Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 17 Mayıs 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Türkiye’de yıllardan beri hayvancılıkta, doğru olmayan ekonomi-politikalara bağlı olarak uygulamalar oluyor.

Anılan uygulamalarda birçok önemli konu ihmal ediliyor. Bunlar arasında, dış dinamiklerin, daha doğrusu emperyal politikaların dikkate alınmaması, iç dinamiklerin harekete geçirilmemesi, desteklemelerde yetersizlik ve hedef kitlelerin iyi belirlenmemesi, fiyat istikrarını sağlayacak kurumların olmaması, katma değerin üreticide kalmasını sağlayacak örgütlenmelerin olmayışı gibi konular sayılabilir.

EMPERYAL POLİTİKALAR

Ekonomi-politikalarda, Batı ülkelerinin emperyal politikaları dikkate alınmıyor ya da bilerek görmezlikten geliniyor. Biraz açalım. Batı’nın gelinen noktada çıkarları, giderek sorun durumuna gelen hayvansal ürün ve stoklarına Pazar bulmaktır. Bunun için Dünya Borsa Fiyatları’nı denetim altına alıyorlar. Fiyatlarını Türkiye gibi çevre ülkelerindeki fiyatların altına indiriyorlar. Bu bağlamda Türkiye’de de gümrük duvarları aşağıya doğru çekiliyor ve ithalatçı ülke olunuyor. Kısaca Onlar Ortak, Türkiye Pazar oluyor. Buna karşı çıkanlar ise içe kapanmacılıkla nitelendiriliyor ve suçlanıyor. Burada tam bir işbirlikçiliğin ya da aymazlığın olduğu söylenebilir. Bu değerlendirmeleri ileri sürenler, acaba merkez ülkelerin kendi iç pazarlarını korumak için her türlü düzenlemeyi yaptıklarını bilmezler mi?

 

TÜRKİYE HAYVAN ISLAHI İHMAL EDİLİYOR

Türkiye’de hayvan ıslahı etkinlikleri, bir türlü eşgüdüm içine sokulamıyor. Oysa şu anda Türkiye’nin elinde ıslaha taban olacak yeteri miktarda saf kültür ırkı ve melez kültür ırkı hayvan var. Ancak bütün paydaşları-Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Üniversiteler ve yetiştirici birlikleri- içine alacak bir proje yürürlükte değil. Burada en büyük sorumluluk Tarım Bakanlığı’ndan daha çok birliklere düşüyor. Birliklerimiz derin gaflet uygusunda. Yoksa onlar da ithalatçı mı oldular? 

 

DESTEKLEMELERDE HEDEF KİTLE YANLIŞ, FİZİBİLİTELERDE VAHİM HATALAR VAR

Desteklemelerde hedef olarak, geçim kaynağı hayvancılık olan küçük ve orta ölçekli işletmeler dikkate alınmamış. Oysa bunlar işletmelerin büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor. Desteklemelerde aslan payını, büyük işletmeler ya da tarım dışı sektörde yer alan iş adamları almış durumda. Burada da yapılan önemli hatalar ya da yanıltmalar var olduğu ifade ediliyor. Bunu ben söylemiyorum. İsterseniz bir alıntı yapalım. Tüsedad((Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği)’nın Ocak-Şubat 2011 tarihli dergisinde bir yazı kaleme alan Atilla Celep şöyle diyor; “…Büyük yatırımcıların % 90’ı bu sektörün dışında yer alan iş adamları… İşe girme nedenleri ise onlara gösterilen fizibiliteler ve buradaki karlarla “0” faizli krediler…Genelde iş adamlarına 500  inek x 30 lt x 365 gün bu kadar süt yapar,ayrıca her yıl da 500 yavru alırsın deniliyor.Bu rakamları çarpıp toplayınca paraları koyacak yer bulamıyorsun.Ama bu iş öyle anlatıldığı gibi değil….” Celep, neden öyle olmadığı konusunda bir açıklama yapmamış,.Verilen iki  ölçüt de yanlış.Birincisi şu;En iyi  işletmelerde bile  ineklerden her yıl bir buzağı alamazsınız.Üstelik sürü büyüdükçe değil her yıl,14-16 ayda bile yavru almak zorlaşır.İkincisi ise ineklerden alınan günlük süt miktarı.Bu da çok yüksek gösteriliyor.Kesinlikle büyük sürülerde bu düzeyi yakalamak olası değil.Ancak burada sorulması gereken birkaç soru var.Kredi veren bankada bu hesapları yapan insanlar bu bilgilere sahip değiller mi?Nerede meslek namusu?  İkincisi şu; bu krediyi alan iş adamları acaba çok mu saf?

 

SÜT FİYATLARINDA İSTİKRAR YOK

Süt fiyatlarında istikrar yok. Kurulan Ulusal Süt Konseyi, piyasada çiğ süt fiyatlarını üretici lehine düzenleme olanağına sahip değil. Göstermelik, süs niteliğinde bir örgüt. Acaba süt ile süs sözcükleri karıştırılmış olmasın? Burada görev yapan meslektaşlarım da var. Şimdi soru şöyle sorulabilir mi? İktidarda olan partinin de girmeyi amaçladığı Avrupa Birliği ülkelerinde üreticiyi koruyan düzenlemeler olduğu halde Türkiye’de neden böyle bir düzenleme yapılmıyor? 

 

SÜT ÜRETİCİLERİ, SANAYİCİ OLAMAZLAR MI?

Yukarıda söylemiştim. Avrupa Birliği’nde fiyat düzenleme kurulları var. Ancak buna ek olarak süt üreticilerinin Türkiye’den en önemli farklılıkları, kendilerinin aynı zamanda sanayici olmaları. Avrupa Birliği’nde pazarlanan sütün % 50 ile %100’ü kooperatif sektörü tarafından işlenir. Ancak bu şekilde katma değer çiftçide kalabilir Bunun başka yolu yoktur. Türkiye’de ise süt ürünlerini işlemede kooperatif sektörün payı son derece düşüktür. Bu olmadığı için üreticiler, takım tekelleri şeklinde örgütlenmiş bulunan sanayiciye -sütlerini kendisi işleyen üreticilerin dışında- fiyat bakımından mahkumdurlar. Örneğin, çok uzak olmayan geçmişte, 2008’de sanayici dışarıdan ucuza bulduğu yağsız süt tozunu ithal etmeye başlayınca çiğ süt fiyatları 35 kuruşa düşmüş ve üreticiler hayvanlarını kesmişlerdi. Geçtiğimiz günlerde çiğ süt fiyatları yeniden düşmeye başladı. Bakalım neler olacak. Bundan kurtuluş için çare üreticilerin sanayici olmalarını sağlayacak düzenlemelerdir. Bu da siyasi iktidarların bakış açısıyla doğrudan bağlantılıdır.

Yazıyı yine Atilla Celep’in sözüyle bitirmek istiyorum. Celep,”2 yıl içinde Türkiye Çiftlik Mezarlığı Olmasın!”diyor. Bu olumsuz öngörüye üzülerek katılıyorum.Bununla birlikte sızlanmak üreticiye yakışmıyor.Örgütlü güçlerini eyleme dönüştürmelerin zamanı çoktan geçmedi mi diye sormak istiyorum.

 

 

 

Prof.Dr.M.KAYMAKÇI

 

http://www.haberanaliz.net/

Ekleme Tarihi
28.01.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız
 

28.01.2011
gerçeğin ta kendisi.

süt fiyatları Türkiyenin her yerinde dalga dalga aşağıya çekiliyor, konyada 50, 80 arası sakaryada 45 balıkesirde 70 böyle devam ediyor. ben bir hafta önce bimer'e yazdığım dilekçede hayvancılık sürekli teşvik ediliyor süt fazlalığı olunca tarım bakanlığı bu konuda nasıl tedbir alacak diye sorduğumda cevap olarak, tüketici ve üreticiyi korumak anlamında süt fiyatlarının dikkatlice izlendiği bir sıkıntının olmadığı belirtildi, oysa aradan bir hafta geçmeden süt fiyatları maliyetinin altına düştü,kooperatiflere üye süt üreticileri kış aylarında sütlerin azalmasıyla temel gıda ihtiyaçlarını kooperatiflerden karşılıyorlar kışın borçlanıp yazın süt çoğalmasıyla ödüyorlardı, süt fiyatları düşünce süt üreticiside kooperatiflerde iflaş edeceklerdir.