Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 06 Mayıs 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Farkındasınız, dünyanın kodamanlarının yeni kararları, yeni oyunları var. Londra'da G-20 denen gelişmiş ve gelişmekte olan ilk yirmi ülke toplantısında hiç itiraz yok, hepsi "olur" dedi. Bu G-20'de en büyükler ne derse diğerleri "çok doğru" deyip tasdik ediyor. Bu kararlar nasıl uygulanacak ve ne sonuç verecek hep beraber bekleyip göreceğiz derken, ilk su koyveren İngiltere oldu. Toplantıdan iki gün geçmeden bölgede ekonomik riskleri izleyecek ve erken uyarıda bulunacak komiteye daha kurulmadan karşı çıktı, "Bizi sistemin dışında tutun arkadaşlar" dedi. Gelin, şimdi konuşulanları alt alta yazıp bir inceleyelim. Öncelikle dendi ki, "Dünyanın başına dert olan bu yüksek riskli 'hedge fonları' (ama ilginç 'hedge' riskten sakınmak demek) denetim altına alacağız; finans piyasasının kovboylarını artık yok etmeliyiz." Sanki kendileri yapmamış gibi bir masumiyet ki sormayın gitsin. Yeni keşfetmiş gibi, "Küresel ekonomik sistemin güveninin tekrar sağlanması lazım, bunu hızla gerçekleştirmeliyiz, kapitalizmi daha etkin şekilde denetlemeliyiz, öncelikle vergi cenneti olarak kabul edilmiş ülkeleri bir kara listeye alalım, adam olanı sonradan aklarız" dediler. "Hadi gelin bu cennetlere bir bakalım" dendiğinde insanın aklı karışıyor. Öbür dünyada bir tek cennet ve huriler vaat edilirken yaşadığımız dünyada kara listede dört, gri listede otuz sekiz tam kırk iki cennet var. Bu kadar vergi cennetini kim yapmış, daha doğrusu haritada bulamayacağımız garip, "Bağımsız Samoa Devleti"ni kim vergi cenneti yaptırmış bilen yok. Hepsi ilk defa görmüş gibi şaşkın şaşkın bakıyor. Kararlar alındı, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) hemen listeleri yayımladı. Bir kara liste var, bir de "pişman olduk vallahi, küçük küçük bırakacağız" diyen ülkeler listesi. Buna da gri liste demişler. Bu küçük küçük bırakma işinde dünya iyisi, sevgili abim, rahmetli Semih Balcıoğlu'nun bir fıkrası geldi aklıma. Hem onu özlemle analım hem fıkrayı paylaşalım, yazının da "ufuneti" dağılsın. Adam çok çapkın, bir türlü rahat durmuyor. Karısı her seferinde bavulunu toplayıp baba evine dönüyor. Rica minnet aracılar, barışıyorlar. Haydi yine. En son evde yakalanıyor çapkın, kadın kararlı bavulunu topluyor yeniden. "Bir daha olmayacak" diyor koca, "tövbe ettim." Yine ikna ediyor eşini. Huylu huyundan vazgeçmiyor. Yeni bir vukuat yine evde. Kadın kaldırıyor yorganı, ne görsün, yatakta bir cüce. "Ahlaksız herif" diyor "bunu da mı yapacaktın bana." Adam ciddi, dikleniyor: "Ne yani" diyor "bu kadar alışkanlıktan sonra birdenbire nasıl bırakacaktım, küçük küçük bırakıyoruz işte."   Dört ülke kara listede Bu vergi cennetlerinin listesini gördükten sonra siz de sanırım bana hak vereceksiniz. Küçük küçük bırakırlar inşallah. Gelelim listeye.. Kara olanında çok fazla bir şey yok. Hepsi hepsi dört ülke: Malezya, Filipinler, Uruguay ve Kosta Rika. Bunlar vergi bakımından işbirliğine hiç yanaşmayan ülkelermiş. Uruguay Başkanı mert davrandı "Ne manastırız" dedi "ne kumarhane." Filipinler'in Başkanı Bayan Arroyo pişkin davranmış, "Ayy" demiş "ne şanssızlık, nasıl oldu da kriterlere uyamadık." Kara liste kararından üç gün sonra ne oldu biliyor musunuz; bu kara listedekiler "Olur mu öyle şey biz de işbirliğine hazırız" dediler. "Ya öyle mi, hadi gelin sizi de gri listeye alalım, hay Allah keşke daha önce söyleseydiniz" dendi. Bu kara liste konusunun tarihçesi sadece üç işgünü sürmüş oldu. Asıl mesele işi küçük küçük bırakırız diyenlerde, yani rengi gri olanlarda. Biliyorsunuz bu griye genelde kişiliksiz renk derler. Ne siyah, ne beyaz iki arada bir yerde. Şimdi sıkı durun, otuz sekiz grinin içinde kimler var: İsviçre, Lüksemburg, Belçika, Hollanda, Avusturya, Liechtenstein, Monaco. Karayipler, Bermuda ve Bahreyn de bonusu. Gerisi adını dahi duymadığımız ada devletleri. Bu otuz sekiz cennet için "OECD" Genel Sekreteri ağır konuşmuş, "Çok hırslıyız" diyor, "finansal sistemin şeffaf hale gelmesi için gerekli eylemleri gerçekleştireceğiz." En iyi cevabı sanırım bizdeki şarkı veriyor "daha önceleri nerelerdeydiniz". G-20 kararları devam ediyor; artık hiç kimse "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" diyemeyecekmiş. Dış ticarette korumacılık yapan ülkeyi yakalarsalar fena yapacaklarmış. (Biz bu konuda dolduruşa gelmesek iyi olur düşüncesindeyim.) İlginçtir son dönemin en korumacı ülkesi ABD oldu. Kötü bir huy edindi, bakalım o da küçük küçük bırakacak mı.   CEO'lar da kontrol altında Biliyorsunuz bir de sürekli A, B1, C diyen kendinden menkul derecelendirme kuruluşları var. Onları da artık sıkı denetime tabi tutacaklarmış. Bilmiyorum nasıl olacak. Adam (A) diyecek, hayır (B) idi diye kim karar verecek? Alın bakalım bir uluslararası "niza" nedeni daha. Paracıların, fon yöneticilerinin, üst düzey yöneticilerin, yani "CEO"ların maaş ve primleri de tehlikede. Bunlar da sıkı kontrol edilecekler listesinde. Bu kontrolü yapanları kim kontrol edecek? Ucunda onlarca, yüzlerce milyon dolar var. Hadi kimsenin günahını almayalım. IMF, yoksul ülkelere yardım için altın rezervlerini satacakmış. Soru; kim alacak? Bizim Kapalıçarşı bu ara sıkışık, takati kalmadı, devamlı altın bozuyor. Onlara güvenmesinler derim. En kolay yolu yine sanırım dolar basmak olacak. Bas doları, al altını. Aslında bu iyi bir şey, hiç değilse o kadarcık doların altın karşılığı olur, eskiyi hatırlarız. Hani ABD Dolarları üzerinde "altına inanıyoruz" yazan dönemleri. Tabidir ki kötü yanı da var; yüksek fiyattan altın alanlar sevmedi bu haberi. Bu toplantı iyi oldu, "Doğru yoldayız, fakire fukaraya, garibe gurebaya yardım ediyoruz" derken petrolcüler de boş durmadı. Fiyatları az da olsa yükseltiverdiler. "İnşallaahh varilini yetmiş beş dolar yapacağız" diyorlar. G-20 belki bu kötü adamları da yakalar. Krizin faturasını her nasıl olacak ise "krizi çıkartanlara ödetelim" diyen "naif düşünceliler" de var, bir de finansal kapitalizme karşı emekten yana olanlar, onlar daha kararlı "kriz nedeni ile bankacılar asılabilir" görüşündeler. Asmak dışında biraz ılımlıları da var. - Bankacıları evlerine yollayalım. - Rüşvetçi politikacıları def edelim. - Sınırları kaldıralım, hepimiz dünya vatandaşı olalım. - Kapitalizmi tarihe gömelim   diyorlar. Sekiz saatlik bir G-20 toplantısı dünyanın başına ne işler açtı değil mi? Hadi herkese kolay gelsin. Kalın sağlıcakla. Haftaya "Kutuplar, Petrol ve Biz." kaynak: referans

Ekleme Tarihi
21.04.2009
Ekleyen Kişi


Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız