Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 03 Mayıs 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 

Türkiye’de gıda fiyatları

 

Asaf Savaş Akat - [email protected]

 

Beklenen AB zirvesi gerçekleşti. Gene ‘dağ fare doğurdu’ diyebilir miyiz? Hayır. Çözüm yolunda bir dizi önemli adım atıldı. Krizi kısa sürede sona erdirmeye yeter mi? Sanmıyorum. Bence genel eğilim doğru yöndedir.

 

TÜİK’in açıkladığı Ekim sanayi üretimi verisi şaşırttı. Piyasa yüzde 4.5 artış öngörüyordu. Yüzde 7.3 çıktı. Halbuki ekonomide yavaşlama bekleniyordu. Yoksa tekrar hızlanıyor mu? Önümüzdeki ayları görmeden bir şey söylemek istemiyorum.

 

IMF’in 4.üncü madde çerçevesinde Türkiye raporu özeti yayınlandı. 2012’de yüzde 2 büyüme ve yüzde 7.8 dış açık tahmin ediyor. Temmuz’a kıyasla büyümede 0.5 puan, dış açıkta 2 puan düşüş var. IMF-tarzı ‘sert iniş’ senaryosudur.

 

Üçüncü çeyrek milli gelir verileri yarın sabah TÜİK tarafından açıklanıyor. Büyümenin yüzde 7.5 civarında gelmesini bekliyorum. Dolayısı ile yıllık büyüme yüzde 9’u geçecektir. 2011’de rekora yakın büyüme ihtimali güçlüdür.

 

TÜİK verileri

 

Geçen yazıda dünyada gıda fiyatlarına baktım. 1991 sonrasında IMF’in dolar cinsinden gıda maddeleri fiyat endeksini ABD tüketici fiyatları endeksine böldüm. Gıdanın nisbi fiyatında değişimi hesapladım.

 

Sonucu hatırlayalım. 1991-2005 arasında gıdanın nisbi fiyatı düşüyor. Yani gıda maddeleri ucuzluyor. Sonrasında ise hızla yükselmeye başlıyor. 2011’de 1991’in yüzde 15 üzerine tırmanıyor. Yani ciddi şekilde pahalılanıyor.

 

Bugün Türkiye’ye dönüyorum. TÜİK’in 2003 bazlı (mevcut) TÜFE verilerini kullanıyorum. 1994 bazlı endeksin zafiyetleri analizi daha geriye götürmeyi zorlaştırıyor. Neyse ki dünya gıda fiyatlarındaki artış dönemi ile örtüşüyor.

 

Kapsam farkları da var. IMF endeksi özünde uluslararası ticareti yapılan temel gıda maddelerini izliyor. TÜFE’de ise işlenmiş ve işlenmemiş tüm gıda kalemleri yer alıyor. Taze sebze-meyva, et-süt-tavuk, vs. dahil, alkolsüz içecekler hariçtir.

 

Mantık gene aynı. Gıda ve TÜFE’de mevsim etkisini temizliyoruz. Sonra ilkini ikinciye bölerek yeni bir endeks oluşturuyoruz. Gıdanın nisbi fiyatı düşünce endeks 100 altına iniyor. Tersi halde üzerine çıkıyor. Ayrıca nisbi gıda fiyatı trendini de hesaplıyoruz.

 

Gıda pahalılanıyor

 

Sonuçlar grafiktedir. 2003 başından 2005 yazına kadar gıdanın nisbi fiyatı düşüyor. Sonra artışa geçiyor. 2008’de 2003 düzeyini yakalıyor. Ama artmaya devam ediyor. Kasım 2010’da ulaştığı zirve değeri ile dibe vurduğu Ekim 2005 arasında 16 puan fark vardır.

 

Trend eğrisi gidişatı çok iyi özetliyor. Perşembe günü çıkan grafiği hatırlatırım. Bu eğilim dünya ile birebir örtüşüyor. Daha açık söyleyelim. Gıda fiyatlarında hızlı artış Türkiye’ye özgü değildir. Küresel eğilime paraleldir.

 

Bu dönemde daha hızlı artan enerji fiyatlarının yarattığı maliyet baskısı çok vurgulanıyor. Gıdada nisbi fiyat artışı daha ılımlıdır. Ancak tüketim sepetinde gıda en büyük paya sahiptir. Yani enflasyona katkısı daha yüksektir.

 

 

Asaf Savaş Akat - [email protected]

 

Beklenen AB zirvesi gerçekleşti. Gene ‘dağ fare doğurdu’ diyebilir miyiz? Hayır. Çözüm yolunda bir dizi önemli adım atıldı. Krizi kısa sürede sona erdirmeye yeter mi? Sanmıyorum. Bence genel eğilim doğru yöndedir.

 

TÜİK’in açıkladığı Ekim sanayi üretimi verisi şaşırttı. Piyasa yüzde 4.5 artış öngörüyordu. Yüzde 7.3 çıktı. Halbuki ekonomide yavaşlama bekleniyordu. Yoksa tekrar hızlanıyor mu? Önümüzdeki ayları görmeden bir şey söylemek istemiyorum.

 

IMF’in 4.üncü madde çerçevesinde Türkiye raporu özeti yayınlandı. 2012’de yüzde 2 büyüme ve yüzde 7.8 dış açık tahmin ediyor. Temmuz’a kıyasla büyümede 0.5 puan, dış açıkta 2 puan düşüş var. IMF-tarzı ‘sert iniş’ senaryosudur.

 

Üçüncü çeyrek milli gelir verileri yarın sabah TÜİK tarafından açıklanıyor. Büyümenin yüzde 7.5 civarında gelmesini bekliyorum. Dolayısı ile yıllık büyüme yüzde 9’u geçecektir. 2011’de rekora yakın büyüme ihtimali güçlüdür.

 

TÜİK verileri

 

Geçen yazıda dünyada gıda fiyatlarına baktım. 1991 sonrasında IMF’in dolar cinsinden gıda maddeleri fiyat endeksini ABD tüketici fiyatları endeksine böldüm. Gıdanın nisbi fiyatında değişimi hesapladım.

 

Sonucu hatırlayalım. 1991-2005 arasında gıdanın nisbi fiyatı düşüyor. Yani gıda maddeleri ucuzluyor. Sonrasında ise hızla yükselmeye başlıyor. 2011’de 1991’in yüzde 15 üzerine tırmanıyor. Yani ciddi şekilde pahalılanıyor.

 

Bugün Türkiye’ye dönüyorum. TÜİK’in 2003 bazlı (mevcut) TÜFE verilerini kullanıyorum. 1994 bazlı endeksin zafiyetleri analizi daha geriye götürmeyi zorlaştırıyor. Neyse ki dünya gıda fiyatlarındaki artış dönemi ile örtüşüyor.

 

Kapsam farkları da var. IMF endeksi özünde uluslararası ticareti yapılan temel gıda maddelerini izliyor. TÜFE’de ise işlenmiş ve işlenmemiş tüm gıda kalemleri yer alıyor. Taze sebze-meyva, et-süt-tavuk, vs. dahil, alkolsüz içecekler hariçtir.

 

Mantık gene aynı. Gıda ve TÜFE’de mevsim etkisini temizliyoruz. Sonra ilkini ikinciye bölerek yeni bir endeks oluşturuyoruz. Gıdanın nisbi fiyatı düşünce endeks 100 altına iniyor. Tersi halde üzerine çıkıyor. Ayrıca nisbi gıda fiyatı trendini de hesaplıyoruz.

 

Gıda pahalılanıyor

 

Sonuçlar grafiktedir. 2003 başından 2005 yazına kadar gıdanın nisbi fiyatı düşüyor. Sonra artışa geçiyor. 2008’de 2003 düzeyini yakalıyor. Ama artmaya devam ediyor. Kasım 2010’da ulaştığı zirve değeri ile dibe vurduğu Ekim 2005 arasında 16 puan fark vardır.

 

Trend eğrisi gidişatı çok iyi özetliyor. Perşembe günü çıkan grafiği hatırlatırım. Bu eğilim dünya ile birebir örtüşüyor. Daha açık söyleyelim. Gıda fiyatlarında hızlı artış Türkiye’ye özgü değildir. Küresel eğilime paraleldir.

 Bu dönemde daha hızlı artan enerji fiyatlarının yarattığı maliyet baskısı çok vurgulanıyor. Gıdada nisbi fiyat artışı daha ılımlıdır. Ancak tüketim sepetinde gıda en büyük paya sahiptir. Yani enflasyona katkısı daha yüksektir.

 vatan.com.tr
 
 
 

Ekleme Tarihi
11.12.2011
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız