Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 09 Mayıs 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Enflasyonun iki yüzü
  
 
Alaattin AKTAŞ / EKO ANALİZ
[email protected]


Birinci ve görünen yüzde, TÜFE'nin şubatta yüzde 0.56 arttığı, şubat itibariyle yıllık artışın yüzde 10.43'e indiği gerçeği var.

İkinci ve hep dile getirilen yüzde ise açıklanan bu enflasyonun gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu görüşü...

İkisi de doğru... TÜİK'in açıkladığı ortalama bir oran. Herhangi bir kişi ya da aile kapsanan mal ve hizmetlerden bir kısmını hiç tüketmiyordur; ama onu tüketenler olduğu kesin. O yüzden diyoruz ya, herkesin enflasyonu kendine, diye...

TL için; gerekli mi, gereksiz mi olduğu çok tartışılan ve tartışılacak olan bir simge belirlendikten sonra vatandaşa uzatılan mikrofonlara ağırlıkla ne söylendi: "Simgeden bize ne, o paranın alım gücü olsun..." İşte böyle düşünen kitleler için şubatta beklentiler doğrultusunda gelen yüzde 0.56'lık artış da gerçeği yansıtmaktan çok uzak.

Şubatta fiyatı en çok artan 20 mal ve hizmet neler mi, sıralayalım: "Dolmalık biber, havuç, sivri biber, ıspanak, tavuk eti, pırasa, patlıcan, limon, portakal, odun ücreti, bal, balık, LPG dolum ücreti, ekmek, yumurta, kömür ücreti, kahve, ayçiçeği yağı, tüpgaz ve ilaçlar."

Bunlardan hangisi için dar ve orta gelirli kesimin kullanmayacağı mal ve hizmetler denilebilir ki? Bu mal ve hizmetlerdeki aylık fiyat artışı yüzde 1.33 ile yüzde 41.42 arasında değişiyor. İlk beş üründeki aylık fiyat artışı ise yüzde 10'u aşıyor.

Gidiş nereye?

Şubat ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yüzde 2.08 fiyat artışı oldu. Bu gruptaki fiyatlar, çok sert geçen kış koşullarının etkisiyle yüzde 2.08'den çok daha fazla artsaydı, buna kimse şaşırmazdı.

Şubattaki yüzde 0.56'lık artışın, geçen yılın aynı ayındaki artıştan (yüzde 0.73) düşük kalmasıyla ocak sonunda yüzde 10.61'e çıkan yıllık oran, şubat sonunda yüzde 10.43'e geriledi.

Yılın tümü için yüzde 5'lik hedefle yola çıkan Merkez Bankası, ilk enflasyon raporuyla birlikte tahminini yüzde 6.5'e yükseltmişti. Ama ne yazık ki kamuoyundaki beklenti yüzde 6.5'in bir hayli üstünde. Bir başka ifadeyle yüzde 6.5'lik beklentiyi olabilir gören neredeyse hiç yok. Tahminler genellikle yüzde 8.0-8.5 dolayında dile getiriliyor.

Fiyatlar geçen yıl martta yüzde 0.42, nisanda yüzde 0.87, mayısta yüzde 2.42 artmış; haziran ve temmuzda ise yüzde 1.43 ve yüzde 0.41 gerilemişti. Fiyatların yıllık yönünü belirlemede en kritik ay olarak mart görülüyor. Sert kış koşullarının ve petrol fiyatlarında ortaya çıkan artışın etkisini gecikmeli olarak mart enflasyonunda gösterebileceği ve bu yüzden söz konusu ayda geçen yılki yüzde 0.42'nin çok üstünde bir artış olabileceği yorumları yapılıyor. Böyle bir artışla birlikte şubatta ocak ayındaki düzeye göre bir miktar gerilemiş olan yıllık oran, yönünü yeniden yukarı çevirebilir.

Bir başka kritik ay da haziran... Mayıs ayında geçen yılın yüzde 2.42'lik çok yüksek oranının devreden çıkmasıyla keskin bir düşüş yaşayacak yıllık oranın, haziran ve temmuzda yeniden artma olasılığı yüksek. TÜFE'de, haziran ve temmuzda geçen yıl olduğu gibi bu yıl da düşüş sağlayabilmek pek kolay görünmüyor çünkü.

Bütün bu tahminler ve varsayımlar, biraz da teknik analiz gibi görülebilecek çalışmanın sonuçları. Enflasyonun nasıl seyredeceğini belirleyecek ve temel analiz sayılabilecek bir dizi etken var kuşkusuz. Temel analizin esasları niteliğindeki büyüme, para ve maliye politikaları gibi konuları belirleyen ise hükümet. Dolayısıyla, enflasyonla ilgili tahminler, bir noktaya kadar yapılabilir, sonrasına ilişkin tahminler için hükümetin 2012'yi nasıl geçirmek istediğini bilebilmek gerekir.

Geçen yılın ekim ve kasım ayları bu konuda en belirgin örnekleri oluşturuyor. TÜFE'nin geçen yıl ekimde yüzde 3.27, kasımda 1.73 olmak üzere iki ayda tam yüzde 5.06 artması, bir anlamda tümüyle hükümetin tercihi değil miydi...

Bu yüzden, gerçekçi bakarsak 2012 enflasyonu için Merkez Bankası'nın yüzde 5'lik başlangıç hedefi de boştur, yüzde 6.5'lik tahmini de, piyasanın yapmakta olduğu yüzde 8.0-8.5 aralığında yoğunlaşan tahminler de... Hükümet 2012'yi nasıl geçirmek istiyor, siz ona bakın...
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
06.03.2012
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı

Etiketler: Alaattin AKTAŞ, ekonomi, enflasyon
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız