Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 04 Mayıs 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
GDO'lu gıdalar
 
Ali Ekber YILDIRIM / TARIM DÜNYASINDAN
[email protected]



 
Bugüne kadar genetiği değiştirilmiş 13 çeşit mısır ve 3 çeşit soyanın ithalatına resmen izin verildi. İzin verilen soya ve mısırlar yem amaçlı ithal ediliyor.

Gıda amaçlı genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatı için yapılan başvurular Biyogüvenlik Kurulu'nda bekliyor. Son olarak Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği (TÜGİDER), gıda amaçlı kullanmak üzere 3 çeşit genetiği değiştirilmiş soyanın ithalatı için başvurdu. Biyogüvenlik Kurulu izin verirse, ithal edilecek GDO'lu soyalar birçok gıdanın üretiminde kullanılacak ve tüketiciye ulaşacak.

TÜGİDER yöneticileri, GDO'ya karşı olduklarını söylüyor. Karşı oldukları GDO'lu soyayı neden ithal etmek istiyorlar?

Gıda amaçlı genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatı ile ilgili süreci hatırlayalım.

Biyogüvenlik Yasası, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemindeyken, hükümet, yasayı beklemeden bir yönetmelik (Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin, İthalatı, İşlenmesi, İhracat, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik) hazırlayarak 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayınladı. Yönetmelikle Bilimsel Komite kuruldu ve bu komite GDO'lu ürünlerin ithalatına izin verecek yetkiyle donatıldı. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu, yönetmelik çıktıktan sonra Bilimsel Komite'ye başvurdu ve gıda amaçlı kullanmak üzere genetiği değiştirilmiş 3 soya, 21 mısır, 3 kanola, 1 şeker pancarı ve 1 patates geninin ithalatına izin istedi. Ancak, yargı bu yönetmeliğin bazı maddelerini iptal edince ve yaşanan tartışmalar nedeniyle yönetmelik uygulanamadı. Biyogüvenlik Yasası 18 Mart 2010'da mecliste kabul edilince yeni bir yönetmelik hazırlandı ve 13 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı. Yasa kapsamında Biyogüvenlik Kurulu oluşturuldu. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu 29 gen için Biyogüvenlik Kurulu'na başvurdu. Kurul, 10 Ocak 2011 tarihli 5.toplantısında 29 gen için ayrı ayrı Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi oluşturulmasına ve bu komitelerin rapor hazırlamasına karar verdi.

Daha sonra ÜNAK Gıda ve Kimyevi Maddeler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, gıda amaçlı genetiği değiştirilmiş 3 soya çeşidinin ithalatına izin verilmesi için Biyogüvenlik Kurulu'na başvurdu. Kurul 3 Mart 2011 tarihli 6.toplantısında yine komitelerin oluşturulmasını ve raporların hazırlanmasına karar verdi.

Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği (TÜGİDER) ise 29.11.2011 tarihli yazısı ile gıda amaçlı genetiği değiştirilmiş 3 soya çeşidinin her türlü gıda ve gıda takviyeleri ürünlerinde kullanılmak üzere ithalatına izin verilmesi için Biyogüvenlik Kurulu'na başvurdu. Kurul 10 Ocak 2012 tarihli 11.toplantısında daha önceki iki başvuruya atıfta bulunarak, aynı gen olması nedeniyle hazırlanacak raporların bu başvuru için de geçerli olmasına karar verdi.

Yaşanan bu süreç, gıda amaçlı genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatı için sistemli ve ısrarlı bir çalışma olduğunu gösteriyor.

TÜGİDER'in yaptığı başvurunun 9 Şubat tarihli DÜNYA Gazetesi'nde yer alması üzerine, Sloow Food Türkiye/ Fikir Sahibi Damaklar grubu Facebook ve diğer sosyal medya alanlarında bir kampanya başlattı. "TÜGİDER üyelerine GDO'lu soyanın gıda amaçlı ithalatını onaylıyor musunuz?" sorusu ile başlatılan kampanya, TÜGİDER üyelerini huzursuz etti. Bir firma dernekten istifa ettiğini bildirdi. Derneğin internet sayfasından önce üye firmaların adı kaldırıldı. Daha sonra site tamamen servise kapatıldı.

Bu gelişmeler üzerine TÜGİDER'in Genel Sekreteri Melahat Özkan'ı arayarak görüşünü aldık. Özkan'ın anlattıkları bize çok çarpıcı geldi. Her şeyden önce GDO' ya karşı bir dernek olduklarını ve yakında bu konuyla ilgili kapsamlı bir açıklama yapacaklarını söyledi. Melahat Özkan'ın anlattıkları özetle şöyle: "Biz GDO'nun taraftarı değiliz, karşısındayız. Bizim bakanlıktan ve Biyogüvenlik Kurulu'ndan talebimiz, GDO ile ilgili bir eşik değerin belirlenmesi ve bulaşıklığın önlenmesidir. GDO'lu ürünlerle ilgili Avrupa'da olduğu gibi binde 9 oranında bir eşik değer belirlenirse sanayicinin önü açılmış olur. Bugün kullanılan soya proteinlerinde zaten GDO var. Üstelik, Avrupa'nın kabul ettiği binde 9'un üzerinde. Bu nedenle gıda ürünleri üretenler ihracatta ciddi sıkıntılar yaşıyor. Eşik değer belirlenirse ve buna uyulursa gıda sanayinin önü açılmış olur. Biz bunu talep ediyoruz. Fakat bakanlık ve Biyogüvenlik Kurulu "önce gıda amaçlı GDO ithalatı yapılsın sonra eşik değer belirlensin" diyor. Biz bu nedenle ve zorunlu olarak GDO'lu soya ithalatına izin istedik. Bizim derdimiz bulaşıklığın önlenmesi ve eşik değerin belirlenmesi. Yoksa, biz GDO'ya karşıyız."

Özkan'ın anlattıkları doğru ise şu anda genetiği değiştirilmiş soyalar izin alınmadan gıda ürünlerinde kullanılıyor. Bu ürünler ihraç edilmek istendiğinde ciddi sorunlar yaşanıyor.

Özetle, gıda amaçlı genetiği değiştirilmiş soyaya izin verilmemesine rağmen gıda ürünlerinde yaygın olarak kullanılıyor. Ne bir etiket ne bir açıklama. Herkes bilerek ya da bilmeyerek tüketiyor. Afiyet olsun!
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
16.02.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız