Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 20 Mayıs 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

İşsizlikte kriz öncesini ancak yakaladık
 
2008 küresel krizi Türkiye'yi etkiledi mi, etkilemedi mi; bu kriz Türkiye'yi hükümetin savunduğu gibi teğet mi geçti?
 
Yıllardır bunu tartışıyoruz. Şimdi de yeni krizin Türkiye'ye olası etkilerini tartışmaya başladık. Başbakan Erdoğan'ın deyimiyle, bu kez küresel kriz Türkiye'yi teğet bile geçmeyecek…
 Peki, bir krizin etkisini nasıl ölçeriz ki… Çok karmaşık ve detaylı hesaplamalara gerek yok; milli gelirin ve işsizliğin seyrine bakmak yeter. Aslında temel gösterge milli gelirin düzeyi. İşsizliğin artıp azalması da zaten milli gelirin seyrine bağlı değil mi…
Bugün işsizliği ele alacağız. TÜİK'in dün mayıs ayı işsizlik verilerini açıklamasından sonra bu konuya eğilmekte yarar var.
2008 krizi sürecinde Türkiye'de işsizlik arttı mı, artmadı mı ya da ne kadar arttı, buna bakmak gerek. İşsizlik krizde öyle bir artış gösterdi ki Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı. Yani işsizlik yönüyle 2008 krizinin Türkiye'yi etkilemediğini söylemek mümkün değil. 2009 yılının şubat ayında yüzde 16.1'lik oranla adeta tavana vuran işsizlik, sonrasında doğal olarak geriledi.
Şimdi eğer yalnızca yüzde 16.1'den sonraki gerilemeye bakarsak, işsizlikte müthiş bir iyileşme yakaladık. Ama iyi de, yüzde 16.1'e çıkarken yaşanan olumsuzluğa ne demeli…
Kriz öncesine ancak döndük
İşsizlikte kriz öncesi dönemin düzeyini ancak bu yıl yakalayabildik. Grafikte de çok kolaylıkla görülebiliyor; 2008 yılının ilk beş ayındaki işsizlik oranının düzeyi ve seyriyle bu yılın aynı dönemindeki oranların düzeyi ve seyri arasında belirgin bir paralellik var.
2008 ve 2011 sırasıyla ocak aylarındaki işsizlik oranı yüzde 11.6 ve yüzde 11.9, şubatta yüzde 11.9 ve yüzde 11.5, martta yüzde 11 ve yüzde 10.8 düzeyinde. Nisandaki işsizlik yüzde 9.9 ile her iki yılda da aynı. Mayısta ise 2008'de yüzde 9.2 olan işsizlik, TÜİK'in dün yaptığı açıklamaya göre bu yıl yüzde 9.4.
İşsizlik oranı, mevsimsel olarak her yılın ocak ya da şubat ayında o yılın zirve noktasına çıkıyor, sonrasında iniş başlıyor. 2009 ve 2010 yıllarında da durum aynı. Ancak, 2008 ve 2011'in benzerliği, inişle birlikte oranların da neredeyse aynı düzeyde gerçekleşmiş olması.
Mayıs dip mi?
TÜİK'in mayıs olarak açıkladığı veri nisan, mayıs ve haziran aylarının ortalaması. Geçmiş yılların eğilimi de gösteriyor ki, mayıs aylarında genellikle o yılın en düşük işsizlik oranı gerçekleşiyor. İşsizlik oranı, mevsimsel etkenlerle mayıstan sonra artmaya başlıyor ve kış aylarında da zirveye çıkıyor. Benzer bir tablo bu yıl da beklenmeli.
Hem zaten mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı, son iki aydır artıyor. Bu yıl ocak ayında yüzde 10.6 olan mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı, şubatta yüzde 10.2'ye, martta yüzde 10'a geriledikten sonra, nisanda yüzde 10.1'e, mayısta ise yüzde 10.3'e çıktı.
Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre, mayıs ayında istihdam edilenlerin sayısında bir önceki döneme kıyasla 13 bin kişilik azalma oldu, işsiz sayısı ise 60 bin kişi arttı.  
Artış daha hızlı olur mu?
Mayıstan sonraki dönemde işsizliğin artış göstermesinin doğal karşılanması gerektiğini belirttik. Ancak bu artış, mevsimsel etkenlerle açıklanamayacak boyuta ulaşırsa, işte o zaman bu duruma kriz etkisi yol açmış demektir. Yani öyle bir durumda, yeni krizin Türkiye'yi teğet bile geçmediğini söyleme şansını tümden yitiririz.
ABD ve AB'de ortaya çıkan krizin bizi teğet geçmesine razı olalım…
 
 
 
Alaattin Aktaş
 
 

Ekleme Tarihi
16.08.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız