Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Mart 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Otla samanın maliyeti
 FERİT BARIŞ PARLAK / AYRINTI
 
 
 
 
 
  

Ne olacak bu hâl.
"Otla saman" da artık ithal!

***

Yem açığında 15 milyon tona ulaşılmış.
İthalat 2 milyar doları aşmış.

***

Et fiyatları almış başını gitmiş.
İthalat 1 milyar doları yakalamış.

***

Tarım Bakanı açıkladı önceki gün:
"Et maliyetlerinin yükselmemesi için kaba yem ithalatını kolaylaştıracağız."
Türkçesi:
"Seçim yapmak zorundayız.
Ya et, ya ot ithal edeceğiz."

***

Bakan, geçtiğimiz yıl, kullanmadığımız/verim alamadığımız/atıl bıraktığımız 'meralar' için adım atılacağını da açıklamıştı.
Eker'in açıklamasının ardından çıkan sesler şöyleydi:
"Meralar ıslah edilse bile yem açığı kapanmaz."
"Özel işletmeler için köylü zorda bırakılmamalı."
"Meralar yağmalanmamalı."

***

O dönem yazmıştık:
"Yapımı 30 yıl süren otoyol inşaatını bu kadar konuşmadık.
25 yıl süren metro inşaatı hakkında bu kadar içlenmedik.
20 yılda tamamlanabilen viyadük inşaatı hakkında bu kadar fikir beyan etmedik.
Kısaca bütçe açıklarına, borçlanmalara, durmaya, beklemeye, zaman kaybetmeye neden olan projeleri bu kadar sorgulamadık."

***

Bayağı da tepki alınca, şöyle demiştik:
"14 milyon hektara yakın mera alanımız var.
2 milyon hektarını kullanabiliyoruz.
Dolaylı olarak 4-5 milyar dolarlık ithalatın önünü açmakla kalmıyor, yaklaşık 1 milyon kişiyi, çalışabileceği iş alanından mahrum bırakıyoruz.
Meralarımızı kullanmadığımız zaman 'ses' duymuyoruz ve sorunsuz devam ediyoruz.
O nedenle çıkan sesleri dinleyelim!
Değerlerimizi atıl bırakmaya/kullanmamaya devam edelim!
İthalatı, açık vermeyi, cepten yemeyi sürdürelim!
Nasıl olsa adımlar açığı kapatmayacak!
Boş bırakırsan arazileri kimse de yağmalayamayacak!
Çıkan yüksek sesler, Türkiye'yi otu da ithal eder duruma getirecek."

***

Ve geldik o duruma...

***

Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Abdullah Kutlu'ya sordum önceki gün, "0 faizli hayvancılık kredilerine olan yoğun talep devam ediyor mu?" diye...
Kutlu, "Geçtiğimiz yıl çok yoğundu. 4 milyar lirayı geçti. Bu yıl talep durdu" dedi.

***

Kredide durumun özeti şu:
Fiyatların yükseldiğini gören tüccar "ithalat yapmak" için krediye akın etti.
Oysa bu kredi, bizde de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kriter konarak verilirdi.
Mesela 'üretim' ve 'üretim için alan' şartı koşulurdu.
Ne olduysa bu şart kaldırıldı.
Kısacası '0 faizli kredi'nin büyük bölümü üreticilere değil de ithalatçılara verildi.

***

14 Ağustos'ta yapılacak Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda demir-çelik, elektrik-elektronik, kimya ve seramik sektörlerinin temsilcilerinin dinleneceğini öğrendim.
Strateji Belgesi için görüş ve öneriler alınacak.
Hayvancılık ve yem sektörlerinin temsilcileri de dinlense iyi olurdu.
Sektör temsilcileri dinlenseydi:
Belki meracılık ile ilgili adım çabuklaştırılırdı.
Belki kayıtlı arazisini boş tutanlara, yem bitkisi yetiştirme zorunluluğu getirilebilirdi.
Eğer kendisi yetiştirmeyecekse ihtiyaç sahibi başka bir köylüye gelir paylaşımı esasıyla bu araziyi kullanma yetkisi bakanlığın hakemliğinde verilebilirdi.
Birçok öneri çıkabilir, uygulamaya da çabucak geçilebilirdi.

***

(YARARLI BİLGİ: Baklagil kökenli yemler, kökleri aracılığıyla toprağa verdikleri azotla, toprağın verimliliğini doğal yollardan artırıyor.
Başka bir ifade ile aynı toprağa azot ağırlıklı gübre verme ihtiyacını azaltıyor.
Yani yem üretimi çevrenin kirlenmemesine de yardımcı olup iki avantajı bir arada sağlıyor.)







dunya.com

Ekleme Tarihi
10.08.2012
Ekleyen Kişi
Celil PAKSOY

Etiketler: FERİT BARIŞ PARLAK
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız