Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 20 Nisan 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Tariş, Fiskobirlik, Çukobirlik, Trakyabirlik, Marmarabirlik ve diğerleri. Türkiye’deki 17 Tarım Satış kooperatif Birliği’nin her biri kendi alanında birer devdi.

Tarımsal sanayi işletmeleri ile hem istihdam yaratıyor hem de üreticinin ürününü en iyi şekilde değerlendiriyordu.

Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesindeydiler. Kentlerinde vergi rekortmeniydiler.
Faaliyet gösterdikleri ürün gruplarında piyasayı belirleyen tek söz sahibi tarım örgütü konumundaydılar.
Ülke tarımını ayakta tutan, çiftçinin üretime devam etmesini sağlayan her biri birer kaleydi.
Dünya Bankası bu kaleleri yıkmak için 2000 yılında Türkiye’ye “Tarımda Reform Uygulama Projesi(TRUP)’ni dayattı. Proje ile 4 yılda birlikler yeniden yapılandırılacak ve “özerk” hale getirilecekti. Banka, bu proje için 600 milyon liralık kaynak sağlayacaktı.
Dünya Bankası’nın kaynağı kendi danışmanlarına, birlikleri dağıtmak üzere yaptığı “yeniden yapılandırma“organizasyonunun giderine bile yetmedi.
Öngörülen 4 yıllık süreç birlikleri dağıtmaya yetmeyince, projeyi 4 yıl daha uyguladılar. 31 Aralık 2008 tarihinde yeniden yapılandırma süreci tamamlandı.
Birliklerin hemen hepsi ellerindeki gayrimenkulleri, fabrikaları, işletmelerin büyük bölümünü sattı, satamadığını kapattı. İstihdam ettikleri işçilerin, memurların, teknik elemanların büyük bölümü işten çıkarıldı. Faaliyet gösterdikleri ürünlerde söz sahibi olma gücünü yitirdi.
Projenin birlikleri tasfiye sürecine AKP Hükümeti’nin siyasi ve ekonomik baskısı da eklenince Fiskobirlik, Kayısıbirlik örneğinde olduğu gibi bazı birlikler piyasadan silindi. Kalanların etkisi azaldı.
Tam 3 yıldır birliklerle ilgili yasal boşluk var. Hazırlanan yasa taslağı Başbakan Erdoğan’ın masasına gitti geldi. Bu kadar yasal düzenleme yapıldı nedense birliklerle ilgili taslak bir türlü gündeme alınmıyor. Finansman sorunları çözülemiyor.
Birliklerin Destekleme Fiyat İstikrar Fonu kredi borçları 2006’dan bu yana sürekli erteleniyor. Faiziyle birlikte kar topu gibi büyüyen bu borç gün gelecek birliklerin idam fermanı olacak.
Siyasileri, bürokratları, Dünya Bankası’nı suçlarken birliklerin dönüp kendilerini de sorgulaması gerekiyor. Birlikler kendi aralarında da “birlik” olmayı beceremediler. Hükümet, Fiskobirlik’i devre dışı bırakıp, Toprak Mahsulleri Ofisi’ne fındık aldırdığında ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fiskobirlik yöneticilerini çok ağır sözlerle yerden yere vururken diğer birlik yöneticileri suspus oldu.
Tariş Pamuk Birliği en sıkıntılı günlerini yaşarken, yönetim binasını bile satışa çıkarırken diğer birlikler sessiz kaldı.
Kayısıbirlik’in kapanmasına ses çıkaran olmadı.
Trakyabirlik hakkında meclis araştırması açılırken de birliklerin başkan ve yöneticileri tepkisiz, duyarsız kaldı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Seçim öncesinde her kesime mavi boncuk dağıtılırken, hükümetin gündeminde birliklerle ilgili hiç bir çalışma yok. Muhalefetin de bu konuda bir çabası yok. Birlikler kaderine terk edilmiş.
Birlik yöneticilerinin en deneyimlisi ve kıdemlisi, kooperatifçiliğin duayenlerinden Cahit Çetin, geçen hafta başkanı olduğu Tariş Zeytinyağı Birliği’nin Genel Kurulu’nda bu süreci anlatan çok kapsamlı bir konuşma yaptı. Konuşmanın tam metnini www.tarimdunyasi.net adresinden okuyabilirsiniz.
Cahit Çetin, konuşmasının bir bölümünde yakın zamanda kendisini ziyarete gelen ve birliklerin yeniden yapılandırılması sürecinde etkin olarak yer alan siyasetçi ve bürokratların çok önemli bir bilgiyi paylaştıklarını söyledi. Çetin’in söylediğine göre dönemin etkili siyasetçi ve bürokratları, “yeniden yapılandırma süreci Tariş’i yok etmeye dönük bir projeydi” demiş.
Yıllardır birlikleri yakından izleyen bir gazeteci olarak bu bilgi bizi şaşırtmadı. Uygulamalara bakılırsa, sürecin “birlikleri yok etme projesi” olduğu çok açık ortada.
Bundan sonra ne olacak? Birlikler kapanmayı, ya da kapatılmayı mı bekleyecek? Yoksa mücadeleye devam mı edecek?
Cahit Çetin’in bu konudaki sözleri bize umut verici geldi. Yazıyı bu sözlerle, umutla bağlamakta yarar var.
“Peki şimdi gelinen noktada biz bu olumsuz tabloya teslim mi olacağız, bu kadere razı mı olacağız? 1915’’te Tariş’i kuranların şartları bizden daha mı iyiydi? Atalarımız yokluk, yoksulluk içinde yaklaşık 100 sene önce kapitülasyon tüccarlarının kol gezdiği, merkezi hükümetin dibe vurduğu dönemde ulusal başkaldırıyı ve milli haysiyeti ayağa kaldıracak atılım yapabilecek insanların torunları olarak biz de bu mücadeleyi göstermeliyiz. Üstelik bizim şartlarımız onlarınkinden çok daha iyiyken. En azından ayağımızda çarık yok.
Biz çiftçiler ve köylüler olarak ülkede birilerinin Türkiye’de olmasını istediği yapılanmayı, kooperatiflerin durumunu kabullenip de kaderimize razı olup köşemizde oturacak mıyız?
Tabii ki hayır.”
 
 
 
Ali Ekber Yıldırım
 
 

Ekleme Tarihi
01.02.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız