Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 20 Mayıs 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 ÖZEL SEKTÖRÜN DIŞ BORCU UYKULARI KAÇIRIYOR!

Döviz kurları tüm tahminlerin ötesinde artış gösterince, dış borcu bulunan özel sektör için uyku adeta haram oldu.
 
Ancak, uykusu kaçanlar, yalnızca dış borcu bulunan özel sektör kuruluşları da değil. En başta tabii ki borçlular kendilerini cendereye alınmış gibi hissediyor. Ne var ki, alacaklıların da pek rahat olduğu söylenemez.

Hazine Müsteşarlığı'nın, Türkiye'nin brüt dış borç stokuna ilişkin verileri, ilk çeyreğe ilişkin. Mart sonu rakamları biraz eski olsa da, genel gidişat hakkında bir fikir veriyor elbette…

Mart sonu itibariyle toplam dış borç stoku 300 milyar dolara dayandı. Mart sonundaki dış borç 298.8 milyar dolar. Bu borcun 105.7 milyarı kamu sektörüne, 193.1 milyarı özel sektöre ait.

Borç serisini, 2001 krizi sonrasını baz alarak oluşturduk. Buna göre, 2002 sonundan bu yılın mart ayı sonuna kadar dış borç stokunda 169.3 milyar dolar artış olmuş. Bu artışın yalnızca 19.2 milyarı kamu sektörü kaynaklı. Borcun 150.1 milyarı, özel sektörden kaynaklanmış.

Sekiz yıl bir çeyreklik dönemde, toplam borç yüzde 130.6 artarken, kamunun borcundaki artış yalnızca yüzde 22.2 düzeyinde, özel sektörün borcu ise tam yüzde 348.8 oranında artış göstermiş.

Kısa vade can sıkıyor

Mart sonunda yaklaşık 300 milyar dolar olan toplam dış borç, bu yıl 750 milyar dolar civarında gerçekleşeceği tahmin edilen GSYH'ye oranlandığında hiç de yüksek bir düzeye işaret etmiyor. Hele hele, Türkiye, borcun GSYH'ye oranı açısından Avrupa ülkelerinin çoğundan çok daha iyi durumda.

Ancak, bu avantajlar, son dönemdeki kur artışı yüzünden bazı sıkıntıların daha fazla hissedilmesini, bazı yönlerden giderek daha fazla kaygı duyulmasını önleyemiyor. Borcun GSYH'ye oranının düşüklüğü, makro açıdan bir anlam taşıyor. Ancak, dış borcun, özellikle de kısa vadeli dış borcun özel sektör tarafından taşınıyor olması, kur artışıyla birleşince hiç hesapta olmayan bir yük oluşturmuş bulunuyor. İşte bu da özel sektörün uykularını kaçırıyor.

Mart sonunda 298.8 milyar dolar düzeyinde bulunan toplam dış borcun 77.2 milyar dolarını kısa vadeli borçlar oluşturuyor. 77.2 milyarlık kısa vadeli borcun yalnızca yüzde 9 kadarı, yani 6.6 milyarı kamuya ait. Kısa vadeli borcun neredeyse tümünü, 70.6 milyar dolarını özel sektör taşıyor.

Özel sektörün kısa vadeli dış borcu 2002 sonu ile 2011 birinci çeyreği arasında yüzde 410 gibi rekor bir artış göstermiş bulunuyor.

Özel sektörün kısa vadeli borcunda son dönemde çok belirgin bir artış var. 2009 yılı sonunda 44.3 milyar dolar olan borcun, bir yılda yüzde 63 artarak 2010 sonunda 72.3 milyara çıktığı dikkati çekiyor. Söz konusu borcun, bu yılın ilk çeyreğinde ise bir miktar gerileyerek 70.6 milyara indiği gözleniyor.  

Kur artışının yükü

Döviz kurlarında yaşanan hızlı artış ve Merkez Bankası'nın aldığı önlemlerin bu hızlı artışı durduramaması, özel sektör için kabus dolu günlerin habercisi niteliğinde. Dış borcu karşılığında ödenecek Türk Lirası'nın tutarı adeta her gün artıyor. Bu durum, özel sektörün ödeme planlarını tümüyle ve zorunlu olarak gözden geçirmesini gerektirecek. Ödeme gücü olanlar, ödeme gücü bulanlar bu zor dönemi bir şekilde atlatacak; bu güçten yoksun olanlar ise önce kendileri, sonra da domino etkisiyle sistem için sıkıntı yaratacak.

Ancak, bir gerçeği bir kez daha vurgulamakta yarar var. İhracatçılara 2007 yılından itibaren elde ettikleri ihracat dövizini yurtdışında tutma olanağı getirilmesi şirketleri yeni bir uygulamaya itti. Bazı ihracatçılar yurtdışında şirket kurmak suretiyle kendi dövizlerini yurda krediymiş gibi getirmeyi tercih ettiler. Yani özel sektörün borcunun bir kısmı da, kendilerine olan bir anlamda "sanal borç" niteliğinde. Dolayısıyla, kur artışının yükü sanıldığı kadar yıpratıcı olmayabilir.
 
 
 
 
 Alaattin Aktaş
 
 

Ekleme Tarihi
28.09.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız