Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 08 Mayıs 2024 Çarşamba
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Seçime gün sayarken partilerin vaat dolu beyannamelerinde 'balık' kelimesini aradık. Vaziyet vahim !
 
 
 
Seçim atmosferi pek enteresan bir hadise; meydanlara bakınca, insan parti liderlerinin ‘kota fazlası, aşırı avlandığı’ hissine kapılıyor. Meğermemleketin ‘oy yatakları’ ne kadar zenginmiş, her dönem yeni yeni ‘asil’ öbekleri arzıendam ediyor yurdun her bir köşesinde. 
Bu demokrasi şölenine bakınca insanın hakikaten gözleri yaşarıyor. Peki bunca şehvetle sarılınan parti liderleri, vekil adayları, seçmenlere ne vaat ediyor? ‘Ne etmiyor ki?’ kontra-sualine hazırlıklıyım. Esas hakkındaki sıkıntımı sineye gömüp usul hakkında dertleniyor ve kelamımı köşenin varlığına emanet ediyorum. Ezcümle her sorumlu köşe yazarı gibi, sütunun ehemmiyetine uygun olarak, siyasi partilerimizin seçim beyannamelerini ‘balıkçılık politikası testi’nden geçiriyorum. 
Canlı olmak ne zormuş! 
İktidar partisinden başlıyorum, beyanname internet sitesinden ‘pdf’ kıvamında pek yumuşak şekilde bilgisayara indiriliyor. Sayfalar karıştırılıyor, lakin konu balıkçılık olunca AKP’de tık yok. Vaatler içinde o kadar gezdim, türlü türlü malumata, muhteşem projeye doydum, lakin balıkçılık meselesi üzerine zerre bilgi sahibi olamadım. Ne başlık açmışlar ne de başka bir başlığa iliştirmişler. 
Keyfim kaçtı, belki nefes olur diye hemen ana muhalefete meyil ettim, CHP’nin web sitesinden, ‘Pusula 07’ adlı seçim bildirgesi kitapçığını indirdim, “Balıkçılık ve her türlü su ürünleri üretimini destekleyip geliştireceğiz”, “Uluslararası dayanışma ve işbirliği içinde, Akdeniz Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgelerinin Korunması Sözleşmesi ile Karadeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi’ne uygun politika yürüteceğiz” gibi ‘ezber’ başlıklar dışında bir şey bulamadım. 
Sonraki durağım MHP oldu. Beyannamelerinde ‘Et ve Balık Kurumu’na destek ve yeniden yapılandırma’ önerisinden gayrısına rast gelemedim. 
Saadet Partisi’nin sitesinde beyanname diye rast geldiğim metin pek kısaydı, ne yapacağımı bilemedim. Balıkçılık diye tutturmak lüks olacağı için hızla seçim sathının yeni partisi HAS Parti’ye geçtim. Pek zihin açıcı, ilgi çekici ve umut verici vaatleri arasında, konuyla ilgili rastladığım tek mevzu, MHP’nin de işaret ettiği kurumun yeniden organize edilmesi üzerineydi. Parantez içine aldıkları ifade ise pek mühimdi, not ettik: “Kâr değil, sosyal fayda amaçlı olarak.” 
BDP veya Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu adaylarına pek yüklenmeyelim; zaten zor propaganda yapıyorlar, bir de esasen ‘et merkezli’ diyarın vekil adayları, konuya uzak olmaları normal karşılanabilir. 
Velhasıl konu ‘balıkçılık politikası’ olunca, memleket siyaseti sınıfta kalıyor. Zaten görünen köy de kılavuz istemiyor. Halimiz ortada. Hem hayvan hakları, hem hayvancılık meselesinde de pek sevap işlediğimiz söylenemez; memlekette canlı olmak ne zormuş yahu... Üç tarafımız da haybeye denizle çevrilmiş, vermişiz sırtı oturuyoruz, kenarına otel, yol, termik, nükleer santral yapmaktan başka da bir proje geliştiremiyoruz. 
Avrupa Balık Haftası 
Ne yapılabilir suali ise ortalık yerde dehşetle duruyor. Önceki yazılarda ne dediğimizi bir kenara koyalım; dünyanın her köşesinde, kurumunda günbegün bir rapor yayımlanıyor, deniz ekosisteminde olan felakete ve kıyıma dair. Misal, içinde bulunduğumuz hafta (4-12 Haziran) Avrupa’da Balık Haftası olarak imlenmiş, yeni haberimiz oluyor. Avrupa Birliği’nin ortak balıkçılık politikasını etkilemek, aşırı avlanma ve yok edici avcılık pratiklerinin önüne geçmek, balık kaynaklarının adil ve eşit şekilde kullanılmasını sağlamak ‘motto’suyla bir araya gelen 123 Avrupalı örgütten mülhem Ocean2012 (http://ocean2012.eu) adlı ‘network’ teyakkuz halinde faaliyet yürütüyor. 
Bu temaşa içinde Türkiye’den hiçbir örgüt yer almıyor. Pek şaşırmadık! Ocean2012 taleplerini ‘Değişim için Fırsat’ sloganı altında beş başlıkta topluyor. Her maddenin ‘sintinesi’ ilmi ve cismi malumatla dolu: Halk sağlığı ve iyiliği için çevre merkezli balıkçılık, İyi yönetişimi tesis, kullanılabilir kaynakların mevcut kapasiteyle eşlenmesi, sorumlu balıkçılığın ödüllendirilmesinin öncelenmesi ve kamu fonlarının kamu hizmeti için ayrılması (sübvansiyonlar). 
Hayatlarını balıkçılıktan kazananların, deniz ekosistemini korunmasını önceleyen örgütlerin, deniz ve balıkçılık üzerine bilimsel araştırma yapan oluşumların ve daha nicelerinin bir araya gelerek oluşturdukları bu inayet ağından, ‘balıkçılık politikası’ üzerine öğrenecek çok şey var. Memlekette de meseleye kafa yoranların hakkını yemeyelim. Ciğerine her daim deniz havası çeken, bu gezegeni kimlerle paylaştığını iyi bilen ve ortak yaşam imkanları konusunda dertlenenlere kulak kabartmakta fayda var. Siyasi partilere de notumuz olsun; adres belli, ilgilisine danışınız, hem vaatlerinize az biraz deniz kokusu da sinmiş olur. Fena mı olur! 
 
 
 
 
 
Tan Morgül 
 
 

Ekleme Tarihi
10.06.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız