Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 14 Mayıs 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

2012’de büyüme % 4’ün üzerine çıkabilir

 
 
Güngör Uras
Olayların içinden
g[email protected]



Türkiye 10 çeyrektir kesintisiz büyümesine 2012’nin ilk üç ayında da devam etti. İlk çeyrekte Türkiye yüzde 3.2 oranında büyüdü. 2011’in 4’üncü çeyreğindeki büyüme hızı yüzde 5.2, 2011 genelinde ise yüzde 8.5 olmuştu



2012 yılının ilk 3 ayında ekonominin yavaşlaması sonucu büyümenin yüzde 1.5 dolayında gerçekleşebileceği tahmin ediliyordu. İlk 3 aylık büyümenin yüzde 3.2 olduğu açıklandı.
Eğer ilk 3 aylık büyüme yüze 1.5’larda kalsa idi, yıllık büyümede yüzde 4 hedefine ulaşmak zor olurdu. Ama bu gidiş ile yıllık büyüme yüzde 4’ün üzerine çıkabilir...
 
 



1- İlk 3 ayda nasıl büyüdük?
Bizim büyümemizin 2 motoru vardır; yerli motor üretimdir. Yabancı motor ithalattır.
Bu iki motor iyi işler ise, ticaret, ulaştırma, bankacılık kesimleri de büyür.
* 2012 yılının ilk 3 ayında ithalatın büyümeye (milli gelire) katkısı 2011 yılının aynı döneminde yüzde 26.9 iken bu yılın ilk 3 ayında yüzde 5.0 azaldı.
* Buna karşılık imalat sanayi yüzde 2.7 büyüdü.

2- Büyümenin talebi nereden geldi?
Ekonominin büyümesi demek mal ve hizmet üretimindeki (katma değerindeki) artış demektir. Mal ve hizmet üretiminin artması için talebin büyümesi gerekir. Talep yok ise üretim yapılamaz.
* 2012 yılının ilk 3 ayında hane halkının tüketim harcamalarındaki artış “sıfır” oldu. Halk (parasızlıktan) tüketim yapamadı veya (parası olduğu halde) tüketimi kıstı.
* Buna karşılık ihracat arttı. İhracatın milli gelire katkısı 2011 yılının aynı döneminde yüzde 8.7 iken bu yıl yüzde 13.2 oldu.

3- Sanayi Üretim Endeksi’ndeki büyüme ile Milli Gelir hesabındaKi imalat sanayi katma değerindeki büyüme oranları farklı Sanayide üretim artışı 2 göstergeden izlenir.
 * TÜİK’in yayınladığı Sanayi Üretim Endeksi, belli bir dönemde ülkede ne kadar mal üretildiğini gösterir. Kaba anlatımıyla bu gösterge sayısal göstergedir.
* Üretimde sayısal gösterge önemlidir ama daha da önemlisi “Katma Değer”dir. Katma Değer, üretilen malın çıktı fiyatı ile girdi fiyatı arasındaki farktır. Üretim aşamasında o mala ne kadar değer (katma değer) eklendiğidir.

4- Sanayi üretim artışı % 1.8, imalat sanayinde katma değer artışı % 2.7 oranında
Sanayide katma değer artışının üretim artışının üzerine çıkabilmesi ancak “verimlik” artışı ile mümkündür. Üretici daha az insan çalıştırarak, daha az girdi kullanarak, daha çok çıktı sağlar ise bu mümkün olabilir.
* 2012 yılının ilk 3 ayında sanayi üretimi yüzde 1.8 oranında büyüdü.
* Buna karşı Milli Gelir hesabında imalat sanayinin katma değer artışı yüzde 2.7 olarak kabul edilmiş. Üretim yüzde 1.8 artarken katma değerin 2.7 artması ilk 3 ayda imalat sanayinde çok hem de çok büyük bir verimlilik artışını işaret etmektedir.





5- İmalat Sanayi’nin % 2.7 büyümesi, ilk 3 ayda % 3.2 büyümeyi sağladı
Milli gelirin oluşumunda imalat sanayinin ağırlığı yüzde 26.1 dir. Ticaretin payı yüzde 13.4, ulaştırmanın yüzde 15.3, bankacılık kesiminin yüzde 12.2’dir.
* İmalat sanayi beklenenin üzerinde (yüzde 1.3-1.5 dolayında beklenirken yüzde 2.7 oranında) büyüyünce, peşinden ulaştırma ve bankacılık kesimlerinde de büyüme yukarıya çıktı.
* Açık anlatım ile ilk 3 ayda büyümenin arkasında verimlilik artışına dayalı olarak imalat sanayinin beklenenin üzerinde büyüme göstermesi vardır.

6- İthalat azalırken bazı kesimlerdeki büyümenin sürmesi kafa karıştırıyor
İthalat büyüyünce, içeride ticaret, ulaştırma ve bankacılık kesimi de büyür. 2012 yılının ilk 3 ayında ithalat artışında gerileme var iken ulaştırma ve bankacılık kesimlerinin imalat sanayindeki büyümenin üzerinde büyüme göstermesi dikkat çekmektedir.

7- İnşaatta duraklama var
İnşaatın milli gelir oluşumundaki payı-katkısı yüzde 5.8 oranındadır. Geçen yılın ilk 3 ayında yüzde 15.3 büyüme gösteren inşaat kesiminde büyüme 2012 yılında yüzde 2.8’e düştü.

8- Büyüme, gelir artışı yavaşlarken kira gelirleri artıyor. Halkımız evlerinde (Maşallah!) daha çok yardımcı personel çalıştırıyor
Nüfus bir yılda yüzde 1.2-1.3 oranında arttı. Ama bir yılda halkımızın evlerinde çalıştırdıkları yardımcı personel (aşçı, uşak, hizmetçi, dadı) harcamaları-gelirleri yüzde 6.1 arttı. Gayrimenkul kiralama faaliyetlerindeki harcama-gelir artışı yüzde 7.0 oranında.

9- Halkımızın tüketim artışı “sıfır”
Milli gelirin yüzde 70’ini halkımız tüketir. Bu yıl hane halkı tüketimini artıramadı. Nüfus artarken, ekonomi büyürken tüketim artışı “sıfır”. İyi de milli gelirdeki yüzde 3.2 oranındaki artış nereye gitti?
* Devletin tüketim harcamaları yüzde 5.5 oranında arttı. Maaş ve ücretlere milli gelirden giden para yüzde 2.8 arttı. Devletin mal ve hizmetlerine milli gelirden ayrılan para yüzde 8.5 arttı.
* Buna karşı özel sektör harcamalarındaki artış yüzde 1.6 oranında gerçekleşti. Özel sektör inşaat harcamalarındaki artış yüzde 3.1 oranında, makine ve teçhizat harcamalarındaki artış yüzde 0.9 oranında.

10- Müjde küçülerek cari açığı (döviz açığını) da küçülttük
Gerçekçi olalım. Bu tablo, Merkez Bankası’nın hükümeti ikna etmesi ve de üretimde firene basması ile ortaya çıkan bir tablodur.
* İç talep kısılınca, üretime ve tüketime dayalı ithalat yavaşlıyor.
* İthalat yavaşlayınca döviz harcamaları azalıyor.
* Döviz harcamaları azalınca cari açık (döviz açığı) küçülüyor.
Geçen yılın ilk 3 ayında cari açığın milli gelire oranı yüzde 11.8 idi. Bu yılın ilk 3 ayında yüzde 8.9’a geriledi.

11- Döviz açığını küçültmek için büyümeden vazgeçmeye mecbur muyuz?
Bugüne kadar üretimi ithalata bağımlı hale getirdik. Dışarıdan getirmeyi, içeride üretmekten ucuz yaptık.
* Döviz ucuz olunca (1) Tüketim arttıkça (2) Üretim büyüdükçe ithalat da artıyor. Daha çok döviz bulmak gerekiyor.
* Bunun çaresi talebi ve üretimi frenlemek değildir. Bunun çaresi üretimi ithalata bağımlı halden kurtarmaktır. Ülkede “Döviz Fabrikaları”nın kurulmasını sağlamaktır.

12- Dövİz Fabrikası nasıl kurulur?
Döviz Fabrikasını kuracak yerli ve yabancı yatırımcı ülkede (1) Hukuk sisteminin olup olmadığına, kanunların bir gecede değişip değişmediğine, geriye dönük kanun uygulamaları olup olmadığına, mahkemelerin bağımsız olup olmadığına bakar. (3) Ülkenin laik ve çağdaş bir yönetime sahip olup olmadığına bakar. (2) Ülkenin, eğitim, bilim ve teknolojide diğer rakip ülkelerin önünde olup olmadığına bakar. (3) Fikir, tartışma hürriyeti, demokrasi olup olmadığına bakar. (4) Ülkenin iç ve dış politikalarında istikrara (açık anlatım ile “Yurtta sulh-Cihanda sulh” ilkesinin işleyip işlemediğine) bakar. (5) Ülkede iktidarlar değiştikçe iş çevrelerinin “Bizden olanlar-Olmayanlar” diye farklı işlemlere tutulup tutulmadığına bakar. Bunlar yok ise yerlisi de yabancısı da parasını riske atarak Döviz Fabrikası kurmaz. Bunlar yok ise Türkiye ekonomisi kişi başı 10 bin-12 bin dolar üretim-gelir kapanından kurtulamaz.

‘Yüzde 3.2’lİk rakam bu şartlarda çok iyi’
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yüzde 3.2’lik büyüme rakamının, bu küresel şartlarda iyi bir rakam olduğunu belirterek, “En büyük ticaret ortağımız AB’nin içinde olduğu krizi dikkate alırsak oldukça iyi bir rakam. Net ihracattan kaynaklanan bir büyüme söz konusu. Aslında, bizim için bir sürpriz değil, öngördüğümüz bir trend” dedi.
Şimşek, büyümede çok daha sağlıklı bir yapıya doğru gidildiğini söyledi. Büyümenin esas itibariyle iç talep kaynaklı olduğunu belirten Şimşek şöyle dedi: “İlk çeyrekte büyüme, net ihracattan kaynaklandı. İç talepteki yavaşlamayla birlikte Avrupa pazarındaki daralmayla stoklar hızlı şekilde eridi. Biz hükümet olarak 2012’de yüzde 4’lük bir büyüme öngörüyoruz.”

‘Yüzde 4’lük büyüme oranını rahatlıkla yakalayacağız’
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ilk çeyrek büyüme rakamlarının Türkiye’nin yılsonu itibariyle Orta Vadeli Program’da belirtilen yüzde 4’lük büyüme oranını rahatlıkla yakalayacağını gösterdiğini bildirdi.
Ergün, Türkiye kriz döneminden itibaren 10 çeyrektir aralıksız büyümesini sürdürdüğünü kaydetti. Ergün, büyümede net dış ticaretin öncü rol oynadığını dile getirdi. Ergün, “Bu olumlu gelişmeler, ‘işler kötü’ diyenlere iyi bir cevap niteliği taşıyor” dedi.

‘Türkiye 10 çeyrektir aralıksız büyüyor’
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2012 yılı ilk yarısında açıklanan verilerin, ekonominin 2012-2014 dönemi Orta Vadeli Program’da öngörülen büyüme ve cari işlemler dengesi öngörüleri ile uyumlu seyrettiğine işaret ettiğini belirtti.
Türkiye ekonomisinin son 10 çeyrektir aralıksız olarak büyümeye devam ettiğine dikkati çeken Babacan, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış büyüme hızının bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.2 oranında gerçekleştiğini kaydetti.
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
03.07.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Güngör Uras,büyüme,ekonomi,tarim gida
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız