Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 14 Mayıs 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 
Döviz bitecek korkusu
Prof. Dr. Taner BERKSOY / EKONOMİ DÜNYASI
 
 
Son sıralarda Merkez Bankası ile yatıp, Merkez Bankası ile kalkıyoruz.  Banka adeta  günlük  hayatımızın içine girmiş durumda.  TCMB neredeyse her gün dövize müdahale ediyor. Malum dövize doğrudan müdahale  döviz almak ya da alıp döviz satmak  yoluyla  oluyor. Bankanın döviz satın alarak döviz piyasasında işlem yaptığı çok olmuştur. Bunların bu sıralardaki kadar hayatımızın  eksenine  yerleştiği  bir zaman aralığı hatırlamıyorum doğrusu. İstatistikler Bankanın 2002-2007 yılları arasındaki döviz piyasası operasyonlarında net döviz alıcısı olduğunu gösteriyor.  O sıralarda hiç kimse de aman  Merkez  Bankası  döviz alıyor diye telaş yapmadı.  Bu  defa durum farklı görünüyor.   Merkez Bankası'nın döviz  işlemleri  kaygıyla izleniyor.
 
Yaygınlaşma  eğilimi de  gösteren  kaygılar basit bir nedenden kaynaklanıyor.  Merkez Bankası bu sıralarda döviz almıyor döviz satıyor. Hem de her gün manşetlere taşınacak  ölçüde, ciddi boyutlara ulaşan miktarlarda döviz satıyor.  Milyar dolarlarla ifade edilen bu satışlar sokaktaki  adam parasal tahayyül sınırını fazlasıyla aşıyor.  Merkez Bankasının döviz  satışlarının  döviz rezervlerinden  yapıldığı biliniyor.  Sabit bir rezerv büyüklüğünden böylesine büyük meblağlı satışlar yapılıyor olması kaygıyı yaratan temel  unsur.  Döviz rezervinin bitmesinden korkuluyor.  Yani  gittikçe yayılan ve dozu artan bir "döviz bitecek" korkusu oluşmuş durumda.
 
Son aylarda  Merkez  Bankasına  dönük bazı tepkiler olduğu ve  bunun gittikçe tırmandığı gözleniyor. Söz konusu  tepkilerin oluşumunda  Bankanın  algılanması  zor bir politikaya kaymış olmasının  önemli  rolü var  kuşkusuz.  Ama,  kendi adıma,  son  günlerdeki  tepki   tırmanmasında bu  "döviz bitecek korkusu" nun  öne çıktığını  düşünüyorum.
 
   *                            *                           *
"Döviz  bitecek"  korkusunun   Türkiye'de  önemli bir  iktisadi davranış kalıbı  olduğu  söylenebilir.  Türkiye ekonomisinin yerleşik sayılabilecek böyle bir damarı var.  Kimi zaman bastırılır gibi olsa da oldukça canlı bir damardır bu.
 
Döviz  bitecek  korkusunun  bu  denli yerleşik hale gelmiş olmasının ana nedeni  Türkiye ekonomisinin krizler tarihinde yatar.  Kriz  üretmekte   bayağı  maharetli olduğumuz bilinir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında  sayısı  neredeyse  düzine ile ifade edilecek kadar çok  iktisadi kriz yaşandı  bu ülkede. Söz konusu  krizlerin  hemen hepsi,  şöyle ye da böyle ama  mutlaka,  dövizle  bağlantılı oldu.   Dövizin bitmesi,   döviz dar boğazına girilmesi ya da,  en hafif durumda,  döviz rezervlerinin yetersiz kalması gibi olgular krizleri tetikledi.   İşin en ilginç yanı da  krizlerle  birlikte devreye  giren  IMF'nin  temel  işlevi  acil döviz temin etmek olarak algılandı.   Kısacası,  krize girerken  de  çıkarken de döviz baş aktör oldu.  
 
Fiili durum  belki  hiçbir zaman tam anlamıyla böyle olmadı.  Ama  hafızalara kayıtlı  formasyon bu.  Dolayısıyla  Merkez  Bankası  ne zaman döviz satsa ve rezervler bu nedenle azalsa  hafızalar bu formasyonu  ön belleğe taşıyor.  Merkez Bankası'nın  döviz  sattığı  haberleri  ortalığa dökülünce  yine dövizin biteceği korkusu  uç veriyor.
                                                 *                              *                                *
Aslında bütün bunları yazmamın bir nedeni var.  Yine böyle bir duruma  kayabileceğimizi düşündüren  bir tedirginlik ve kaygı birikimi olmaya başladığını seziyorum. Bir anlamda tarihi korku bir kez daha hortlayabilecek gibi görünüyor.                                               
Güncel  durum  ile bu tarihsel  "döviz bitecek" korkusu arasındaki bağda önemli olduğunu düşündüğüm  iki nokta var.  Bu günkü Merkez Bankası davranışının tarihsel örneklerinden farklı olduğunu düşünüyorum.   Güncel   döviz  satışlarının ekonomiyi   krize götürecek  bir çözülmenin ürünü olmaktan  çok bir para politikası aracı olarak kullanıldığı kanısındayım.   Bir  nokta  bu.   Öte yandan,  tedirgin olmaya başlayan aktörler  durumun  böyle  olduğuna ikna edilmezse,  tarihsel  korkunun  yayılıp  güçleneceğini  bunun da ekonominin  döviz bağlantılı ve kendisini  besleyen  bir krize sürüklenme olasılığını arttıracağını seziyorum.   Bu  da ikinci nokta. 
 
Yanılıyor olabilirim ama bugünlerde Merkez Bankasının esas iletişim probleminin bu olduğunu düşünüyorum.
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
06.01.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız