Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 05 Mayıs 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Rus turistin hikâyesini önce Melih Aşık’ın Milliyet’teki sütununda okuduk. Sonra internette dolaşmaya başladı. Önceki gün Asaf Savaş Akat bu hikâyeden, bilmece olarak söz etti. Ve şunları yazdı: “En yakınımdan başlayıp yağmur gibi mesaj geldi. Öğretici tarafı olabileceğini görünce toplu cevaplamayı tercih ettim.” Hem hikâyeyi hem de bilmecenin çözümünü verdi.
Önce hikâye: Mevsim yaz, aylardan ağustos... Fransız Riviera’sında küçük bir kasabada turizm sezonu fakat yağmur yağıyor. Neticede kasaba bomboş. Yani işler iyi değil. Herkesin borcu var ve krediyle yaşıyorlar. Şans eseri bir otele zengin bir Rus geliyor. Resepsiyona 100 dolar bırakıp odaya bakmaya çıkıyor.
Otel sahibi parayı alıp hemen komşu kasaba borcunu ödüyor. Kasap 100 doları kaparak, toptancıya borcunu vermeye gidiyor. Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp kriz nedeniyle kendisine kredili hizmet veren fahişeye götürüyor. Fahişe parayı alıyor ve aynı otele giderek borcunu ödüyor. Tam o anda Rus müşteri geri dönüyor. Odayı beğenmedim deyip 100 dolarını alıyor ve gidiyor.
Rus müşterinin bu ziyaretinde kasabaya fiilen hiç para girmiyor. Buna karşılık tüm kasaba halkı borçlarından kurtuluyor ve geleceğe ümitle bakmaya başlıyor!

Bir kova su...
Şimdi de bilmecenin çözümü: Püf noktası bilançolarda gizlidir. Her bir kişi için, aktifte 100 dolar alacak, pasifte 100 dolar borç var. Çok önemli: Herkesin borcu alacağına eşit, yani hiçbiri net borçlu değil. Rus turist geçici bir ödeme rahatlığı getirince bilançoların net değeri sabitken brüt borç sıfırlanıyor.
Bu da brüt borca bakanları şaşırtıyor. (Güngör Uras’ın eklemesi: Bu çarkın son aşamasında fahişe 100 doları ödeyince bu paranın otelcinin aktifine girmesi, böylece otelcinin de aktif-pasif, borç-alacak dengesinin kurulması gerekir. Halbuki Rus müşteri 100 doları geri alınca, bu para otelcinin aktifinden çıkıyor. Sonuç olarak zincirin diğer halkalarındakinin aktif-pasifleri eşitleniyor, onlar borçtan kurtuluyor, alacakları-borçları eşitleniyor. Ama 100 dolar zarar, alacak-kayıp otelcinin üzerinde kalıyor.)
Aktif-pasif konusuna yabancı olanlar gene de bilmecenin çözümünü anlayamayabilir. Onlar için de Ege Cansen anlatımını vereyim.
Ege Cansen 1 Ekim 2008 tarihinde Hürriyet’teki köşesinde “Çift Sayma”nın nasıl kafaları karıştırdığını, kriz nedeniyle piyasaya akıtıldığı söylenen milyar dolarlar nedeniyle şöyle anlatmıştı.
Finansal krizin ekonomide ne kadar bir zarara veya kayıba yol açtığı hesaplanırken zarar açıklayan kurumların zararları alt alta toplanıyor. Hükümetlerin, merkez bankalarının piyasaya enjekte ettiği paralar alt alta dizilerek piyasaya çıkan toplam para rakamından söz ediliyor. Bu tür hesaplamalarla sonuca gidilemez. 

Borcun hesabı
Bakınız neden sonuca gidilemez? Bir ailenin 8 çocuğu olsun. En küçük kardeş kendine cep telefonu almak için ikinci kardeşten 100 lira ödünç istesin. İkinci kardeş, “Benim param yok ama sana 100 lira bulurum” deyip, bunu üçüncü kardeşten ödünç alsın. Üçüncü kardeş de bunu dördüncü kardeşten alsın ve bu borçlanma sekizinci kardeşe kadar gitsin. Sekizinci kardeş de bu parayı bir yabancıdan ödünç alsın.
Bu durumda kardeşlerin toplam borcu kaç lira olur? Eğer her kardeşten, “Kaç lira borcun var?” diye beyan alınır ve bu beyanlar toplanırsa, kardeşlerin toplam borcu 800 lira çıkar. Kardeşlerden teker, teker kaç para alacağın var beyan alınsa, alacakların toplamı da 700 lira eder. Kardeşler tek bir ailedir. Bu ailenin (yani bankacılık sektörünün veya ülke ekonomisinin) borcu, sadece 100 (800 - 700) liradır. Karşılığında da ailenin elinde 100 liraya alınmış bir telefon vardır. Ama telefon şimdi (krizde fiyatı düştüğü için) 100 lira etmemektedir.

Zarar, kâr olabilir
Amerika’da birbirine ödünç vermiş bankalar aynı zamanda birbirinden alacaklıdır. Biri borcunu ödeyemeyince, zincirleme olarak diğerleri de ödeyemiyor. Önce ipotek karşılığı kredi veren birinci banka alacağını tahsil edemiyor. Çünkü ev fiyatları düşmüş durumda. Zincir buradan kopuyor.
Eğer ödeme sistemi çözülürse, bugün alacağını alamayan banka, ileride emlak fiyatları artınca parasını kurtarabilir. O zaman tüm bankalar zincirleme olarak alacaklarını tahsil edebilir. Böylece bugün zarar yazılan tutarlar, yarın kâr olarak muhasebeleşebilir.
Bir kişinin veya şirketin veya devletin borcu iki şekilde ifade edilir. (1) Birincisi, “brüt borç”tur. Borçlarının toplamıdır. (2) İkincisi “net borç”tur. Borçlarından alacakları düşünce geriye kalan tutardır.
Bir kişinin veya bir şirketin borçlusu ve alacaklısı aynı kişi olmadığı için, netleştirme yapılamaz. Ancak bu borç alacak ilişkisini netleştirebilecek bir yeni aktör devreye girer ise (hikâyedeki Rus turist gibi) bir anda olaylar çorap söküğü gibi çözülebilir.
Kıssadan hisse: Hiçbir şey korkulduğu kadar korkunç değildir.

Güngör Uras

milliyet.com.tr

Ekleme Tarihi
17.05.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız