Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 18 Nisan 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
Vahap MUNYAR
[email protected]
16 Nisan 2012
Türk şarapları İngiltere’de Marks&Spencer ile Sainsburys zincirlerinin raflarına girdi

VERİTAS’ın kurucusu Yunus Emre Kocabaşoğlu’nun bu yıl 4’üncüsünü gerçekleştirdiği “Masters of Wine Weekend” buluşmalardan birine katıldım.

Masters of Wine (şarap üstadı) olarak anılan İngiliz The Times gazetesi yazarı Tim Atkin, İngiltere’de şarap ithalatı danışmanlığı yapan Sarah Abott, 2012 International Wine Challenge’in Eş Başkanı Peter McCombie’nin yanı sıra, ürünlerine verilen notların heyecanını yaşayan Türk şarap üreticileriyle buluşmada sohbet fırsatı buldum.
Üretim tesislerini kısa süre önce İzmir’den Aydın’a taşıyan Sevilen Şarapları Yönetim Kurulu Üyesi Enis Güner, ihracata dönük yeni heyecanını paylaştı:
- İngiltere’de Marks&Spencer’ın raflarına beyaz şarabımızla girdik.
- Ne kadarlık satış olacak?
- 6 bin 500-7 bin şişe kadar gönderiyoruz. Zaten istedikleri ürünümüz elimizde o kadardı.
- Rafta fiyatı ne kadar belirlendi?
- 8 pound’a satacaklar...
Enis Güner, karşısında oturan Kavaklıdere’nin ortağı ve Şarap Üreticileri Derneği Başkanı Ali Başman’ı işaret etti:
- Başkanımızın da İngiltere’de bazı market zincirlerine şarap verdiğini biliyorum.
Başman onayladı:
- İngiltere’de Sainsburys adlı zincire şarap veriyoruz. Hollanda’ya aynı şekilde satışlarımız var.
Teoman Hünal araya girdi:
- Ne kadar ihracat yapıyorsunuz?
Başman yanıtladı:
- Şu anda üretimimizin yüzde 15-20’sini ihraç ediyoruz. Henüz yolun başında sayılırız. İngiltere ve Hollanda gibi iddialı şarapları olmayan ülkeler, bize daha kolay kapı açıyor. Örneğin, Fransa’da durum hiç de öyle değil. Fransa pazarına girerken çok zorlanıyoruz.
Enis Güner, yeri gelmişken şu öneriyi gündeme taşıdı:
- İhraç ettiğimiz şarap miktarı kadar içerdeki ürünlerimizden bize ÖTV iadesi verilsin. Biz de o kaynağı doğrudan yatırıma yönlendirelim. Böylece sektörün özellikle ihracata dönük büyümesinin kapısı açılır.
- Ama siz ihraç ettiğiniz şarap miktarına denk düşen içerdeki satışlarından ÖTV iadesi istiyorsunuz. Maliye Bakanlığı bunu yapar mı?
Ali Başman yanıtladı:
- Şarap sektörünün toplam vergisi 150 milyon lira dolayında. Milli geliri 1 trilyon dolara yaklaşan Türkiye için bu kaynak nedir ki? Ama bizim sektör için önemli. Bu yük üzerimizden ne kadar kalkarsa, o kadar büyüme şansı yakalarız. Bu destekleri ihracat için istiyoruz.
Enis Güner, şaraplık üzümlerin yetiştiği bağların bulunduğu alanların karakterine dikkat çekti:
- Biz, başka tarım ürününün yetişmediği kıraç alanlarda bağ oluşturuyoruz. Çorak topraklardan katma değeri çok yüksek bir ürüne ulaşıyoruz. Örneğin, kilosu 1-2 lira olan üzümden ürettiğimiz şarap, İngiltere’deki market rafına 8 pound’a (23-24 lira) giriyor.
Bundan 7-8 yıl önce Almanya’da Metro Grubu’nun büyük ve örnek bir marketini gezerken çok geniş alkollü içki bölümünde sadece Doluca’nın sofra şarabını görebilmiştik.
Şimdi Doluca, Kavaklıdere, Kayra (Mey İçki) ve Sevilen gibi sektörün önde gelen şirketleri rotayı artık daha fazla ihracata doğru çevirmiş görünüyor.
Maliye Bakanlığı, ihracata karşılık içerdeki ÖTV’nin iadesine yanaşır mı bilmem...
Ekonomi Bakanlığı’nın yürüttüğü Turquality programı kapsamındaki desteklerin şarap sektörünü de kapsaması şimdilik daha yakın olasılık gibi duruyor...

Kaos şimdilik işimize yarıyor

ŞARAP Üreticileri Derneği Başkanı ve Kavaklıdere’nin ortağı Ali Başman, Türkiye’de şaraplık üzümlerin yetiştirildiği bağlar konusunda tam bir kaos ortamı olduğunu vurguladı:
- Hepimiz, Türkiye’nin değişik noktalarında her türlü üzümü deniyoruz. Örneğin Elazığ’ın Öküzgözü üzümünü Kapadokya’da deniyoruz. Aynı zamanda Elazığ’da da bağlarımız var.
- Bu denemeler başarılı oluyor mu?
- Çok başarılı sonuçlar aldığımız elbette oluyor.
- Fransa’da bu konuda ciddi sınırlama var değil mi?
- Elbette... Bizde de gelecekte aynı sınırlamalar düşünülebilir. Ancak, şimdilik bu kaos ortamı Türkiye’de bağcılığın gelişmesine yol açıyor. Yani işe yarıyor...
Kaos söz konusu olunca akla hep olumsuzluk gelir... Demek ki, şimdilik şaraplık üzüm bağları için tersi geçerli...

52 milyon litrelik kayıtlı üretim var

ALİ Başman’a Şarap Üreticileri Derneği Başkanlığı görevini ne zaman devraldığını sordum:
- 1-2 ay kadar önce Coşkun Güner’den devraldım.
Enis Güner araya girdi:
- Babamın (Coşkun Güner) artık çalışma temposunu düşürmesi gerekiyordu. Hem sektörü temsil eden derneğin yeni kuşaklarla yoluna devam etmesi daha doğru.
- Kayıtlı şarap üretimi ne kadara çıktı?
Ali Başman yanıtladı:
- 52 milyon litreyi buldu. Buna 10 milyon litre daha eklenmesi gerek...
Bu veriyi öğrenince eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı anımsadım. Şarap Üreticileri Derneği vergi indirimi talebiyle kapısını çaldığında şöyle demişti:
- Kayıtlı şarap üretimi şu anda 20 milyon litre görünüyor. Verginizi biraz indireceğim. Kayıtlı üretim en az iki katına çıkmazsa, vergiyi yeniden yükseltmekle kalmam, ümüğünüzü sıkarım.
Bu görüşmeden bir süre sonra sofra şaraplarının vergisinde indirim olmuştu... Tütün ve Alkollü İçecek Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) yakın takibinin de rolü bulunsa da kayıtlı üretimin 20 milyon litreden 52 milyon litreye çıkması, sektörün sözünü tuttuğunu gösteriyor...

Mikro kredi ‘yalnız’ kalmış yoksul kadının önemli dayanağı oldu

CITIBANK Türkiye’nin bu yıl 5’incisini düzenlediği “Mikro Girişimci Ödülleri” dosyasını geçen perşembe akşam saatlerinde İzmir’den Ayvalık’a otobüsle giderken inceledim.
Cuma günü öğleden sonra gerçekleşen jüri toplantısına katılamadığım için, finale kalan 30 kadının “mikro girişim kredisi”yle değişen hayatlarını gönderilen dosyadan inceledim.
Bir yandan belirlenen kriterlere göre puanlama yaparken, diğer taraftan önemli bir ayrıntıya odaklandım. 30 kadından 10’u ya boşanmış ya da eşini kaybetmişti. Aralarından biri de kayıtlarda evli görünse de eşinden ayrı olduğunu beyan etmişti. Yani, “mikro kredi” çocukları yanlarında olsa da “yalnız” sayılan yoksul kadınların önemli dayanağı haline gelmişti.
Diyarbakır Ergani’den Yaşıyan Temel, içinde bulunduğu durumu şöyle özetlemişti:
- Eşim başka bir kadınla yaşamaya başlayınca çok sıkıntıya girdim. Çocukluğumdan beri hayvancılıkla içiçeydim. Eşime gerek kalmadan yaşayıp, çocuklarıma bakmak için mikro kredi desteği de alıp hayvancılık yapmaya başladım.
62 yaşındaki Diyarbakır Karapınarlı Güler Kürekçi de özetle şunları anlatmış:
- Eşimin ölümünden sonra makine alıp terzilik yapmaya başladım. Hiç gelirim yoktu, şimdi ayda 1000 lira kazanıyorum. Eşim olmadan ayakta kalabildiğimi gören 25 kadın daha benden örnek alıp, mikro kredi kullandı.
Prof. Muhammed Yunus’u örnek alan Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Başkanı Prof. Aziz Akgül, “mikro kredi”yi Türkiye’de hayata geçiren isim oldu. Sonra Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) Başkanı Şengül Akçar ile Toplum Gönüllüleri (TOG) Başkanı İbrahim Bedil de bu işe omuz verdi.
5 yıldır Citibank Türkiye’nin düzenlediği yarışmanın ya danışma kurulunda ya da jürisinde görev alarak, “mikro kredi”nin yoksul kadınların hayatını nasıl değiştirdiğini yakından izliyorum...
Büyük-küçük şirketler TİSVA, KEDV veya TOG’la görüşsün, ulaşılan sonuçları görüp, öyküleri dinlesin, “mikro kredi”ye yeni kaynak sağlamak için bir adım atmaya baksın...
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
16.04.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Türk şarapları,Vahap MUNYAR
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız