Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 26 Mayıs 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Putin'in bir günlük Ankara ziyaretinde ağırlıklı olarak enerji alanında olmak üzere 15 protokol imzalandı.

Rusya'nın Güney akım projesinde Türkiye'nin yeralması ve Rusya'nın Bakü Ceyhan hattına petrol vererek katılması gibi konular gündeme geldi. Ancak, Türkiye enerji alanında bağımlı olduğu Rusya'ya bağımlılığını daha da artırma sonucu verecek konuları irdelemeli. Ve bir başka irdelemesi gereken konu da 38 milyar dolarlık dış ticaretimizde enerji bağımlılığını getirdiği yüzde 82.9 ithalata karşın, yüzde 17.1 seviyesinde kalan ihracat  modeli olmalıdır.

Şimdi önce Türkiye Rusya dış ticaretinin yapısına bir bakalım. 38 milyar dolarlık dış ticaretimizin yüzde 82.9'luk bölümü Rusya'dan mal alımımıza ithalata dayanıyor. Sadece yüzde 17.1'lik bölümü bizim sattığımız mallar yani ihracatımız tarafından gerçekleşiyor.

Bu ticari tabloda bizim Rusya'dan aldıklarımız içinde enerji sektörünün iki ürünü petrol ve doğalgaz büyük yer tutuyor. Doğal gazda yüzde 98 dışa bağımlılığımız içinde Rusya'dan gaz alımı yüzde 63.5 yer tutuyor. Ve bu alanda fiyat enpoze etme dahil Rusya'nın tek yönlü ağırlığı var.

Bu ticari dengedeki olumsuzluğa karşın Türkiye müteahitlik alanında Rusya'da 30 milyar dolara varan bir iş almayı başarmıştır. Ayrıca, 

Buna karşın biz ağılığı tarım ürünleri ve konfeksiyona dayalı bir ihracata sahibiz. Bu alanda da ticaretin yönlendericiliğine biz sahip değiliz. Rusya, bavul ticaretiyle ülkesine gümrüksüz giren malların önüne geçmek için, ülkesine bu yoldan giren ürünleri de kontrol altına alınca, önceki gün gazetemizdeki haberde yer aldığı gibi bizim bu ülkeye ihracatımız hızla artmış gibi görüldü. Kontrol altına alınmış oldu. Bunu yanı sıra hem Rusya gümrük kapılarında Türk ihracatçıları ciddi sorurlar yaşıyorlar. Türk TIR'ları Rusya'dan yeterli geçiş belgesi alamıyor. Tarımsal ürünlerde AB standartlarının bile üstünde denetim sonuçlarıyla Türk firmaları mal iadeleri yaşıyor.  

Şimdi, Putin'in Ankara ziyareti sırasında 15 işbirliği protokolu  imzalandı . Bunlar arasında nükleer enerji dahil yeni enerji işbirliği anlaşmaları da yer alıyor. Bu Rusya'nın Türkiye'de nükleer santral ihalesinde yer almasını da kolaylaştıracak bir gelişme oldu. Gaz ve petrol alanındaki işbiriği protokollerini Putin ve Erdoğan imzaladılar. Ve yaptıkları açıklama doğalgaz alım süresinin 2011 sonrasına uzatılması, Rusların Güney akım projesine Türkiye'nin dahil edilmesi konusunun araştırılması ve Nükleer enerjide işbirliklerinin geliştirilmesi konusunun da ele alındığını açıkladılar. Kültürel alanda, standartlar konusunda da protokoller imzalandığını belirttiler. Erdoğan bir Rus koleji ve üniversitesinin Türkiye'de kurulması talebinde bulunup olumlu yanıt aldığını da açıkladı. Samsun-Ceyhan boru hattı projesine İtalya'nın yanında Rusya'nın da katımla kararı aldığını da açıkladı.

Rusya'da önemli sorun yaşadığımız Gümrükler konusunda da bir protokol imzalandı. Bu protokolün  önümüzdeki dönemde Türk işadamlarının ve ihracatçılarının yaşadığı sorunları azaltması sonucunu vermesi söz konusu olacaktır. Putin açıklamalarında tarımsal ürün ihracatımızı artırabileceğimiz bir modelin geliştirebileceğini söyledi. Bu da gümrük protokolünün sonuç verebileceğinin müjdesi niteliğindeydi. 

Bu anlaşmalar sonunda Türkiye-Rusya arasındaki ticaret yapısının dış ticaret dengemiz açısından daha da olumsuz bir sonuç vermemesi için titiz davranılması gerekir. Doğalgazda daha çok bağımlılık yaratacak bir gelişme yanlış olur. Türkiye'nin petrol ve doğalgaz yanında nükleerde de Rusya'ya bağımlı bir politika geliştirirse, enerji de Rusya'ya büyük bağımlılık içinde olması sonucunu getirecektir. Ayrıca, Rusya'nın bize sattığı enerji alanındaki ürünlerin fiyatı ve katma değeri yüksektir. Bizim sattığımız olgunluk dönemi ürünü tekstil ve konfeksiyon ile tarım ürünlerinin getirileri ise düşüktür. Bu nedenle hem Rusya'ya enerji alanındaki bağımlılığımızı daha da artırmamanın yolunu bulmalıyız. Hem de Türkiye'nin ihracatını artıracak ve çeşitlendirecek, katma değeri daha yüksek ürünlerimizin de yer aldığı bir ihraç politikasının geliştirilmesi de ikili ilişkilerin önemli bir ayağı olarak görülmelidir. Putin ziyareti ve imzalanan 15 protokolün iki ülke için kazan kazan  esasına uygun olup olmadığı irdelenmelidir.

 

Osman Arolat

Ekleme Tarihi
08.08.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız