Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 07 Mayıs 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
Osman MÜFTÜOĞLU
[email protected]

2 Mayıs 2013




Organik seçimler yapın

Eğer imkânınız varsa organik, bu mümkün olmazsa da doğal besinleri tercih edin. Böylece, vücudunuza daha az zirai ilaç, daha az toksik madde, daha çok vitamin, antioksidan ve Omega-3 girer.


Araştırmalar, organik gıdalarla beslenenlerde antibiyotiğe dirençli bakterilerin daha az olduğunu gösteriyor. Organik sütlerde ve yumurtalarda daha fazla Omega-3 bulunduğu, organik üzümlerin çok güçlü bir antioksidan olan resveratrol içeriği açısından daha zengin oldukları biliniyor. Tamamen organik beslenmek henüz ütopik olsa da, mümkün olan her koşulda organik ürünleri ya da kaynağını, yetiştiriliş şeklini bildiğiniz gıdaları tercih etmeye çalışın. Ayrıca, yiyeceklerdeki tarımsal kimyasallar, böcek öldürücüler, hormonlar ve antibiyotiklere karşı duyarlı ve bilinçli olmalı, hatta üreticilerin üzerindeki kontrol mekanizmalarının artırılması için çaba göstermeliyiz.

AZ YİYİN

Eskiye oranla daha fazla kalori tüketiyoruz. Üstelik bu kaloriler vitamin, mineral, antioksidan, kaliteli protein ve yağlardan yana zengin olmak bir yana, toksik yani zehirli kaloriler. Kısacası gereğinden fazla yiyoruz ve seçtiğimiz besinlerin çoğu zararlı. Sofradan tıka basa doymadan kalkmayı, hatta azıcık doyunca yemeğe ara vermeyi alışkanlık haline getirmenizi tavsiye ediyorum; özellikle 50’li yaşlardan sonra canın boğazdan gelmediğini, aksine boğazdan gittiğini unutmayın. Boş kaloriler yerine besin değeri yüksek gıdaları tercih edin ve herhangi bir öğünde aldığınız toplam kalorinin 750’yi aşmamasına özen gösterin. Ayrıca, sık sık ve az az yiyerek hipoglisemi problemine engel olabilir, insülin direncini kırabilir ve ideal kilonuzu koruyabilirsiniz.

ÜÇ BEYAZDAN UZAK DURUN

Şeker, un ve tuzdan zengin yiyecekler ömrü kısaltır. Kısaltmakla da kalmaz, o kısa ömrü kilo problemi, şeker hastalığı, hipertansiyon, damar sertliği gibi can sıkıcı sağlık problemleri ile geçirmenize neden olurlar. Sağlığınız için verebileceğiniz en önemli, en değerli kararlardan biri, un mamullerini, şekerli, tatlı ve tuzlu yiyecekleri azaltmaktır. Şekerli yiyeceklerin kalorileri çok yüksek, besleyici değerleri ise hiç yoktur ve size kaloriden, sağlık sorunlarından başka bir şey getirmezler. Fazla miktarda tuz tüketmek de, başta hipertansiyon olmak üzere, birçok sağlık sorununa zemin hazırlar. Unutmayın, tuz, şeker ve unlu besinlerden uzak kalanlar hipertansiyon, kalp, damar hastalıkları ve kanser gibi sağlık problemleriyle daha az karşılaşıyorlar. Ekmek, kurabiye, pasta, poğaça, paketlenmiş bisküviler, grisini, kraker ve gofretleri mümkün olduğu kadar azaltın. Beyaz undan yapılan ekmekler yerine tam tahıllı, bol kepekli ekmekleri tercih edin.

Mucize besinler

Son zamanlarda çok moda olan, herkesin avuç avuç yuttuğu vitamin hapları bizi daha güçlü, daha sağlıklı mı yapıyor? Hayır! Vitamin, mineral ve benzeri doğal mucizelerden faydalanmak, bu haplara gerek kalmadan, sadece doğru ve doğal beslenerek daha çok sebze yiyip akılcı meyveler tüketerek de başarılabilir. Bu mucizeler zaten besinlerin kendilerinde bol bol var. İşte bunlardan bazıları.
Beta karoten: Beta karoten, A vitamininin öncü maddesi ve çok güçlü bir antioksidandır. Sarı, turuncu meyve ve sebzelerin çoğunda bulunuyor. Havuç ve kayısı ise en zengin kaynaklar.
Likopen: Kırmızı mucize olarak bilinen bu doğal antioksidan, kanserden damar sertliğine kadar pek çok soruna çare olarak gösteriliyor. Cilt yaşlanmasını geciktirdiği de doğru. En çok bulunduğu besinlerin başında domates ve domates ürünleri (salça, domates suyu) geliyor. Diyetinize bol bol pişmiş domates ekleyin. Kayısı, karpuz ve pembe greyfurtta da likopen bulunuyor.
Kuversetin: Bu antioksidan madde, özellikle kanserden korunma ve virüs enfeksiyonlarını önlemede etkili. En zengin olduğu besinlerin başında kırmızı soğan ve elma geliyor. Bu nedenle her gün bir soğan ve bir elma yemek son derece mantıklı.
Antosiyaninler: Siyah, mor ya da koyu kırmızı sebze ve meyveler en zengin kaynaklar. Son derece güçlü bir antioksidan ve kanserden ve damar sertliğinden korumada oldukça faydalı bulunan bu maddenin yabanmersini, kiraz, vişne ve üzümde bol bulunduğu aklınızda olsun. Karadut ve böğürtlen de çok güçlü birer antosiyanin kaynağıdır.
Resveratrol: Üzüm ve şaraptaki siyah mucize olarak ünlenen bu değerli antioksidanın üzüm asmasının yaprağında, pekmez ve üzüm suyunda da bulunduğu aklınızda olsun. Üzüm yemek, üzüm suyu içmek ve pekmez yemek bu nedenle akılcı.
Sülforafan: Bilinen en güçlü, doğal kanser koruyucu maddelerden biri olan sülforafanı lahana, karalahana, karnabahar ve turpta bol miktarda bulabilirsiniz.
Kapsaisin: Son yıllarda önemi daha da anlaşılan kapsaisinin metabolizmayı hızlandırdığı, kolesterol seviyesini az da olsa azalttığı, iltihabi süreçleri baskıladığı kanıtlandı. Kırmızıbibere acısını veren madde de aynı kimyasal. Kırmızı acı biber bu nedenle tavsiye ediliyor.
Kateşinler: Üzerinde en çok çalışılan antioksidan gruplarından biri. Çok sayıda kateşin var ve hepsi faydalı, hepsi değerli. En zengin kaynakları ise çay ve böğürtlengiller. Yeşil çayda siyah çaydan biraz daha fazla bulunuyor.
Elajik asit: Yıldızı son yıllarda parlayan güçlü bir antioksidan. Üzüm, kiraz ve çilekte bulunuyor ama en zengin olduğu yiyeceklerin başında nar var. Her gün dörtte bir su bardağı kadar nar suyu ihtiyacı karşılıyor.
Pektin: Kıymeti son yıllarda anlaşılan bir madde çok güçlü bir kolesterol azaltıcı olarak tanımlanıyor. Elma ve greyfurt en çok bulunduğu yiyecekler.

C vitamini şart

Alıveriş listenize portakal, limon, greyfurt, mandalina, nar ve yeşil sebzeler gibi C vitamininden zengin besinleri eklemeyi de unutmayın. Bu vitamin hakkında bilmeniz gereken en önemli şey, depolanan bir vitamin olmadığıdır. Yani bir oturuşta ne kadar çok portakal yerseniz yiyin, aldığınız C vitamininin kullanılmayan bölümü en fazla birkaç gün içinde böbrekler vasıtasıyla vücuttan atılır. Bu nedenle, C vitamini zengini yiyecekleri taze ve olgun halleriyle, mümkünse kabuklarıyla, düzenli olarak yemeniz gerekiyor. C vitamini vücutta tam bir itfaiyeci gibi çalışıyor, özellikle acil durumlarda çok işe yarıyor ve hizmete çağrıldığında hızır gibi yetişiyor.









http://www.hurriyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
02.05.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Organik seçimler yapın,Osman MÜFTÜOĞLU
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız