Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 14 Mayıs 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
Bir can sıkıntısı da pariteden; doların euroya karşı değer kazanması çok aleyhimize
 
 
Alaattin AKTAŞ / EKO ANALİZ
 
 
 
 
 
 Hani neredeyse "bir o eksikti" dedirtecek türde bir olumsuzluk giderek belirginleşmeye ve kaygı vermeye başladı. Euro bölgesindeki sorunlar yüzünden en büyük ticari ortağımız durumundaki bölge ülkelerinin yaşamakta olduğu darboğaz, bizi ihracat yönüyle zaten olumsuz etkileyecekti.
 
Şimdi ihracatta ortaya çıkabilecek duraksama ya da gerileme olasılığına, euronun dolara karşı değer yitirmesi olasılığı da eklendi. Aslında bu yaşanmaya başladı bile… Her ne kadar bu yıl şimdiye kadar oluşan ortalama yönünden euro dolara karşı 2009 ve 2010 yıllarına göre daha güçlüyse de, eğilim euronun değer kaybı içinde olduğunu gösteriyor. Dolara karşı olan bu değer kaybı hem aylık bazda gözleniyor, hem de aralık ayındaki gidişat bazında…
 
İthalatta dolar fark atıyor
 
Son on yılın ihracat ve ithalatının döviz kompozisyonuna göre gerçekleşmesini masaya yatırdık. Bu yılki rakamların ilk 10 aya ait olduğunu da belirtelim.
 
İhracatta euro ve doların payı birbirine çok yakın. Bu 10 yıllık dönemde euronun payı yüzde 46.6 ile yüzde 50.3 arasında, doların payı ise yüzde 42.5 ile yüzde 47.7 arasında değişmiş. Diğer dövizlerle gerçekleştirilen ihracatın payı hiçbir yıl yüzde 10'u bile bulmamış.
 
Bu yılın ilk 10 ayındaki ihracatın yüzde 48.4'ü euro, yüzde 45.3'ü dolar, yüzde 6.3'ü de diğer döviz cinsleriyle gerçekleştirilmiş.
İhracatta dengeli bir tablo var. Ancak ithalatta durum çok farklı. Bu 10 yıllık dönemde dolar cinsinden gerçekleştirilen ithalatın payı yüzde 55 ile yüzde 64.6 arasında değişti. Euronun payı ise yüzde 31.8 ile yüzde 40.3 arasında dalgalandı. İthalatta diğer dövizlerin payı ise genellikle yüzde 5'in altında kaldı.
 
Dolar cinsinden ithalatın toplamdaki payı 2007'den bu yana yüzde 60'ın üstünde seyrediyor. 2008 yılında yüzde 64.6'ya kadar çıkan dolar cinsi ithalatın payı, bu yılın ilk 10 aylık döneminde yüzde 62.4 oldu. Bu dönemde euro cinsi ithalatın payı yüzde 32.8, diğer dövizlerle gerçekleştirilen ithalatın payı ise yüzde 4.8 düzeyinde bulunuyor.
 
İthalat pahalanacak
 
Türkiye, ihracatı için önemli ölçüde ithalat yapmak durumunda olan bir ülke. Yani ihracat için ithalata bağımlıyız. Özellikle yatırım malı ithal etmek durumunda olan bir ülkeyiz.
 
İhracat yapan, bu ihracatı için ithalat da yapmak durumunda olan bir işletmeyi düşünelim. Ve ihracatın euro, ithalatın dolarla yapıldığını varsayalım.
 
Euro/dolar paritesinin, yılbaşından 19 Aralık'a kadar geçen dönemin ortalamasında 1.4026 olduğu dikkate alınırsa, yılın tümündeki ortalamanın 1.40 düzeyinde gerçekleşebileceği söylenebilir. Parite 2012 ortalamasında 1.30 olursa karşımıza şöyle bir tablo çıkacaktır:
 
Bu yıl gerçekleştirdiği 100 euroluk ihracat karşılığı eline geçen 140 doları ithalatta kullanabilen bir işletme, 2012'de ise yine 100 euroluk ihracat karşılığında, bu kez ancak 130 dolarlık ithalat yapabilecek. İhraç pazarlarındaki daralma sonucu belki 100 euroluk ihracatta da zorlanılacak.
 
İhracat düşük görünecek
 
Euro cinsi ihracat, dolar cinsi ithalat yapan işletmeler bazında ortaya çıkacak sıkıntıdan başka, euronun dolara karşı değer yitirmesi, dış ticaret verileri dolar cinsinden ifade edildiği için başka bir soruna daha yol açacak. Gerçek rakamlardan örnek verelim:
2012 yılı ihracat hedefi 148.5 milyar dolar. Bu ihracatın yüzde 48.4'ünün (bu yılın ilk 10 ayının ortalaması) euro cinsinden yapılacağını varsayalım. Bu durumda ihracatın 72 milyar dolarlık kısmı euro cinsinden yapılacak demektir. Bu ihracatın euro karşılığı 1.40'lık pariteye göre 51.4 milyar eurodur. 51.4 milyar euro, 1.30'luk pariteye göre ise 66.8 milyar dolar eder. Yani euronun değer kaybı, ihracatın 5 milyar dolardan daha fazla eksik görünmesi sonucunu doğuracaktır. 
 
Dolar değer kazanmayı sürdürüyor
 
Avrupa'da sorunlar büyüdükçe ve bu sorunların üstesinden öyle birkaç yıl içinde gelinebileceğine dönük umutlar giderek tükendikçe euro da değer yitiriyor. Bir başka ifadeyle dolar değer kazanıyor.
 
1 Ocak 1999 tarihinden itibaren hesaben, 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren ise efektif olarak kullanılmaya başlanan euro, efektif kullanımın ilk yılı olan 2020'de dolardan daha güçsüz bir paraydı. 2002 yılı ortalamasında 1 euro ile ancak 0.95 dolar alınabiliyordu.
2003 yılıyla birlikte denge tersine döndü; euro dolardan daha değerli bir para haline geldi. Euro, değerlilikte zirveye 2008 yılında ulaştı. Söz konusu yıl ortalamasında 1 euro ile 1.4663 dolar alınabildi.
 
Daha önce de belirttik, bu yılı 1.40 dolayında bir parite ile kapatacağız. 1.40'lık düzeyi de, nisan-ağustos döneminde 1.40'ın üstünde kalan parite sağlayacak. Ağustos ayı ortalamasında 1.4332 olan euro/dolar paritesi, daha sonraki aylarda sürekli azaldı ve aralık ayının ilk 19 günü itibariyle 1.3292'ye geriledi.
 
Biraz daha detaya inip aralık ayındaki seyre bakarsak, gidişatın hep euronun değer kaybı yönünde olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Euro, son üç gün itibariyle 1.30 düzeyinde seyrediyor. Kaldı ki, kapanış itibariyle 1.30'un üstünde tutunan euronun, gün içinde 1.30'un altına indiği de biliniyor.
 
ABD de pek mutlu değil!
 
Doların euro karşısında değerleniyor olması ve bu değerlenmenin giderek hızlanma eğilimi göstermesi, doğal olarak ABD'yi de pek mutlu etmiyor. ABD, paritedeki bu hızlı değişim yüzünden, en büyük ticari ortağı olan AB'ye karşı rekabet açısından güç kaybına uğruyor.
 
Şimdi tüm dünya, eurodaki değer kaybının nereye kadar gideceğine kafa yoruyor. Çok iddialı ve uç tahminlerde bulunanlar, uzun vadede dolarla euronun başlangıç döneminde olduğu gibi yine aynı düzeye geleceğini bile öne sürüyor. 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
19.12.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız