Hayvancılıkta eksik algı, noksan bilgi... BUZDAĞININ DİBİ / Rüştü BOZKURT
Geleneği, alışkanlıkları kolay sanma insanoğlunun en büyük zaafıdır... Alışkanlıklarını sorgulama, gelecekle ilgili öngörüde bulunma ve önlem alma da insanoğlunun en büyük gücü... Geleceği öngörmenin en etkin yolu onu yaratmaktır. Hayvancılık alanında geleceğimizi sağlam bir zemin üzerinde inşa etmek istiyorsak bilgi noksanlarımızı hızla tamamlamalıyız. Bu nedenle tamamlanması gereken 10 temel bilgiyi paylaşalım: 1. Ne yapmak istediğimizin ön araştırmasını yapmalıyız. Büyükbaş ya da küçükbaş hayvandan hangisini yetiştireceğine karar vermeliyiz... Et ya da süt hayvanından hangisiyle ilgili olduğumuzu netleştirmeliyiz. 2. Karar verdiğimiz alanı daha önce denemiş ve işi batırmış olan en az 5 kişi ile görüşmeliyiz... Yetmez, başarılı olan en az üç girişimcinin öyküsünü dinlemeliyiz. Mümkünse dünya genelinde en ileri ülkelerde bir örnek görmek için harcama yapmaktan sakınmamalıyız. Bu konuda eğitim veren uluslararası nitelikte bir kuruluşa ödenecek bedeli, kayıp değil, çok önemli bir kazanç saymalıyız. 3. "Başında bulunmadığın iş senin işin değildir" sözünü bir an bile akıldan çıkarmamalıyız. Yapacağımız işin en küçük ayrıntısına koşullarını gözden geçirmeliyiz. Hayvancılık işine ayıracağımız zamanı daha başından belirlemeliyiz ve "...el elin eşeğini türkü çağırarak arar!" özdeyişinin verdiği öğüdü unutmamalıyız. 4. Kaba yemin hayvancılık işletmelerindeki önemini analiz etmeliyiz. Karma yem/kaba dengeleri konusunda gerekli bilgileri ve belgeleri arşivlemeli, sürekli analiz yapabilmenin altyapısını oluşturmalıyız. 5. Hayvan sağlığı ve sağlık hizmetlerinin özellikleri hakkında bir rehber hazırlamalıyız. Hizmeti nereden, nasıl sağlayacağımız konusunda zihninde bulanık hiçbir şey bırakmamalıyız. 6. Barınakların özellikleri, sağım üniteleri, iklim koşulları, şartlandırılmış ortam, şartlandırılmış ortamın işletme maliyetlerini araştırmalı, gerekli bilgiyle donanmalıyız. 7. Kalifiye işgücü konusunu, maliyetini ayrıca ve özenle gözden geçirmeliyiz. 8. Girdi maliyeti ile süt ve et fiyatı arasındaki dengelerin dünya ve ülke koşullarında nasıl geliştiğini incelemeliyiz. 9. Maliyet-fiyat dengelerini kurmak için yeterli "kayıt sisteminin" nasıl kurulabileceğini, kayıt sistemini kurmayı başarıp başaramayacağımızı daha başından iyice netleştirmeliyiz. 10. Her koşul altında bize "yanlışımızı" söyleyebilecek, işini gerçekten bilen "uzman danışmana" para ödemeyi işin başında kabullenmeliyiz. Unutmayalım ki, iş yaşamında başarısızlığı yaratan ilk etken "algı eksikliği" ise ikincisi de "noksan bilgi"dir... Başarılı olmak için "net bilgi" sahibi olmaya yatırım yapmalıyız... Sermaye kaynakları, insan kaynağı ve teknolojiyi "etkin koordine" edecek entelektüel kapasitemizi geliştirmeliyiz... "Her şey elimin menzilinde olsun" diyen kasaba kültürünü aşarak, belli bir iş üzerinde "odaklanacak" olgunluğa erişmeliyiz... Hayvan cinsleri, iyileştirme imkanları, piyasada bulabilme koşulları, kaba yem temin etme, karma yem sağlama, hijyenik koşullar, kalifiye işgücü bulabilme, sağma koşulları, süt değerlendirme olanakları, pazardaki istikrar ya da istikrarsızlık, rakip stratejileri, depolama sistemleri, perakende sisteminin yapısı,işleyişi ve kültürü vb... düzinelerce konu hakkında bilgi sahibi olmadan hayvancılık işine girmemeliyiz... Çağımızda ne iş yaparsak yapalım, hangi işle uğraşırsak uğraşalım, en büyük meziyet, doğru bildiklerimizi sorgulama özgüveni göstermektir... "İnançtan düşünceye geçme" işte budur... Bildiklerimizin mutlak doğru olduğunu sanmak tehlikeli bir tuzaktır. Karşılaştığımız her olayın ya da olgunun hangi koşulların etsinde olduğunu anlamaya çalışmak da yolumuzu aydınlatan eleştirel düşüncenin aydınlığına taşır bizi. Küçük ya da büyük hayvancılık yatırımına kaynak bağlayanların da büyük bir üretim tesisi yaparcasına öngörme ve önlem alma disiplinine uymalı. Öngörme ve önlem alma da ancak yeterli ve net bilgi ile mümkün... | 
