Belli bir dönemde yerli üreticileri "Terbiye" ve fiyatları aşağıya çekmek için alınan et ithalat kararının süresiz hale getirilmesi üç büyük üreticimizin, çiftliklerindeki hayvan sayısını geliştirmekten vazgeçip ithal ağırlıklı bir modeli benimsedikleri sonucunu açıklamalarıyla sonuçlandı.
Buna ayrıca süt piyasasında yaşanmaya başlanan sorun da ektendi. İrlandalı ve Alman et üreticilerinin açıklamaları ise Türkiye'ye ithalat imkanının artmasının kendilerinin hem AB içersinde pazarlık gücünü arttıracağını, hem de 2011 yılında fiyatların yükselmeleri kolaylaştıracağını ortaya koyuyor. Bu sonuç ta bana başlıktaki "Ayağımıza kurşun mu sıkıyoruz? " sorusunu sorduruyor…
Hayvancılık piyasasında ülkemizdeki son gelişmeler ve yurt dışında Türkiye pazarındaki gelişmeleri doğacak ithalat imkanı nedeniyle "sevinçle" karşıladıklarını ortaya koyuyorlar. İrlanda et üreticileri Türkiye'de doğduğunu gördükleri bu ithalatı "Türk lokumu" diye niteliyorlar. Alman üreticiler de 2011 yılının Türkiye'deki gelişme nedeniyle "fiyat artışı yaratacak olumlu bir yıl" olacağı yorumunu yapıyorlar.
Ülkemizde ise Banvit'in ve Koç Harranova'nın canlı hayvan alımını durdurmasından sonra, sektörün diğer büyüğü 18 baş besi hayvanı olan Saray Çiftliği de dün canlı hayvan alımını durdurduğunu açıkladı. Banvit'in kararı sırasında yaptığım yorumda bunun süt, yem, beyaz et piyasalarında da olumsuz yansımaları olabileceğini belirtmiştim.
Arkadaşımız Ali Ekber Yıldırımın " Sanayici süt alımını azalttı, primleri kesti sütte kriz korkusu" haberinde süt üreticilerinin şikayetleri ve korkuları dile getiriliyor. Aralık ayı fiyat anlaşmasına göre 73.5 kuruş ve 15-20 kuruş prim ilavesiyle ulaştıkları 85-90 kuruş fiyatın çok altında sütlerini 60-65 kuruştan satmak zorunda kaldıklarını belirtiliyor. Çiğ süt üreticileri 2008 yılındaki gibi sanayicilerin fiyatları hızla aşağıya çekeceğinden korkuyorlar. Ayrıca, haberde sektörde çok abartılı bilgilerin dolaştığı da belirtiliyor. Trakya ve Ege bölgesinde süt alımını azaltan Danone firmasının "Balıkesir fabrikasını kapatacağı" söylentisi ile ilgili bir soruyu yanıtlayan firma yetkilisi,"Gönen'deki fabrikamızı kapatacağımız iddiaları kesinlikle doğru değil. Piyasadaki genel sıkıntıdan biz de etkileniyoruz. Bu dönemi derlenme toparlanma dönemi olarak değerlendirmek istiyoruz. Belki bir miktar küçülebiliriz, ama Türkiye pazarından çıkmayı düşünmüyoruz" diye yanıtlıyor.
Almanyalı et üreticileri 2011 değerlendirmelerinde ihracat pazarlarına 20 bin tonluk ihracatlarının Türkiye ve bazı ülkelerdeki gelişmeler nedeniyle yüzde 100 artarak 40 bin tona ulaşacağı beklentisini ortaya koyuyorlar. Türkiye'ye vergi dahil karkas etin kilosunu 5.50 euro sattıklarını belirtiyorlar. Irlanda Hayvancılık Birliği Başkanı Gabrial Gilmartin, Türkiye pazarındaki gelişmenin bu pazara girmek için tüm et üreticilerini yarış içine soktuğunu söylemenin yanında, bu gelişmenin hem AB pazarında fiyat pazarlığında güçlerini arttırdığını, hem de fiyatları yukarıya taşıyarak kilogram da 8 euroya yükselteceğine inandığını söylüyor.
Görüldüğü gibi, Türkiye'de et fiyatlarını düşürmek için alınan karar ülke içinde besicileri ve sütçüleri zorda bırakırken, Türkiye'ye ithalatı amaçlayan Avrupalıları da sevindiriyor. 2011 yılında ise fiyatların yukarıya çekilebileceğini ortaya koyuyor.
Özellikle seçim öncesi "et fiyatlarının artmasını önlemek için alınan ithalatla terbiye" kararı bu gelişmelere bağlı olarak yeniden değerlendirilmelidir. Çünkü, içerdeki besicilerimizi de ithalatçı yaparak, ithalata bağlı model içinde soruna çözüm arayarak çıktığımız bu yolculukta kısa bir süre fiyatların düşmesini sağlasak ta, hemen ardından hızla yükselmesine tanık olacağız. Bu yabancı et üreticilerinin Türkiye'ye ithalatı artıracaklarına inandıkları 2011 değerlendirmelerinde çok net ortaya çıkıyor.
Bu da beni balıkta yer verdiğim, "Ayağımıza kurşun mu sıkıyoruz? sorusuna götürüyor…
Osman Arolat
http://www.dunyagazetesi.com.tr/ | 
