Lüleburgaz Belediyesi'nin "Lüleburgaz Etliye Sütlüye Dokunuyor" ana temasını işleyen, yörede gelişen örgütlü hayvancılığın sorunlarını ele alan toplantısı, bundan on yıl önce yadırganabilirdi.

Bugün, elimizin menzili altındaki kaynakların performansını artırma ve yeni kaynaklarla zenginlik üretimini hızlandırma bilinci ve sorumluluğu, bireylerde, topluluklarda, toplumlarda, kuruluş ve kurumlarda aranan temel niteliklerden biri haline geldi.O nedenle hayvancılık da yerel yönetimlerin ilgi menzili dışında olamaz…

Dağlarımız, ovalarımız, ırmaklarımız, derelerimiz, sözün özü topraklarımız en önemli kaynağımız. Bir toplum topraklarını etkin ve verimli kullanamıyorsa, sanayisini de istenen verimlilik düzeyine çıkaramaz.

Lüleburgaz'da hayvancılık yatırımı yapanlara, "İyi dostu olanların aynalara ihtiyacı yoktur" diyen Mevlana'nın öğüdüne uyarak bir dizi öneride bulunmak, bir çocuk saflığıyla "kral çıplak!" diye haykırmak istiyorum.

Lüleburgaz'da telgraf usulü kısa değinmelerle anlattıklarımızı okuyucu ile de paylaşacağız. "Yatırım aşaması" ve "işletme dönemini" sorunlarına birlikte baktığımızda ilgilenenlere dokuz önemli noktada uyarılar yaparak, etliye, sütlüye dokunacağız:

Yatırım aşamasında

• Hayvancılık yatırımı yapıyorsanız, atadan, deden, köyden, komşudan aldığınız "geleneksel bilgileri" ciddi biçimde gözden geçirin. Örneğin, size 5 kilogram süt veren yerli ineğinizi "hayvan" diye algılayabilirsiniz. Performansı geliştirilmiş, onlarca yıl ıslah edilmiş, size 40 kg düzeyine yaklaşan süt veren ineği "hayvan" diye niteliyorsanız; onu "hassas bir makine" gibi algılanmıyorsanız yatırıma kalkışmayın, batarsınız…

• "Ölü bekler, süt beklemez" diyen atalarımızın sözünün anlamını derinliğine düşünmez, sütün hassasiyetini göz önüne almaz; üretim kadar satış ve değerlendirmenin nasıl yapılacağını yatırım öncesinde iyice netleştirmezseniz, sıkıntılarınız bitmez, "…aman devlet destek versin" diye konuyu bir iş olmaktan çıkarır; ağlama duvarı haline getirmek zorunda kalırsınız.

• Mera hayvancılığı konusunun bugünün rekabet ortamında ne anlama geldiğini enine boyuna sorgulamadan, meralarımızın niteliği ve verimi hakkında ayrıntılı bilgi almadan, mera ıslahı maliyetleri üzerinde kafa yormadan, geçerli olmayan bilgilerle, alışkanlıklarla ve ezberlerle hayvancılık alanına yatırım yaparsanız, sorunlarınız hiç bitmez, bu işe girişinize bin pişman olursunuz…

• Kaba ve kesif yem maliyetlerini, üretim olanaklarını bilmeden yola çıkılmaması gerekiyor. Üreteceğiniz hayvanın en az yarısını kendi ürettiğiniz kaba yem olanaklarıyla besleyemeyecekseniz, piyasada yaptıracağınız "sözleşmeli üretime" ülke gerçeğinin ötesinde bir değer yüklüyorsanız, yatırımınızdan beklediğiniz sonucu alamayacağınızı anımsatmak isteriz.

• Bilim insanlarının ekoloji ve evrimi birlikte ele alması sonucu tür ve çeşitlerdeki gelişmenin son aşamasını bilmiyorsanız; Afrika'da "brachiaria" adlı otu Brezilya'da Embrapa Enstitüsü geliştirerek "braquhiaria" adıyla dönüm başına 20-25 ton düzeyine çıkardığını; Brezilya'nın dünya et ihracatında bir numara olduğunun farkında değilseniz; dünyada mal ve hizmet akışlarının artmasının ve herhangi bir yerdeki üreticinin potansiyel rakibiniz olduğu gerçeğinin iyice kavramadan yola çıkmışsanız, çözümlerle değil sorunlarla boğuşacağınızı size şimdiden anımsatmak isteriz.

• Hayvancılık yatırımını bir "yan iş" gibi görüyor; sevgi ve ilginizi günde 24 saat o konu üzerinde yoğunlaştırmayı göze alamıyorsanız, çıkış noktanız yanlış olacağı için yarışı kazanmanız, rekabet içinde var olmanız mümkün olmayacaktır. Hele, "…bizim oğlan okumadı, ona bir iş olsun" mantığına saplanmışsanız, "eğitimli ve yetişkin işgücünün" modern hayvancılığın da "kritik sorunu" olduğunu bilerek  hareket etmiyorsanız, size "bereketli olsun" desek  de bir hayrı olmayacağını biliyoruz.

Alternatif maliyet

• Rençper ve geçimlik iş mantığını terk etmeden, hijyen ve sağlık sorunlarını dikkate almadan, ortak  girdi temininden, ortak bakım anlayışına, ortak değerlendirme yaratacak kümeler oluşturma bilincine ermeden, kendi emeğiniz dahil  maliyet-fiyat  dengesini kurmadan, dışa ve dünyaya açık algılama ve erken uyarı sistemlerini oluşturmadan, yarattığınız  değerin "alternatif maliyetlerini" hesaplamadan kara düzen, "…olsa, olsa" yöntemi  ve  "…miş gibi" yapma alışkanlığı ile hareket edenlerin beklentilerine ulaşabilmesini olanaksız olduğunu söylüyoruz.

• İşletme döneminde süt ve et ürünlerinde "daha yüksek katma değer" yaratmanın koşullarını başından düşünmemişseniz, "küçük olsun benim olsun" algısını aşamamış, ölçek sorununun önemini kavramışsanız, gerçek anlamda aidat ödeyeceğiniz, kendi bütçesini ve programını yapan, kendi gücü ile ayakları üstünde duran, yönetimini demokratik seçimlerle değiştiren "üretici birliklerine" sahip olmayı içinize sindirmemişseniz; "Trakya'yı Hollanda yapma" sözü palavradan ileriye gidemeyeceğini ileri süreceğiz.

• Hayvancılık yatırımlarının gelişmesi "süt fiyatı istikrarı" gerektirir. Uzun soluklu bir hayvan üretme stratejisi, arkasında durulan ve dinamik karakterde olan "ulusal hayvancılık politikası" oluşması, tabandan sizlerin örgütlenmesi ve baskısı olmadan hayata taşınamaz… Ortak değerlerimizi, ortak irademizi, ortak yararlarımızı, ortak projelerimizi ve ortak kurumlarımızı oluşturmadan, kendi ayağımıza kurşun sıkan tutumlarımızı terk etmeden hayvancılık yatırımlarında beklenen sonuç elde edilemez… Destek sistemlerini sadece "rakiplerle şans eşitliği" bağlamında algılamayan, asıl önemli olanın "uluslar arası rekabet eğilimlerini gözeten yatırım yapma" olduğunu fark etmeyen ve bunun gereklerini yerine getiremeyenlerin başarılı olma şansı yok gibidir…

Her zaman her yerde yinelediğimizi bir kez daha paylaşalım: "Biz eli taşın altında olanlardan değil dışarıdan gözlemciyiz. Genellemelerimizde eksikler varsa tamamlayın, yanlışlar varsa doğrusunu söyleyin, bize aklınızı emanet etmeyin, söylediklerimize katılmayabilirsiniz, ama bizi anlamaya çalışın… Hep birlikte tartışalım; ülkemiz ve insanımız için en uygun olanı bulalım ve yapalım"

Rüştü Bozkurt

http://www.kobiden.com/