Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 02 Mayıs 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

'Uyarı sistemi' olarak kurulan kredi değerlendirme kuruluşları, günümüzde kriz nedeni oldular. Son zamanlarda ne derler ise tersi olduğu için epey insanın, kurumun canı yandı ama yine onlar hep kazanan taraf oldular. [(AAA/Aaa)(A2A/A1A) (BB/Ba3)]² Alın size uydur uydur ipe diz örneği, sekiz bilinmeyenli bir denklem. Rubik küpü çözeceğinizden eminim ama, bununla uğraşmayın. Nafile çaba olur. Hızla konuya girelim; kısacası "derecelendirme", kredi değerlendirme kuruluşlarından bahsetmek istiyorum. Bizde adını sık sık duyduğunuz "Standard & Poor's ve Moody's" dışında birkaç tane daha var. Hepsi ABD kökenli. Yani bir nevi tekel, çok çalışıyorlar; politik riskler, ekonomik gelişmeler, demokrasi, gündemdeki siyasi gelişmeler gibi her ülkedeki her şeyi çok bilip ülkeler, finans kuruluşları ve önemli şirketler için derecelendirme notları veriyorlar. Bu kurumların verdiği AA++ B2BB- gibi rumuzlara bakarak yatırım kararları oluşturuluyor, "onu" alıp "bunu" satıyorlar. Bu notlar biliyorsunuz son zamanlarda hiçbir işe yaramadı, notu bir hafta önce yıldızlı pek iyi olan, bir hafta sonra battı. Ama çok pişkinler, hiçbir şey olmamış, olan bitende hiç payları yokmuş gibi yine akıl dağıtmaya devam ediyorlar.   Uyarı sistemi oldu kriz nedeni Bu kurumlar, zamanında krizler nedeni ile bir "uyarı sistemi" kurmak gibi ulvi bir düşünceden hareket ile ortaya çıkmış, verdikleri notlar ile de iyi paralar kazanmışlar ama günümüzde kriz nedeni oldular. Son zamanlarda ne derler ise tersi olduğu için epey insanın, kurumun canı yandı ama yine onlar hep kazanan taraf oldular. Her oyundan "mano" alan kumarhane işleticisi gibiler. Çok eskiden 1950-60'lı yıllarda İstanbul'da Kadıköy'de iki özel lise vardı. İlki tren yolunun kenarında olduğu için "Hat Boyu İrfan Yuvası" diye anılırdı, asıl adı "Suadiye Gazetecilik Okulu". Diğeri Anadolu lisesi. Bu sizin bildiğiniz imtihan ile girilen Anadolu liselerinden değil. Hiçbir okulda dikiş tutturamayan son çare bu liselerin talebesi olur, mucizevi bir şekilde bu okullardan birini de bitiremiyor ise diğerinden diploma alır lise mezunu olma mutluluğuna erişirdi. Öyle bir hava da yaratılmışdı ki, gün olur okulun en hergele, en işe yaramaz talebesi, cumartesi günleri bayrak töreninden önce (bugünlerin kıymetini bilin, o dönem cumartesiler de çalışılır, yarım gün okula gidilirdi) okulun da sahibi olan müdür tarafından, masum bir eda ile elinden de tutularak kürsüye çıkartılır, tüm okula "mektebimin pırlantası" diye tanıtılırdı. Aslında o haftanın pırlantası olmak "pederin gücü" ile doğrudan ilgili idi. Baba okula uğramış, okul taksidini "hele bir de nakit" yatırmış ise hergele birden pırlanta olabilir, yerine geçerken de yılışık yılışık sırıtırdı.   Parayı veren pırlanta olur Ben her nedense derecelendirme kuruluşlarını bu iki okula benzetirim. Verdikleri notları okudukça geçmişin bu okulları gelir aklıma. Son altı ayda yaşananlar ile bu inancım daha da güçlendi, olan bitenden hiç sorumlu değillermiş gibi pişkin pişkin gülüyor, AB+ B-C gibi basit tanımlamalar ile biliyorum ki pek de terlemeden parsayı toplamaya devam ediyorlar. Sıkıntıdaki devletlere, batık denen bankalara, yandık, bittik diyen kuruluşlara, aklınıza gelen para ile ilgili her şeye not verip, sözüm ona derecelendirip geçinip gidiyorlar. Bakın olan bitenlerden sonra 2009 yılı Şubat ayı ülke derecelendirmeleri nasıl; tabiidir ki en başta mektebin pırlantası ABD var. Notu (AAA) her ne kadar "öldük bittik" diyorsa da, bu not yıldızlı pekiyi oluyor. Siz de üstüne bir "teşekkür" koyun. AB'nin gelişmişlerinde de durum pek kötü değil; "hiç bu kadar sıkıntı yaşamadık", "kırk yıldan sonra ilk defa para basmalıyız, bir buçuk trilyon dolar borç da var, başka çaremiz de yok" diyen İngiltere de (AAA). Onlar da yıldızlı pekiyi. "Sıkıntıdayız, küçülüyoruz, fabrikalar kapanıyor, insanlarımız zaten yaşlı, hem de işsiz kalıyor" diyen Almanya da (AAA). Fransa, Hollanda, Finlandiya, Avusturya, İrlanda, İsveç hepsi (AAA). Yunanistan (A1/A-/A) Yani yine de güvenilir. Bizim garip ülke Ba3/BB-/BB-. Türkçesi bizim dışımızdakilerin hepsi güvenilir, yatırım yapılır durumda. Bizim not "spekülatif". Bu not "kendimiz aç kalıp, yüksek faiz verir isek gelecekler" demek oluyor. IMF de peşimizde; "hadi artık gelin anlaşalım, sizden başka yüksek faiz verecek ülke bulamıyoruz" diyor, "yoksa notlar C'ye düşer, yanarsınız" demeye getiriyor. Bu arada bizim var olan Avrupa Birliği meselemizin yanında, Avrupa Birliği'nin de bu derecelendirme kuruluşları ile problemleri var. Bizdeki "çeyrek ekmek içi kokoreç" için aklından komiser tayin etmeyi geçiren AB, kendine bir derecelendirme kuruluşu kuramıyor da, neden hep dayatılan notlar ile idare etmeye çalışıyor? Bu soruya cevap olarak, "Fransa'nın başkenti neresidir?" sorusuna, "üç şık verebilir misiniz, hocam" mantığı ile ben de "üç şık" hazırladım. a) Bir şeyden mi korkuyor b) Aklımı ermiyor c) İşine mi gelmiyor Bari biz de bunu derecelendirelim diyerek, ruhunuza en uygun kendinizi rahatlatacak cevabı işaretleyebilirsiniz, hiçbir sakıncası yok. Benim de kötü bir niyetim yok. Sadece her zaman dediğim gibi aklıma takılıyor, merak ediyorum. Sevgili Dostlar, hepsi bir oyun, arada bir kazaya uğruyor. Güçlü yine güçlü, ne olduğunun farkında olmayan, yine farkında değil. Oyun devam ediyor. Hep de devam edecek.

Kalın Sağlıcakla. Haftaya "Kendin Pişir, Kendin Ye

Ekleme Tarihi
24.03.2009
Ekleyen Kişi


Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız