Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 16 Mayıs 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Türkiye'de nüfus sayımı 5 yılda bir yapılır.

 

Hayvan sayımı ise sadece son iki yılda üç kez yapıldı. Şimdi dördüncüsü yapılıyor.

'Nüfus sayımı ile hayvan sayımı arasında nasıl bir ilişki var' derseniz?

Ülkenin nüfusu arttıkça, hayvan varlığı azalıyor. Oysa tersi olmalı. Artan nüfusun et ihtiyacının karşılanması için hayvan varlığının da artması gerekiyor. Fakat bunu gözeten bir politika ve uygulama yok.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın en kolay yaptığı işlerden biri hayvan sayımı yapmak. Bu nedenle aklına estikçe hayvanları sayıyor.

Şu günlerde bir sayım daha yapılıyor. İnanmayacaksınız ama Bakanlık, kendisine bağlı Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü'nde, eski adıyla devlet üretme çiftliklerinde bile sayım yapıyor. Yani Bakanlık, kendi hayvanlarının sayısını bile bilmiyor olacak ki, kendi elemanı ile kendi hayvanlarını sayıyor.

Daha önce hayvan sayımının nasıl yapıldığını yazmıştık. Yapılan sayımlar ve sonrasında nasıl bir politika uygulandığını da.

Aralık 2009 sonunda yapılan ilk sayımda 1 milyon 717 bin besi hayvanı olduğu tespit edildi. Sadece 45 gün sonra 15 Şubat 2010'da hayvanlar ikinci kez sayıldı. Bu kez hayvan sayısı 2 milyon 90 bin olarak belirlendi. İki ay sonra Nisan 2010'da bir sayım daha yapıldı ve hayvan varlığı her sayımda biraz daha artarak 2 milyon 200 bin başa ulaştı.

Bu sayımlardan sonra Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker: "yeterli sayıda hayvanımız var, ithalata gerek yok" dedi. Bir hafta sonra ithalat çalışmaları başladı.

Ondan sonrasını biliyorsunuz. Canlı kasaplık hayvan ithalatı ile başlayan süreç, besilik hayvan, kurbanlık hayvan ve nihayetinde karkas etle devam etti.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, hayvan sayımına yeniden başladı. Bakalım bu sayımdan nasıl bir sonuç çıkacak ve ülkenin başına nasıl bir çorap örülecek?

Daha önce olduğu gibi yine sağlıklı bir sayım yapılamadığı görülüyor. Sayım nasıl yapılıyor?

Bakanlık, taşradaki tarım teşkilatına, tarım il ve ilçe müdürlüklerine bir yazı gönderiyor. "İlinizdeki hayvan sayısını bize acilen bildirin" diye. Bu yazı genellikle Perşembe veya Cuma günü gönderiliyor, sayım sonucunun birkaç günde Ankara'ya bildirilmesi isteniyor. Hafta sonu tatilini iple çeken personel, hafta sonu hayvan sayımına çıkarılıyor. Araba yok, araba olsa benzin yok. Birliklerden araç temin ediliyor. Ama bu kadar kısa sürede işletmelerin hepsini gezmek olanaksız. Ne yapılıyor? Muhtarlara gidiliyor. Bir önceki sayımın üzerine birkaç hayvan eklenerek Ankara'ya bildiriliyor. Eksik bildirilse, tarım il veya ilçe müdürlüğü başarısız ilan edilecek. Bu nedenle yapılan sayım sağlıklı değil.

Son sayımdan bu yana ülkeye çok miktarda ithal hayvan da girdi. İşler daha da karmaşık hale geldi.

Bu sayımdan çıkacak sonuç ne olursa olsun bundan yararlanmayı bilmeyen bir bakanlık var. Kaldı ki, Bakanlık kendisi de sayımın sonucuna inanmıyor. İnansaydı bir haftada fikir değiştirilmez bu kadar çok ithalat yapılmazdı.

Yapılan bu sayımla ithalatın yarattığı tahribatın boyutu mu tespit edilecek.

Hiç sanmıyoruz. Çünkü, bir zamanlar övünçle bahsedilen ve daha sonra bakanlıkça "spekülatör" ilan edilen dev işletmeler besicilikten çekildiğini açıklıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı "önemli değil" diyor. Türkiye'de besicilik tamamen bitse de Bakan'ın umurunda değil. O'nun için önemli olan ne pahasına olursa olsun et fiyatını düşürmek. Et fiyatı ne kadar düştü?

Tüketiciye yansıması ne oldu?

 

Türkiye'ye son 6 ayda kasaplık canlı hayvan ve karkas et olmak üzere yaklaşık 100 bin ton ithal et girdiği tahmin ediliyor. Buna göre, son altı ayda piyasada satılan her üç kilo etten bir kilosu ithal et olmasına rağmen marketler, kasaplar etiketlerine "ithal et" ibaresini yazmıyor. Bir çok büyük market zinciri ucuz ithal eti yerli et fiyatına satıyor.

İthal et ile yerli et arasında en az 4-5 lira fiyat farkı olmasına rağmen ithal etin yerli et fiyatına satılması ithalatçılara ve satıcılara haksız kazanç sağlarken, sadece yerli et satanlar için haksız rekabete neden oluyor.

Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş, marketlere karkas etin kilosunu 12 liradan verdiklerini belirterek: "Bizim ithal ettiğimiz etler, Avrupa'nın en kaliteli etleri. Her türlü sağlık koşuluna uygun. Testlerden geçiyor. Hiçbir olumsuz tarafı yok. Biz Avrupa'dan kilosunu 4.5 Avrodan alıyoruz. Fakat bende hayret ediyorum. Marketler bu etin ithal olduğunu söylemiyorlar. Etiketlerine yazmıyorlar. Eti satanlar üzerine "ithal et" yazmadıkları gibi tüketici olarak et almaya gittiğimizde 24-25 lirayı görmek beni de üzüyor. Fakat kurum olarak bir şey yapamıyorum" diyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'de sık sık ucuz ithal etin pahalıya satılmasından üzüldüğünü ifade ediyor.

İthal et ile yerli etin aynı fiyata satılması ve pek çok yerde karıştırılarak satılmasının ithalatı yapan ve eti satan marketlere fahiş kar sağlarken tüketici aldatılıyor. Bakan Eker, bu durum karşısında gereğini yapmak yerine çaresiz, üzüntülerini ifade ediyor.

İthalat tam gaz devam ediyor. 14 Ocak Cuma günü Resmi Gazete'de yayınlanan tebliğ ile ithalatta BSE (deli dana ) belgesi zorunluluğu da kaldırıldı.

 

Herkese afiyet olsun!

 

 

Ali Ekber Yıldırım

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/

Ekleme Tarihi
18.01.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız
 

niyazi alagöz 18.01.2011
besici

tarim bakanina plaket verilmesi gerekiyor dünyanin en kötu tarim bakani diye merak etmesinler yakinda hastaneler deli dana vakalari görecekler ve kazdiklari kuyuya kendileri düşecek bu kadar insanin emeğini çaliyorlar dediniz benim üreticimin maliyeti 15 tl bügunde ortalama 13.5 tl diyor bakan bey kendi üreticini düşman ilan ediyor dünyanin neresinde böyle bir bakan var bu gidişle küçük işletmeler hepsi iflas edecek millet olarakda artik sonsuza kadar et ithal edeceğiz bununla birlikde domuz etide gelecek merak etmeyin onunda vetfasini verecek kusurlu ithal kurbanliklar gibi