını artırır.

Kafeste olmak göç isteğini ortadan kaldırmaz. Nesli tükenmekte olduğu için Birecik’te (Urfa) Fırat kıyısında dev bir kafeste yaşatılan kelaynaklar göç mevsimi geldiğinde rahatsızlık emareleri göstermeye başlarlar. Kendilerini kafesin göç yönünde olan tellerine vururlar.

Bu da bizi soruların en ilgincine getirir. Kuşlar göç zamanının geldiğini nasıl anlar?

Çünkü içlerinde gizli bir “saat” var. Göç mevsimine gelindiğinde bu saat “çalar.”

İnsan dahil bütün canlıların içinde yaşamlarına yön veren böyle bir saat var. Tohumlara çimlenme, çiçeklere açma, yapraklara dökülme, insanlara uyuma komutunu veren bu saattir. Hayat, enerjisini güneşten alan bu saate göre yaşanır.

Bu saat nerede ve nasıl çalışıyor? İşte bunu bilen yok.

 

Metin Münir

http://www.milliyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
28.08.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız