Büyük bir belirsizlik ve güvensizlik ortamına girdiğimiz 2009 yılını daha iyi değerlendirebilmemiz için dünyayı yakından izlememiz gerekiyor. Çünkü bir yandan birçok ülke krize karşı kendi önlemlerini açıklıyor. Birçok uzman gelişmelerle ilgili değerlendirmelerini ortaya koyuyor. Birçok uzman Amerika'nın yakından izlenmesini "krizi yaratanın krizden ilk çıkan olabileceği" iddiasında bulunuyor.
Obama'nın başkanlık koltuğuna oturmasına on günden az süre kaldı. Ve bu bir yandan Obama yönetiminin alacağı önlemlerin tartışılmasına, bir yandan alınacak önlemler sonunda 2009 yılının nasıl şekilleneceğine, bir yandan da dolarla ilgili değerlendirmelere, krizden çıkış senaryolarının gündeme gelmesine neden oluyor.
Bu konuda son değerlendirmelerden biri David Hale Global Economics'in Yönetim Kurulu Başkanı David Hale tarafından kaleme alındı. Hale göre, "Küresel resesyon nedeniyle hiçbir ülke parasının değer kazanmasını istemiyor. Bu nedenle 2009 yılında doların alternatifi bir başka ülkenin parası değil, altın olacak. Ve Obama'nın uygulamaya koyacağı teşvik politikaları Amerikan ekonomisini bahar ya da yaz aylarında ayağa kaldırırsa, dolar yeniden değer kazanacak."
Hale, Amerika'nın ülkede olmadığı kadar büyük makro ekonomik teşvik planı hazırladığını, buna karşın Avrupa'nın resesyona yanıtının çok zayıf olduğunu, Japonya'da ise eylül öncesi yapılacak seçimler nedeniyle mali politikalarında ancak ılımlı değişimler yapabileceğini ve kararlı davranamayacağını öne sürüyor.
Hale, Amerika'nın ücretlerde uzun yıllara dayanan vergi indirimi, eyaletler ve yerel yönetimlerde yatırımı sağlamak için 700-800 milyar dolarlık mali paketi, FED'in hazırladığı para politikaları programıyla çok yönlü bir gayret içerisinde olduğunu ve bu nedenle krizden çıkma gayretinde en çok çaba harcayan ülke durumunda bulunduğunun altını çiziyor.
Bu düşüncesiyle de "Dünyanın kizden çıkışı için krizi başlatanın izlemesini" öneriyor. Ve iyimser bir yaklaşımla Amerika'nın aldığı önlemleri hayata geçirerek, teşvik politikalarını uygulayarak, bahar ya da yaz aylarında ayağa kaldırabileceği iddiasında bulunuyor.
Ama buna karşın hem Avrupa, hem Japonya, hem de Çin için 2009 yılında önemli ve olumlu bir gelişmeden söz etmiyor. Bu nedenle de ne Euro'nun ne de diğer paraların doların alternatifi haline gelemeyeceğini, bu geçiş döneminde altının alternatif olarak gündemde olduğunu söylüyor.
David Hale'nin açıklamaları dünyayı daha yakından izlememiz gerektiğini hatırlatıyor. Çünkü bir yandan devletler birbiri ardından krize karşı paketler açıklıyorlar, önlemlerini ortaya koyuyorlar. Öte yandan uzmanlar gelecek beklentilerini dile getiriyorlar. Kendilerince güvenli limanları gösteriyorlar. İzlenmesi gereken ülkeler ve çıkarılması gereken sonuçları şekillendiriyorlar.
Böylece 2009 yılı değerlendirmeleri ve beklentileriyle, belirsizlikleri ortadan kaldırmaya, güvenin yeniden tahsisine çalışıyorlar.
Osman Arolat
dunyagazetesi.com.tr |