ABD'nin Oregon eyaletindeki bir alışveriş merkezinde iki kişiyi öldürüp, birini de ağır yaraladıktan sonra intihar eden saldırganın yol açtığı olayın etkisi henüz soğumamışken, ülke daha da ağır bir olayla yeniden sarsıldı. Bu defa olayın geçtiği yer Connecticut eyaletinin Newtown İlkokulu. Adam Lance adlı yirmi yaşındaki bir gencin aralarında annesinin de bulunduğu 6'sı yetişkin 20'si çocuk, 26 kişiyi katlettikten sonra intihar etmesinin yankıları tüm dünyada sürüyor. Katliamda kullanılan Glock, Sig Sauer ve yarı otomotik MP marka silahların sahibi katilin annesi Nancy Lance. olayın gerçekleştiği okulda aynı zamanda öğretmen. Olay ABD tarihinin ikinci en kanlı okul katliamı, 2007'de Virginia Teknik Üniversitesi'ndeki olayda Güney Koreli 23 yaşındaki bir öğrenci 32 kişiyi öldürdükten sonra silahı kendine çevirerek intihar etmişti. *** Oregon'daki saldırıdan sonra silahlanma hakkıyla ilgili olarak başlayan tartışmalar, Connecticut'daki katliamdan sonra giderek büyüyor. Onlarca değişik türden silahı bir insan neden bulundurur? Mantık sahibi hiç bir kimsenin yanıtını bulamayacağı bir soru. Bu silahlara sahip olanlar arasında psikolojik sorunları olanların da olduğu düşünüldüğünde durumun vehameti iyice ortaya çıkıyor. Şarjörüne otuz mermi alan gelişmiş silahların savunma amaçlı olduğunu iddia etmek saçma. CNN'deki programında silah kontrolünün şart olduğunu savunan sunucu Piers Morgan'a muhafazakar çevrelerden tepkiler yağıyor. Morgan'ın, ABD Anayasası'nın silahlanma hakkı veren ikinci maddesine saldırdığını öne süren muhafazakarlar, İngiliz sunucunun görevden alınması için imza kampanyasını başlattılar. *** Eskinin liberal, şimdinin neoliberal iktisatçılarının, "bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinler" şeklinde ortaya koydukları; her türlü düzenlemeye temelden karşı olan görüşlerinin, ekonomilerdeki dışsallıklara etkin çözümler getirmediği açık. Neoliberal zihniyet, ne türden olursa olsun düzenlemelere karşı. Üretimleriyle çevre kirliliğine yol açan fabrikaların veya yüzbinlerce varil petrolün denizlere boşalmasına neden olan çevre felaketlerinin toplumlar üzerindeki maliyeti yüksek. Fakat dışsallık, sadece üretim sürecinde ortaya çıkmıyor; dünyanın değişik bölgelerinde hemen her gün ellerine silah alıp etrafa dehşet saçan kişiler de bir dışsallık unsuru. Ülkelerin sosyal maliyeti yüksek olan bu olayları önlemede başvurdukları yol ise yasal düzenlemeler. Birçok ülkede silah bulundurma ve taşıma çok zor şartlara bağlanmışken ABD, bu açıdan dünyanın belki de en serbest ülkesi. Kimi eyaletlerde sadece kimlik göstererek her türlü silahı alabilmek mümkün, hal böyle olunca, bu tür kanlı, insanlık dışı olaylara da şaşırmamak gerekiyor. Newtown'daki katliam bu olayların sonuncusu olmayacak. Etkin önlemler alınmazsa, daha birçok masumun canının yanması kaçınılmaz. Katliamın ardından olayın geçtiği yere giderek halkla beraber olan ABD Başkanı, konuyla ilgili yasanın bir an önce hazırlanması için yardımcısı Joe Biden'i görevlendirdi. Ülkeyi mali uçurumdan kurtarmak için mücadele veren Obama'nın, dünyanın en büyük silah üreticisi ve satıcısı ABD'de silah lobilerine karşı mücadelesi kolay geçeceğe benzemiyor. *** Ulusal Silah Birliği İkinci Başkanı Wayne LaPierre, fazla mermi alan şarjörlere kısıtlama getirilmesi önerisine karşı. Silahlı kötü insanı durduracak tek gücün, silahlı iyi insan olduğunu söyleyen LaPierre'e göre, olayları önlemenin yolu okullara silahlı güvenlik görevlileri ve polis yerleştirmek. Silahlanmaya hiç bir kısıtlama getirilemeyeceğini savunan LaPierre şöyle devam ediyor: Böyle bir olayla karşılaştığınızda 911'i mi ararsınız, yoksa yakınınızdaki silahlı iyi bir insanı mı? Endüstri ötesi bir toplumda Vahşi Batı'yı çağrıştıran insanların hala olması düşündürücü. Değerli okuyucularımın yeni yılını kutlar; 2013'ün ülkemize ve dünyaya barış ve refah getirmesini dilerim.
