Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve çalışma arkadaşları et krizinin arkasında birkaç spekülatör olduğunu ısrarla savundu.

Spekülatörlükle suçlananlar, hayvancılığa en büyük yatırımı yapan, ülkeyi karış karış dolaşarak üreticiden buzağı toplayan, et ve süt üretimini artırmaya çalışan birkaç büyük işletme. Bunlar arasında Banvit, Saray Halı, Koç Grubu'nun Koça Ata İşletmesi ilk akla gelen. Saray Halı'nın sahibi Necati Kurmel, Koç Grubu adına Güçlü Toker bu iddialara gerekli yanıtı verdiler. Banvit, açıklamayla yetinmeyip spekülatör suçlamasını kabul etmediğini gazete ilanları ile kamuoyuna açıkladı.

Hafta başında Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener ile İstanbul'da buluştuk. Akşam Gazetesi Yazarı Deniz Gökçe, tarım konularına her zaman ilgi duyan Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Vahap Munyar ve Sabah Gazetesi Yazarı Süleyman Yaşar ile birlikte Ömer Görener'i dinledik. Aklımıza takılan soruları sorduk. Deniz Gökçe olunca, doğal olarak Banvit' in basketbol çalışmaları da konuşuldu.

Ömer Görener, gelecek 10 yılda nüfus artışına, ve gelir artışına bağlı olarak gıdanın çok stratejik bir öneme sahip olacağını söyledikten sonra önce beyaz et konusunu sonra da ağırlıklı olarak kırmızı eti konuştuk. Ömer Görener'in söyledikleri özetle şöyle:

1- Dünyada 1 milyar aç insan varken, mısırın, şeker kamışının, tahılın biyoyakıt üretiminde kullanılması çok büyük bir hata. İnsanlara yediremediğimiz gıdayı arabalara yedirmek doğru değil.

2- Gelecek 10 yılda gıda fiyatları artacak. Türkiye'nin bunu görmesi ve buna göre bir tarım politikası oluşturması gerekiyor. Tahıl ağırlıklı bir desteklemeden vazgeçilerek destekleme modeli değiştirilmeli.

3- Kanatlı (tavukçuluk) sektöründe kurulan entegre üretim modeli ile üretim 200 bin tondan 1 milyon 400 bin tona ulaştı. Kanatlı ihracatı 200 milyon dolar oldu. İhracatın 110 milyon dolarlık bölümü Irak'a yapılıyor. Irak'ta Türkiye'nin pazar payı yüzde 30. İhracatta Banvit' in payı 35 milyon dolar. Mısırın tonunu 520 liradan alarak, tonunu 140-150 dolara kullanan Amerikalı ve Brezilyalı üreticilere rağmen Irak'a ihracat yapılıyorsa bu büyük bir başarıdır.

4- Avrupa Birliği'nden ağırladığımız misyon sayısını hatırlamıyoruz. O kadar çok geldiler ki. İhracat için şartlarımızın uygun olduğunu da kabul ettiler. Fakat bir Türlü ihracat yapamıyoruz. Avrupa Birliği pazarı çok önemli. Yılda 850 bin ton beyaz et alıyorlar. Bunun yüzde 80'i göğüs. Bizim için çok iyi pazar. Ama bir türlü ihracat yapamıyoruz.

5- Kırmızı ette bir geleneksel yapı var. Yetiştirici 200-300 kiloluk buzağıyı alıp kendi damında besliyor 400-500 kiloya ulaşınca celep alıp kesiyor ve pazara sunuyor. Bizim sistemimiz daha farklı. Biz 60-70 kilo iken alıyoruz 12 ay besledikten sonra kesiyoruz. Haftada 400 hayvanı kendi besi işletmemizden 500 hayvanı da dışarıdan alıp kesiyoruz. İşletmemizden kestiğimiz hayvan kadar yerine yenisini koymaya çalışıyoruz. Fakat hayvan yok.

6- Bizim işletmemizde 21 bin baş hayvan var. Lider konumundayız. Pazar payımız yüzde 1.5 civarında. Bizden sonra 17 bin başla Saray Halı var. Koç Ata var. Fakat en büyüğü olarak bizim pazar payımız yüzde 1.5 ise biz nasıl spekülatör oluyoruz. Rekabet Kurumu geldi bizim işletmemizi inceledi. Spekülatör olmadığımızı olamayacağımızı gördü.

7- Biz bu işe girdiğimizde 2007'de buzağıyı 400 liradan alıyorduk. Şimdi 1200 liradan alıyoruz. İngiltere'de buzağı 80 euro, Belçika'da 110 euro. Biz diyoruzki damızlık birlikleri, besiciler, kamu kesimi bir araya gelelim öncelikle buzağı fiyatını bir yerde tutalım. Türkiye'nin ne kadar damızlığa ihtiyacı varsa ona karar verilsin, damızlık ithalatı bu plan çerçevesinde yapılsın. Ne kadar basi materyaline ihtiyaç var, bu da belirlensin ve ona göre ithalat yapılsın. Ama kesinlikle kesilmiş et ve kasaplık hayvan ithalatı yapılmasın. Çünkü kesilmiş et ve kasaplık hayvan ithalatı yerli besiciliği bitirir.

8- Karkas et fiyatı 18 liraya kadar çıktı. Biz şu anda 16 lira 20 kuruştan satıyoruz. Fiyatta Et ve Balık Kurumu yeterince etkili değil. Bu ülkede et fiyatını celepler belirliyor.

9- Et ithalatı ile birkaç cambaz zengin ediliyor. İthalatçının maliyeti düşük. Et ve Balık Kurumu'nun ithalat et satış fiyatı 12 lira. Bu yüksek bir fiyat. Avrupa'dan ithalatın maliyeti son dönemde 1 euroluk artışa rağmen 7-8 lira. Ama marketlere 12 liradan veriliyor. Yerli üreticinin karkas et satış fiyatı 16-17 lira. Ama marketlerde aynı fiyatla satılıyor. Karkas et ve kasaplık hayvan ithalatı devam ederse, besicilik büyük yara alır. Türkiye'de bu işi yapmak olanaksız hale gelir.

Özetle, spekülatörlükle suçlanan Banvit'in Yönetim Kurulu başkanı Ömer Görener, cesaretle et ve kasaplık hayvan ithalatına karşı çıkıyor. İthalatın belli sınırlar içerisinde ve ülke ihtiyaçlarını gözeterek, yerli üretime zarar vermeden yapılmasını istiyor. Tarafların uzlaşacağı ilkeler doğrultusunda uzun vadeli politika ile hayvancılıkta yaşanan sorunların çözüleceğine inanıyor. Haksız da değil.Bizde bu görüşe katılıyoruz.

 

 

 

Ali Ekber Yıldırım

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/

Ekleme Tarihi
17.12.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız