Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 BENZİN ve telefon ücreti gibi, et fiyatlarında da Türkiye dünya rekortmeni. En pahalı et bizde.

 
Nedeni çok basit. O basit nedeni Tarım Bakanı Mehdi Eker parlak biçimde açıklıyor:
“Ekonomik kriz bitti, refah ve gelirle birlikte et tüketimi de arttı, et fiyatları o yüzden yükseldi.”
Şu mübarek bayram günü zamanı değil ama, Kurban Bayramı’nda tam da bu sözü hatırlıyorum. Devletin verilerine bakıyorum, bu söz doğru değil, politik manevra.
 
GÜNÜ KURTARMAK
 
İki yıl önce süt fiyatları düşüyor. Litresi 70 kuruştan 35 kuruşa düşüyor.
Sütte zarar edince, besiciler hayvanlarını kesime veriyor. 850 bin hayvan kesiliyor. Yavrulaması beklenen inekler kesime gidiyor. Bu kadar kesimin üzerine, doğal olarak, bir dönem sonra, et fiyatları alıp başını gidiyor.
Et fiyatını dengelemek için 77 bin ton canlı kasaplık koyun ithal ediliyor. 
Yıllık et tüketimi bir milyon 200 bin ton olan Türkiye için 77 bin tonun lafı mı olur. Zaten olmuyor, et fiyatları göstermelik bir kaç günlük düşüş dışında, kısa sürede yine dünyanın en pahalı eti.
Bakılıyor ki, tutmamış, o zaman dondurulmuş et ithalatına gidiliyor. Bu iyi, ama tehlikesi var. Şap hastalığı. Çok dikkat gerek.
Asıl sorun, hayvan besiciliği. Besiciliği geliştirmek yerine, canlı hayvan ve dondurulmuş et ithalatı ile günü kurtarmaya çalışılıyor, yine de kurtarma bir kaç haftayı aşmıyor.
 
BESİCİLİK ÇÖKTÜ
 
Sığır, koyun, keçi, manda. Son yirmi yılın rakamlarına bakıldığında, Bu hayvanlarda Türkiye’nin varlığı yüzde 45 düşüyor, yarı yarıya. Çok büyük düşüş.
Türkiye son yıllarda damızlık hayvan üretemiyor. Yüzde 45’lik düşüş çok kritik bir oran. Hayvan besiciliğinin hızla gerilediğini gösteriyor. 
Bugün Kurban Bayramı. Bugün kesilmesi beklenen hayvan sayısı 400-450 bin dolayında. 
Dondurulmuş et ithalatı için kapılar sonuna kadar açılıyor, Dondurulmuş ette vergi düşürülüyor. Oran inanılmaz, yüzde 225’ten yüzde 25’e. Yeter ki, et fiyatları ucuzlasın.
Bugün kesilecek hayvanlarla birlikte, birkaç gün et fiyatları herkesi sevindirebilir.
Ama, bayram sonrasında siz yine yüksek fiyata hazır olun. Çünkü, bu çok geçici...
 
Hayvan hakları derneklerine çağrı
 
TV’de izlerken, “yuh olsun” diye yerimden fırlıyorum. Ne biçim muamele o kurbanlık hayvanlara, resmen işkence.
Kesmek ayrı, varlıklı insanların dini vecibesi. Ama, ya o kesilecek hayvanları dövmek, ayaklarını kırmak, ucu çivili ya da sivri sopalarla dürtmek ve daha kaç çeşit işkence.
Her kurban bayramında olduğu gibi, hayvan hakları çiğneniyor. Mutlaka ilgili dernekler de izliyor olmalı, ben yine de en küçük bir eğitimden geçmediği belli olan hayvan satıcılarını şikayet ediyorum.
 
İnsan hakları ihlallerinde mazeret muhteşem
 
İLK sırada, sağlık hakkı var. İkincisi sırada adil yargılanma hakkı, üçüncü sırada çalışma ve sözleşme hakkı var.
Türkiye’de insan hakları en çok bu üç alanda ihlal ediliyor.
Bu üçü başta olmak üzere, insan hakları ihlallerinde bu yıl, geçen yıla göre, yüzde 110 artış var. Geçen yıl Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’na toplam 1.941 başvuru yapılıyor. Bu yılın sadece ilk dokuz ayında şikayet sayısı 4 bin 081’e ulaşıyor. Çok yüksek bir artış.
Adil yargılanmaya dönük insan hakları ihlallerin ayyuka çıkmış bulunuyor. Sürpriz olan sağlıkta ihlaller. Demek ki, hastaneler ve diğer sağlık kurumları iyi çalışmıyor. Hastalara iyi bakılmıyor.
Çalışma hayatına dönük şikayetler ise, çalışanların hiç bir güvenceye sahip olmadan, kapı önüne bırakılmaları ve düşük ücretleriyle ilgili. Orada da, Çalışma Bakanlığı görevini yapmıyor.
İhlaller neden artıyor, sorusuna, İnsan Hakları Başkanlığı “ihlallerin artmasından çok, vatandaş farkına vardı” yanıtı tam Aziz Nesin’lik. Başkanlık, insan hakları zaten hep ihlal ediliyordu, şimdi resmiyete döküldü, demeye getiriyor.
Mazeret muhteşem.
 
Tutuklu gazetecilerin hatırını soruyorum
 
BAYRAM ve cezaevi. Bayram ve tutukluluk. Yan yana zor gelen kavramlar, gerçekler.
Bugün Kurban Bayramı. Haklı, haksız binlerce insan cezaevlerinde. Cezaevlerinde yatan farklı bir gurup daha var.
Gazeteciler.
Dünyanın en ileri demokrasisine sahip ülkemizde bir kaç bini aşkın gazeteci hakkında davalar sürüyor. Kırka yakın gazeteci şu anda cezaevlerinde.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu cezaevlerindeki gazetecilere bayram kartı gönderilmesini öneriyor.Ben de bu yazıyla, tutuklu meslektaşlarıma bayram kartı atıyorum. Onlara, “Bayramınız kutlu olsun”, demeye dilim varmıyor.
“Her gazeteci, istediğini yazıyor” diyen büyüklerimizin kulaklarını çınlatırken, bu satırlarla tutuklu meslektaşlarımızın hatırını soruyorum.
 
 
 
 
Yalçın Doğan
 
 

Ekleme Tarihi
16.11.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız