Mini buzul çağında büyük iyimserlik
Yakup SAYAR / STRATEJİ
Son yılların, belki de onlarca yılın en şiddetli kışını yaşıyoruz. Kimine göre "mini buzul çağı" ve bir süre daha bu gerçekle yaşamamız gerekiyor. Ocak ayının sonlarında içinde bulunduğumuz aydaki hava durumuna yönelik beklentileri dinlediğimizde bu ayda olabilecek hava koşularına yönelik çok ciddi uyarılarla karşılaşmıştık. Tabi ki kimimiz bunu ciddiye almadı 'bir şey olmaz meteoroloji uzmanları yanılıyor' gibi söylemlerle geçiştirmeye çalıştı. Ama sizlerde gördünüz bu olmadı meteoroloji uzmanları haklı çıktı. O kadar haklı çıktı ki, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün internet sitesi tıklanma rekorları kırıyordur diye düşünüyorum. Tabi ki şunun da altını çizmeden edemeyeceğim, tüm uyarılara rağmen, büyük şehirlerimizdeki insanlarımızın arabalarına olan güvenlerine inanın gıptayla bakıyorum. Nasıl bir cesaretle trafiğe çıkıyorlar bravo demeden geçemeyeceğim.
Neyse biz konumuza dönelim, yazımın giriş kısmı kısa bir eleştiriydi, ama bu durumu piyasalarımızla bağlayacağımdan şüpheniz olmasın. Evet mini bir buzul çağı yaşanıyor gibi. Birçok Avrupa ülkesi donuyor. Böyle bir durum içersinde ise piyasalar adeta "büyük bir iyimserlik" havasında. Değişen hiçbir şey yokken, inanın bundan kısa bir süre önce bu sorunlar içinde böyle bir iyimserlik yaşanacağını tahmin edebilirmiydiniz diye sorsalar, kimse bu kadarını tahmin edemezdi diye düşünüyorum. Bu durum kâhinliğin de ötesin bir durum. Düşünsenize İMKB son bir ayda TL bazında yüzde 20'nin üstünde bir değer kazandı. Yani 1000 TL'lik bir portföy 1200 TL'ye çıktı. Dolar ise ayrı bir nokta. 2 TL olur mu? şeklinde birçok soru varken, 1.75 TL gibi bir rakama gelindi. Peki ne oldu? Bundan birkaç ay önce olan sorunların hala önünde olduğu bir piyasa ne gördü de bunlar yaşanıyor.
Kısa cevabı dediğim gibi "iyimser" düşünme. Yazılarımdan da anlamışsınızdır bazen çok kötümser olabiliyorum. Ama bu biraz kişiliğimle ilgili. Bir durum öncesinde kendimi kötüye şartladığım çok olmuştur. Bunun nedeni, sonuç olumsuz olursa fazla üzülmeyeyim, tersi olursa da daha fazla sevinebileyim diye. Ama bu kötümserliğin ince noktalarında hep kendime iyimser bir yer mutlaka bırakırım. Bence piyasada 2012'ye kendini böyle hazırlayarak girdi. Kötümser tahminler yarattı, ardından ocak ayında biraz nabız yokladı, şubat ayında da kartlarını açtı ve mini buzul çağında bahar aylarını yaşattı. Bu durum sürer mi, tabi ki bizler meteoroloji uzmanı değiliz. Ama şu bilinen bir gerçek, kimle konuşursak konuşalım 2011 yılı her noktada dip olunan bir yıldı. Ama bu yıl dikkati elden bırakmadan hareket edersek, dipten çok hızlı dönüşün olabileceği bir yıl. Belki de bunun sinyallerini mini buzul çağını yaşadığımız şu günlerdeki iyimserlikten almışsınızdır.
İyi haftalar. |
