 Kime itimat edeceğiz? Son derece önemli bir ünvan sahibi olmasa söylediklerini ciddiye almayacağım. Ama...
Ahmet Yazıcıoğlu
Son derece önemli bir ünvan sahibi olmasa söylediklerini ciddiye almayacağım. Ama bu sözlerin sahibi İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı ve bir et şirketinin de ortağı ise, İslam Ali Kopuz'un dediklerine herkes kulak vermek zorundadır. Tüm etkili ve yetkililer de, biz tüketiciler de... Belli ki et konusunda dönen dolapları iyi bilen İslam Ali Kopuz, piyasadaki sucuk, salam ve sosislerin büyük bölümünün hiç et kullanılmadan, tavuk kemiği, derisi ve yağ tabakası gibi atık maddelerden yapıldığını açıklamış. Dahası, 500 dolayındaki firma bu sahteciliği halen sürdürmekteymiş. - Piyasada 250 gramı 7.5 liranın altında satılan sucuk, sosis ve salamlardan şüphe etmek gerekir. Bu ürünlerin 1-2 lira olması, içine tavuk eti koysalar dahi imkansız. Çünkü tavuk etinin kilosu da 5-8 lira arasında.
İslam Ali Kopuz, tavuk kemiğinin mekanik kıyma makinelerinde deri ve yağla birlikte kıyıldığını, içine kanserojen olan kimyasal boya da eklenerek bu ürünlerin imal edildiğini vurguluyor.
ACI İTİRAF
- Ben de imalatçıyım ve üç yıl önce aynı yöntemle üretim yaparak satmak zorunda kaldım! Yaptım ama, şu anda bıraktım. Bir rekabet var, yapmak zorunda kalıyorsunuz. Halen büyük firmalar da dahil, üstünde yüzde 100 dana eti yazan sucuklarda bile dana eti miktarı yüzde 25'lere kadar düşmüştür! İnanılır gibi değil. Bu son derece çarpıcı açıklamaları nedeniyle İslam Ali Kopuz'u bilmem kutlamak mı, yoksa cezalandırmak mı lazım? Yıllardır, "Bu ülkede etsiz et ürünü, sütsüz süt ürünü yapılıyor" diye yazanlardanım, ne yazık ki bugüne kadar bu sütsüzlere ciddi bir savaş açılmadı. Sandoviçlerin ve bazı pizzaların içinde yediklerimiz de hep bunlar. Yabancı sermayeli koskoca marketlerde bile "promosyon" diye satılıyorlar. Kısacası yediklerimiz, içtiklerimizle hayatta kalmamız mucize. Yiğidi öldürsek de hakkını verelim. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, geçen yıl 3 bin 301 et ürününü incelemiş, bu yıl da 500'den çok et ürününü mercek altına almış.
GEL DE YE!
"Sonuç ne?" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Geçen yıl dünyaca ünlü bir burger dizisinin hamburger etlerinde "Salmonella" ve "Listeria" virüslerine rastlanmıştı. Aynı virüsler şimdi de bazı sucuk, sosis ve salamlarda görülmüş. Pes...
Bakanlık ekipleri ürünlerde kanserojen maddeden, ölümcül virüslere kadar çok sayıda sorunlu ürün tespit etmiş. Üstünde "Yüzde 100 dana eti" yazılı et ürünlerinde de şok sonuçlara ulaşılmış. Sucuk, sosis, salam gibi ürünlerde bulunması kesinlikle yasak olan akciğer, işkembe, böbrek, dalak gibi sakatat saptanmış. (Onlar da bir şey mi? Daha neler neler var?) Şarküteri ürünlerinde bozulmayı önlemek amacıyla kullanılan "Nitrat" oranları da hep yüksek çıkmış. Bu kanserojen demek oluyor! Yazık, genelde çocuklar ve dar gelirliler yiyor bunları. Sağlıksız ürünler ne mi yapılmış? Sözde piyasadan toplatılmış. Artık ne kadarı toplatılmışsa? İmalatçılarına ve satanlara para ve uyarı cezası verilmiş. Bu firmalar, aynı tarz üretimi sürdürmeleri halinde kapatılacak ve kamuoyuna ifşa edileceklermiş.
İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı, kendisi dahil pek çok firmayı ihbar ediyor işte, daha ne bekliyorsunuz? Toplu ölümleri mi? |
