Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 
Mehveş Evin
 
Ekolojik ayakizini denk al
 

Biyolojik kapasitemizi öyle hızla tüketiyoruz ki! Her dünya vatandaşı bir TC vatandaşı gibi yaşasa, 1.5 gezegene daha ihtiyaç olacak. WWF’nin son raporu, sonun pek yakın olduğunu gösteriyor


Kanada’da üniversiteden mezun olan mühendislere bir yüzük verilirmiş... Artık bu meslekle evlisin anlamında değil! Yanlış yapıldığı için yıkılan köprüyü hatırlatmak amacıyla, yeni mezun mühendislere “Unutma! Bir hatan nelere mal olabilir!” demek için verilen sembolik bir yüzükmüş bu...

Bu hikayeyi, Küresel Ayakizi Ağı Başkanı Mathis Wackernagel, WWF’in düzenlediği “Türkiye’nin Ekolojik Ayakizi Raporu” sunumunda anlattı.

Aklıma bizim yeni mezun mühendislerimize neler verebileceğimiz geldi:
Mesela, Adana’da baraj kapağı açıldığı için boğularak ölen işçileri hatırlatsın diye, Gökdere Barajı’nda kullanılan bir beton blok...

Mesela, Pamukova’da 41 kişinin ölümüyle sonuçlanan hızlı tren kazasını hatırlatsın ve bir daha yaşanmasın diye, o trenden bir parça...

Ya da yanlış mühendislik tasarrufları yüzünden mahvolan doğayı hatırlatacak bir ‘souvenir’ versek şu yeni mezunlara, acaba zihniyetleri değişir mi?

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Fakat böyle birşeyi Türkiye’de teklif etmek dahi hayal.

Ham hum şaralop

Konuya mühendislikten girdik, fakat Wackernagel’in bu örneği verirken asıl anlatmak istediği şey başka. Nedir o? Şudur: Biz bu kafayla gidersek yarın öbür gün daha çok ekonomik kriz olur.

Ekonomik performans, artık yeni kurallara göre belirlenecek. Biz istesek de istemesek de. Zira insan evladı, defalarca yazdığım ve de yazacağım gibi, kendi eliyle tüm doğal kaynaklarını ham hum şarolop yaptı.

Öyle ki, ekolojik dengeleri gözetmeden yapılacak herhangi bir yatırımın artık değeri yok. Geçti o ‘güzel’ günler! Biyolojik rezervlerimizi gönlümüzün çektiği hunharlıkta tüketme lüksümüz kalmadı.

Bütün bunlar bilimsel verilerle kanıtlandı. Buna rağmen, insan denen canlının bitmek bilmez hırsı, para sevdası nedeniyle doğa talanı sürüyor. Frenleme çabaları olsa da, kıyım, özellikle bizim gibi gelişen ülkelerde daha da büyük iştahla sürüyor.

Lütfen ‘az’ talan
 
WWF’in öncelikle ‘karar vericiler’ yani devlet ve iş dünyasına yönelik sunduğu, bilumum grafik ve rakamla destekleyerek anlatılan ‘Ekolojik Ayak İzi Raporu’nun ayrıntılarını dinlerken, şu sorular kafama üşüştü :
* Asıl sorunumuz ‘globalleşme’ ve ‘kapitalizm’in felaketlerine dair felsefi tartışmalar yapmadan, bu işlerin içinden nasıl çıkacağız?
* İyi niyetle şirketleri ‘daha az vahşi‘ ve ‘daha doğaya duyarlı’ kurallara alıştırmaya çalışmak, önümüz, arkamız, sağımız ve solumuz ‘daha fazla tüket’ sloganıyla çevriliyken nasıl mümkün olacak?
* Doğaya temel yaklaşımımız, hala tamamıyla kapitale dayalıyken, hala insan merkezliyken gerçekten “Dün bunu yaptık, şincik az geri alıcaz” diyerek kurtulabilecek miyiz?
* İş dünyasına “Senin paracıklar, bu gidişle iç olacak”ı anlatmak gerekiyor... Peki sürdürülebilirliği Türkiye’de hangi kurum gerçekten anladı ve önümüzdeki 10 yıllık stratejisini buna göre düzenledi?
WWF’nin raporu, çok değerli bilgiler içeriyor.
Evet, kalkınma kriterleri, enerji verimliliği planları değişmeli...
Evet, sadece imzaladığımız uluslararası sözleşmelere uysak bile bu korkunç tabloyu bir nebze frenleyebiliriz...
Evet, kaynak verimliliğini esas almalıyız... Evet, daha fazla alanı koruma altına almalıyız...
Ama bunlar zaten bildiğimiz şeyler. Sorun, çoğunun lafta kalması.

AYAKİZİMİZ NELERE MAL OLUYOR?

* Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 1970’lerden beri biyolojik kapasite açığı artıyor. Ancak, bu kaynak açığı küresel ölçekteki açıktan daha büyük.
* Bugün Türkiye’deki ekosistemler, ülkedeki kaynak tüketiminin yalnızca yarısını karşılıyor. Dünya ortalaması, üçte bir.
* Ekolojik darboğaza girmemiz, başka ülkelere olan bağımlılığımızı artırıyor. Aynı zamanda doğal kaynaklara erişim için rekabet giderek artıyor.
* Bu verilere göre Türkiye daha çok ekonomik çalkantı yaşayacak. Buna rağmen doğal kaynakların durumu, sınırları ve bağımlılıklarını bilip, buna göre plan yaparsak hâlâ bir umut var.

1.5 GEZEGEN DAHA

* Akdeniz havzasında son 50 yılda ekolojik limit aşımı sekiz kat arttı.
* 1.5 gezegen: Dünyadaki herkes bir TC vatandaşı kadar tüketse gerekecek olan doğal kaynak miktarı.
* Türkiye’de ithalatla elde edilen ürün ve hizmetlerin tüketimin ayakizindeki payı, yüzde 20!
* Türkiye’deki ekolojik ayak izinin en büyük kısmı, yüzde 46-49 ile karbon emisyonlarından kaynaklanıyor. (Fosil ve yakıt tüketimi, arazi kullanım değişiklikleri, kimyasallar)
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
12.03.2012
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı

Etiketler: Mehveş Evin, WWF, Ekoloji
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız