Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 Hükümetin 2011 ekonomik programı Resmi Gazete’de yayınlandı. Ekonominin geneline ilişkin çizilen tozpembe tabloyu tarım ve onun alt başlığı olan hayvancılık bozuyor.

Ekonomik programda çok net olarak yapılan ithalata rağmen kırmızı et fiyatının düşürülemediği itiraf ediliyor. Fakat, çözüm olarak ithalatın devamına karar veriliyor. Politika değişikliği,hayvancılık desteklerinin artırılması öngörülmüyor.
2011 ekonomik programında hayvancılığa ilişkin tespitler ve alınması öngörülen tedbirler şöyle: 
“Ülkemizde birim hayvan başına elde edilen verim düzeyleri, hayvancılığın gelişmiş olduğu ülkelere göre düşük seviyelerde olup, TÜİK’in 2009 yılı verilerine göre, sığır karkas ağırlığı ortalama 216 kg iken, inek başına süt verimi 2800 kg/laktasyon düzeyindedir.
Gelişmiş ülkelerde ise bu miktarlar sırasıyla 270-280 kg karkas ve 5000-6000 kg/laktasyon civarındadır.
Ülkemizdeki toplam 10,7 milyon baş olan sığır mevcudunun yüzde 41’i kültür melezi sığırlarından, yüzde 32,7’si ise saf kültür ırkı sığırlarından oluşmaktadır. Toplam 22 milyon baş olan koyun varlığının ise, yüzde 95,2’sini verimi görece düşük olan yerli koyunlar oluşturmaktadır. Bu kapsamda, hayvan ıslahı ve nitelikli damızlık sığır elde edilebilmesi amacıyla, 2010 yılında suni tohumlama metoduyla yaklaşık 2,3 milyon baş sığır tohumlanması programlanmış olup, 2010 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla suni tohumlama sayısı yaklaşık 700 bin adet olarak gerçekleşmiştir. Yıl sonuna kadar bu sayının 1,7 milyon düzeyine çıkması beklenmektedir.
2009 yılında, ihracat avantajı bulunan kanatlı hayvan eti üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 17,8 oranında artarak 1,3 milyon ton olmuştur. Bu miktarın yüzde 96,5’ini tavuk eti, yüzde 2,3’ünü ise hindi eti oluşturmaktadır. Tavuk yumurtası üretimi ise 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4,9 oranında bir artış göstermiş ve yaklaşık 13,8 milyar adet olarak gerçekleşmiştir.
2009 yılı ikinci yarısından itibaren sürekli bir artış eğilimine giren kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi için ilk etapta, 2010 yılında, Et ve Balık Kurumu (EBK) Genel Müdürlüğü’ne kasaplık hayvan ithalatı görevi verilmiş; fiyatlarda bir gerileme olmaması nedeniyle daha sonra gümrük vergileri indirilerek, özel sektöre de besi materyali ve karkas et ithalatı izni verilmiştir. Bu uygulamaları tamamlayacak şekilde, kırmızı ete olan talep baskısının azaltılması amacıyla, talebin tavuk, hindi ve balık gibi et türlerine kaydırılması önemli bir seçenek olarak değerlendirilmelidir.
Bununla beraber, kırmızı et üretimi amacıyla başta koyunculuk olmak üzere hayvan sayısının artırılması ve besiciliğin yaygınlaştırılması önemini devam ettirmekte, diğer et üretim amaçlı hayvan yetiştiriciliğinin özendirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır.
Geçmiş yıllardaki ithalat seviyesine yakın bir şekilde 2009 yılında 2.149 baş damızlık gebe düve ithalatı yapılmışken, bu miktar 2010 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla 12.247 baş olarak gerçekleşmiştir. Yaklaşık 3 bin başı damızlık etçi ırk sığırlardan oluşan bu ithalatın, yıl sonuna kadar yaklaşık 22 bin baş düzeyine çıkması beklenmektedir. Bu durumun, yurt içi damızlık hayvan ihtiyacının karşılanması, büyük ölçekli işletmelerin sayısal olarak artırılması ve etçi ırk hayvan yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması ile et üretimine katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde kârlılığı etkileyen en önemli unsur olan kaliteli kaba yem arzında destekleme politikalarıyla önemli miktarda artış sağlanmış olup, yem bitkilerinin kalite ve çeşit bakımından geliştirilmesi ve üretimlerinin artırılması, sektör açısından önemini korumaktadır.”
Programda 2010 yılında hayvancılık desteklerinin  1 milyar 252 milyon lira olarak gerçekleşmesinin tahmin edildiği vurgulanırken, 2011’de 1 milyar 267 milyon liralık destek ödemesi öngörülüyor. İthalat tam gaz devam ederken destekler hemen hemen aynı düzeyde kalacak.
Sıfır faizli kredi ile artan yatırımların sonucunda sütte arz fazlası olacağını defalarca yazdık. Programda bu konuya da dikkat çekilerek şöyle deniliyor: “Hayvancılıkta verimlilik ve kalite artışının sağlanması, olası süt arz fazlasının önüne geçilmesi ve et üretiminin düzenli bir şekilde artırılarak et fiyatlarında istikrar sağlanması amacıyla özellikle bölgesel programlar yoluyla besi hayvancılığı, etçi ırk sığır yetiştiriciliği ve koyun yetiştiriciliğinin geliştirilmesi desteklenecektir.”
Program, hayvancılık politikasındaki başarısızlığı çok net olarak ortaya koymaktadır. Başarısızlığın tespit edilmesi önemli, fakat mevcut politikalarla yola devam etmek çözüm getirmez. Çözüm için yeni politikalara ihtiyaç var.
                        ***** 
Ziraat mühendislerinin geleceği…
 Bursa, İstanbul ve Ayvalık’tan sonra bu kez başkent Ankara’dayız. Cumhuriyetin tarımsal alandaki ilk yükseköğretim kurumu olan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin 77. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle iki günlük bir forum düzenlendi. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak ve çalışma arkadaşlarının çabaları ile “ Ziraat Mühendisliği ve Tarım Toplumda Nasıl Algılanıyor?” başlıklı forumda güncel konular tartışıldı. Tartışmaları izleyen ziraat mühendisi adayı öğrenciler haklı olarak geleceklerinin umutsuz olduğundan yakındı.
Uygulanan politikalar geleceği de karartıyor. Oysa, Türkiye’nin sahip olduğu tarım potansiyeli karamsarlığı değil, umudu yeşertecek düzeyde.
 
 
 
 
 
Ali Ekber Yıldırım
 

Ekleme Tarihi
02.11.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız