Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 

   Gila BENMAYOR 
 
 
Dizi arası labne


Körfez bölgesi Pınar ürünlerinin en büyük pazarı haline geldi. Nüfusun büyük bölümünü oluşturan gençler kaşık kaşık labne peyniri yiyor. Bu başarının arkasındaysa Türk dizilerine verilen reklam ve sponsorluklar var.


Geçen hafta sonu Ürdün’deki Dünya Ekonomik Forumu sırasında Arda Cenk Tokbaş ile tanıştım. Tokbaş, Yaşar Holding’in 2000 yılında Pınar ürünlerinin Körfez’de dağıtımı için Dubai’de kurulmuş olduğu HDF Şirketi’nin CEO’su. “Neden Dubai” diye soracak oldum.

“Körfez’de bölgesel bir marka olmak için kolları sıvadığımızda merkez olarak Dubai’yi seçtik. Burası stratejik bir nokta. Tüm iş ortaklarına yakınsınız ve en önemlisi bürokrasinin sıfır olduğu bir ülke” cevabını aldım.

İş gereği bölgede ülke değiştirmek gerektiğinde sabah arabasına atlıyor akşam evinde.

Dubai’deki merkezden altı Körfez ülkesinin yanı sıra Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Yemen’e de ürün satılıyor.

Yaşar Holding’in ürünleri neredeyse 25 yıldan beri bu coğrafyada. Selçuk Yaşar 25 yıl önce Pınar’ın taze ürünlerini uçakla Kuveyt’te göndermeye başlamış.

25 yıl öncesine oranla şimdi HDF’nin bölgede geniş bir bayi ağı var ve ürünler uçakla değil TIR’larla gönderiliyor.

İzmir-Dubai arası 4 bin kilometre ve TIR’lar bu yolu 10 günde kat ediyorlar.

Suriye’deki olaylar nedeniyle yolculuklar kimi zaman aksıyor o da ayrı mesele.


KÖRFEZ’DE PAZAR LİDERİ


Her neyse, bölge Pınar ürünlerinin en büyük pazarı haline dönüşmüş bugün.

Arda Cenk Tokbaş, “Türkiye’den yapılan süt ürünleri ihracatının yüzde 30’dan fazlasını HDF şirketi yapıyor” diyor.

Pınar markası Körfez ülkelerinde giderek daha çok biliniyor.

Bir rakam vermek gerekirse marka bilinirliği 2008 yılından 2010 yılına yüzde 34 artmış.

“Müşteri sadakatini arttırdık” diyor Tokbaş.

Pınar ürünlerinin en büyük şansı genç tüketiciler.

Körfez bölgesinde tüm Arap coğrafyasında olduğu gibi nüfusun büyük bölümü gençler, çocuklar.

Labne peynirini kaşık kaşık yiyorlarmış.

Tokbaş’ın verdiği bilgiye göre Pınar, labnede pazar lideri.


TERECİYE TERE SATIYORUZ


“Neticede labne Lübnan kökenli bir peynir. Yani bir anlamda tereciye tere satıyoruz ama pazar lideri olmayı başardık” diyor.

Pınar’ın labnesi otellerde, hastanelerde ve Katar Havayolları’nın uçuşlarında bile ikram ediliyor artık.

Bölgede sevilen ürünleri çeşitlendirmek ve yerel tatları katmak için Pınar’da önemli bir Ar-Ge çalışması yapılıyormuş.

Örneğin kaymağa benzeyen ‘kışta’ adındaki peynirle zahter otunu içeren peynir böyle bir Ar-Ge çalışmasının ürünü.

Tokbaş “Biz zahterli peyniri piyasa sürdükten sonra yerel üreticiler de bizi taklit ederek benzerini çıkarttılar” diyor. 

Süt ve süt ürünlerinde yerel üretim pazarın yüzde 80’ini elinde tutuyor.

Güçlü rekabet karşısında ‘labne’nin pazar lideri olması gerçekten önemli bir başarı bir Türk markası için.

Reklam deyince HDF’nin Körfez ülkelerinde en önemli kozlarından biri Türk dizileri.

Reyting rekorları kıran Türk dizilerine sponsor olan HDF reklam aralarında peynirlerini tanıtıyor.

Şahane bir tanıtım yolu.

Arda Cenk Tokbaş alınmasın ama bu fikir çevresindeki akıllı kadınlardan çıkmış olmasın diye kuşkulanmadım değil.

Şöyle ki; karısı Hürriyet yazarlarından Yonca Tokbaş, patronu ise HDF’nin Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Yaşar.


Azeri kardeşlerimiz Depardieu’yu kaptılar


Mutfak Dostları Derneği’nin ikinci başkanı Sevim Gökyıldız yıllardan beri Türk mutfağını Fransa’da tanıtmak için tek başına kahramanlar gibi savaşır.

Gerçi son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğini almayı başardı ama uzun yıllar sponsorsuz Türk mutfağı için neler yaptığını iyi biliyorum.

Gökyıldız, geçenlerde “Yine Fransa yolcusuyum” diye bir e-posta göndermiş.

Önce Annecy’de yemek sunumları yapacak, sonra Paris’te Cordon Bleu’de.

Bilenler bilir, Türk mutfağının dünyada hak ettiği yerde olmamasına hep isyan etmişimdir.

Aklımca neler yapılması gerektiğini hep yazmışımdır.

Nihayet bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye’nin tanıtım kampanyalarına ‘Taste İstanbul’ diye bir gastronomi ayağını da dahil etmeye karar vermiş.

Aslında Bakanlığın bu konuda atacağı çok adım var ama neyse.

Baktım Azeri kardeşlerimiz mutfaklarının tanıtımı konusunda bizden birkaç adım önde.

Geçenlerde CNN International’de ünlü Fransız oyuncu Gerard Depardieu’ya gözüm takıldı.

Şahane bir sofrada, garsonun teker teker getirdiği yemeklerin tadına bakarak iç çekiyor.

Karşısında bir adam da şiir okuyor.

Depardieu yemeklerin tadına teker teker bakarken ekranda, “Azeri mutfağı dünyanın en lezzetli mutfağı” yazısı görünmez mi?

Biz daha tanıtım için doğru dürüst bir strateji belirleyemezken Azeri kardeşlerimiz atı alıp Üsküdar’ı geçmiş.

 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
30.10.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız