Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 ORHAN AKIŞIK
 Gündemde yine büyüme var

 
Ağırlaşan ekonomik sorunlar ve bunların beraberinde getirdiği sosyal rahatsızlıklar dikkatleri yeniden büyüme hızlarına çevirdi. İşsizlik, bütçe ve kamu açıkları gibi öncelikli sorunların ekonomik büyümenin önünü açmadan çözümünün olanaksız olduğu artık iyice belli. Açıkça söylenmese de, parasal ve fiskal konulara ilişkin olarak konulan hedefler bir süre daha ertelenecek. Ancak, büyüme konusunda da iyimser olmak giderek zorlaşıyor. IMF’nin dünya ekonomisi için bu yıl öngördüğü büyüme oranı yüzde 3.1. 2014 için öngörülen oran ise yüzde 3.8. Büyüme hızlarının aşağı doğru revize edilmesinin nedenleri arasında önde gelen yükselen piyasa ekonomilerindeki yavaşlama, AB bölgesinde derinleşen kriz ve ABD’nin beklentilerin altında büyümesinin etkisi var.

***

Kriz döneminde dünya ekonomisinin lokomotifi olan yükselen piyasa ekonomilerindeki tekleme dünya ekonomisini etkileyecektir. Gelişmekte olan ülkelerin bu yıl yüzde 5, 2014’de ise yüzde 5.5 oranında büyümeleri bekleniyor. Büyüme tahminlerinin aşağı çekilmesinin nedenleri çeşitli. İhracattaki yavaşlama, hammadde fiyatlarındaki düşüş, üretim sürecinde meydana gelen darboğazlar ve finansal istikrarsızlar bunlar arasında. Finansal piyasalarda son aylarda ortaya çıkan çalkantılarda, gelişmiş ekonomilerde faiz oranlarının artmasına bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının payı büyük. Şimdiye kadar büyük ölçüde likidite bolluğunun yarattığı olağanüstü ortamdan yararlanarak büyümelerini sürdüren gelişmekte olan ekonomilerde, gelişmiş ekonomilerdeki iyileşmeye bağlı olarak büyümenin finansmanı zorlaşacak.

***

Yükselen piyasa ekonomilerinin başını çeken Çin ekonomisindeki yavaşlama devam ediyor. Bu yılın ikinci çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.5 oranında büyüyen ülkede, yılın ilk çeyreğinde büyüme yüzde 7.7 oranında gerçekleşmişti. Hükümetin 2013 için öngördüğü yüzde 7.5 oranındaki büyüme gerçekleşirse, bu son yirmi üç yılın en düşük büyüme hızı olacak. 1980-2006 arasında geçen 26 yılda ortalama yüzde 9.3 oranında büyüyen Çin, 2006 ve 2007 yıllarında yüzde 10.7 ve 10.0 büyüme hızlarına ulaşmıştı. Olağanüstü bu büyüme hızlarının altında sabit sermaye yatırımları ve teknolojik gelişme yatıyor. GSYİH’nin nerdeyse yarısına yakın bir bölümünü yatırımlara kanalize eden Çin geçmiş yıllarda sadece sermaye birikimi sağlamadı, verimlilikte de büyük artışlar gerçekleştirdi. Teknolojik gelişme ve buna bağlı olarak ortaya çıkan verimlilik artışında yabancı sermaye yatırımlarının katkısını da ihmal etmemek lazım. Kaldı ki, bu yıl için tahmin edilen yüzde 7.5 birçok ülke için hayal bile edilemeyecek bir büyüme hızı. Resesyon sonrası dönemdeki gelişmelere bakarak, Çin’in önümüzdeki yıllarda geçmiş yıllardaki gibi çift haneli büyüme hızlarını gerçekleştirmesinin zorlaştığı söylenebilir. Dünya ekonomisi yüksek büyüme dönemlerine dönmedikçe, Çin’in büyüme hızını arttırması olanaksız. Resesyon sonrası dönemde azalan ihracatı iç tüketimi arttırmak suretiyle telafi etmeye çalışan Çin’in bu çabasının hanehalkı gelirlerindeki artışın azalması nedeniyle şimdilik yeterli olmayacağı görülüyor. Geçtiğimiz yıl GSYİH içindeki payı yüzde 60’a kadar çıkan tüketim harcamaları bu yıl yüzde 45’e kadar geriledi. Uluslararası ekonomi çevrelerinin beklentisi, Çin’in şimdiye kadar başarıyla sürdürdüğü ihracat ve yatırım ağırlıklı büyüme modelini, orta vadede iç tüketimin GSYİH içindeki payını arttırarak daha dengeli bir yapıya kavuşturması. Bu tür bir dönüşüm, Çin’le dış ticaretinde sürekli açık veren ABD’nin ve AB’nin olduğu kadar, Çin’in de yararınadır.

Gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan halk hareketlerinin temelinde orta ve alt katmanlarda yer alan kesimlerin ekonomik büyümenin nimetlerinden yeterince pay almamalarının payı büyüktür. Kriz döneminde çok eleştirilen küresel dengesizliğin giderilmesi ve dünya ticaret hacminin aksamadan artabilmesi için dış ticaretleri fazla veren Çin ve Almanya gibi ekonomilerin iç talebi canlandırıcı politikalara ağırlık vermeleri zorunlu görünüyor. Dengeli büyüme ve küresel dengesizliğin giderilmesi açısından ABD ve Çin’in çıkarları birbiriyle örtüşse de, aynı şeyi Almanya için söylemek zor. Son aylarda ihracatındaki gerilemeye rağmen, Almanya’nın şimdiye kadar başarıyla sürdürdüğü ihracata dayalı büyüme modelinden vazgeçmesi için bir neden yok. Gelişmeler, küresel dengesizliğin giderilmesinin söylendiği kadar kolay olmayacağını gösteriyor.









http://www.dunya.com/

Ekleme Tarihi
21.07.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: ORHAN AKIŞIK,ekonomi,büyüme
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız