Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 20 Mayıs 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

          Fiyat istikrarı mı, yüksek işsizlik mi?
 
 
ABD’nin krizle mücadele konusunda ortaya koyduğu azim ve çabanın AB tarafından gösterildiğini söylemek güç. AB kendinden beklenen cesur adımları atmakta hala direnirken, Amerika ülkenin en önemli sorunu işsizliği kontrol altına almak için yeni politikalar üretmeye devam ediyor.
 
Başkan Obama’nın, geçen hafta perşembe akşamı Kongre’de iki partinin katılımıyla gerçekleşen birleşik oturumda açıkladığı yeni ekonomik paket, bu çabaların bir ürünü. 200 milyar doları kamu harcamalarından, 240 milyar dolarlık kısmı ise vergi indirimlerinden oluşan teşvik paketinin ekonomik büyümeye hız kazandırarak işsizliği azaltması, yönetimin en büyük arzusu. Başkan’ın konuşmasından önceki günlerde yapılan değerlendirmeler, teşvik paketinin 200 milyar doları geçmeyeceği yönündeydi. 440 milyar dolarlık teşvik beklentilerin çok üstünde. İki buçuk yıl önce uygulamaya konulan 787 milyar dolar tutarındaki ekonomiyi canlandırma paketinden sonra bu, yönetimin hazırladığı en kapsamlı teşvik programı. İktidarın önünde fazla bir zaman kalmadı. Gelecek kasım ayında başkanlık seçimleri yapılacak.

O zamana kadar paket ekonomi üzerindeki etkisini gösterir; işsizliğin azalmasına katkıda bulunur mu? Beklentilerin gerçekleşmesi, herşeyden önce paketin fire vermeden süratli bir şekilde Kongre’nin onayını almasına bağlı. Demokrat yönetime karşı katı muhalefetleriyle bilinen Cumhuriyetçilerin, bu tutumlarını bu defa da sürdürüp sürdürmeyecekleri merak konusu. Cumhuriyetçiler, vergi indirimleriyle ilgili düzenlemeleri desteklediklerini söylemekle birlikte, harcamalar konusundaki sessizliklerini koruyorlar. Bu sessizlik, desteğin verileceğinin işareti de sayılabilir. Ekonominin yeniden bir resesyona girebileceğinin konuşulduğu şu günlerde işsizlik gibi önemli bir ekonomik ve sosyal sorunla mücadele konusunda sert muhalefet göstermenin, kamuoyunun tepkisini çekmekten başka bir işe yaramayacağı açık.

***

Amerikan Merkez Bankası‘nın (FED) para politikasından sorumlu kanadı Federal Açık Piyasa İşlemleri Komitesi’nin 20-21 Eylül tarihlerinde yapacağı toplantı için günler azalırken, komite üyeleri arasındaki görüşler yavaş yavaş belirginleşmeye başladı. Komite’nin üyelerinden biri de Chicago Merkez Bankası Başkanı Charles Evans. Bu ayın başında Londra’da, Avrupa Ekonomi ve Finans Merkezi’nin davetlisi olarak katıldığı konferansta yaptığı konuşmada Evans, FED’in yasayla kendisine verilmiş fiyat istikrarını sağlamaya ve işsizliği azaltmaya yönelik para politikaları uygulama görevlerine atıfta bulunarak; şu an için işsizlikle mücadelenin önem kazandığının, enflasyonun ekonomi için risk oluşturmadığının altını çizdi. Evans’ın konuşmasından satırbaşlarını şu şekilde özetleyebiliriz:

ABD ekonomisinin, Büyük Resesyon’dan bu yana yaşadığı en derin resesyonun üzerinden iki yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, ekonominin içinde bulunduğu koşulların resesyondan farklı olduğunu söylemek güçtür. Büyüme, yılın ikinci çeyreğinde beklentilerin altında, ancak yüzde 1 oranında gerçekleşti. Yüzde 9.1 oranındaki işsizlik, ülkenin uzun yıllardan beri görmediği bir işsizlik. Kısa vadeli faizler neredeyse yüzde sıfır seviyesinde. Geçen sonbahardaki parasal genişlemeden sonra FED’in agresif para politikasına ara verdiği görülüyor. Bazılarına göre bu doğru bir adım. Bu şekilde düşünenlere göre, parasal genişleme enflasyon riskini arttırmanın ötesinde bir işe yaramıyor. Bu düşüncenin yanlış olduğunu savunan Evans, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Bir an için tamamen farklı bir ekonomik durumla karşı karşıya bulunduğumuzu düşünelim. Gerçek enflasyonun yüzde 5, hedef enflasyonun yüzde 2 olduğu bir ekonomik ortam. Böyle bir ortamda merkez bankasının enflasyonla savaşması nasıl şüphe götürmezse, gerçek işsizliğin yüzde 9.1, hedef işsizlik oranının yüzde 6 olduğu bir ortamda da bankanın enerjisini işgücü piyasasındaki koşulların iyileştirilmesi için sarfetmesinden şüphe etmemek gerekir.”

***

Charles Evans, genelde merkez bankalarının özelde ise FED’in orta vadedeki enflasyon oranı üzerine yoğunlaşmalarını; kısa vadede enflasyon oranının eşik değerini aşmasının sorun oluşturmayacağının altını çiziyor. FED’in para politikasına temel oluşturan enflasyon hedefi yüzde 2. Bu oran, çekirdek enflasyon, yani enerji ve gıda fiyatlarındaki artışı hesaba katmayan enflasyon oranı. İkinci çeyrekte yüzde 2.6 olarak gerçekleşen çekirdek enflasyon oranı bu hedefin üzerinde. Ancak Chicago Merkez Bankası Başkanı, bundan korkulmaması gerektiğini, geçici olarak enflasyonun hedef değerin üzerine çıkabileceğini; önemli olanın orta vadede hedefin tutturulması olduğunu belirtiyor. Bu görüşler, FED’in para politikasını, ekonominin gerekleri doğrultusunda yeniden dizayn etmeye kararlı olduğunu göstermenin ötesinde diğer ülkelere ve özellikle de AB’ye yönelik mesajlar içeriyor. Peki, Avrupa ne yapıyor? Avrupa Merkez Bankası‘nın (ECB) fiyat istikrarını ön planda tutan, düşük enflasyon oranına odaklanmış politikasının ekonomik kriz karşısında yetersiz kaldığı açık. Maastricht kriterleri arkasına saklanıp, Güney Avrupa ülkelerinde derinleşen krize kayıtsız kalmak çözüm değil. Şimdiye kadar Birliğin zayıf ülkelerinin Avrupa Para Sisteminin dışına çıkmasına şiddetle karşı çıkan Almanya’da Yunanistan’ın ayrılması senaryoları konuşulmaya başlandı bile. Gelişmeler, Almanya’nın her ne koşulda olursa olsun parasal birliği ve euroyu ayakta tutmaya kararlı olduğunu gösteriyor. Hatta, bu Yunanistan’ın kaybedilmesi pahasına bile olsa.
 
 
 
Orhan Akışık
 
 

Ekleme Tarihi
18.09.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız