Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 03 Mayıs 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Onlarda büyüme yok, biz nasıl büyüyoruz?

 
 
 
 Güngör Uras Olayların içinden
 

 
 
Ayşe Hanım Teyzem “Çok sevindim. Başkaları büyüyemezken biz yüzde 4.4 oranında büyümüşüz. Ama anlayamıyorum. Biz büyürken o anlı şanlı dev ülkeler neden büyüyemiyor? Onların ekonomileri mi çöktü yoksa yöneticileri mi beceriksiz?” diyerek, beni sorguya çekti.
Ben de bildiğim kadarıyla onun merakını gidermeye çalıştım. Dedim ki, “Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla diye adlandırılan tanım kapsamındaki milli gelir, belli bir dönemde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değeridir.
Bu tanımdaki milli gelir hesabı sadece yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlere göre yapılır. Buna da üretim değerine göre milli gelir hesabı denilir.
Bir de harcamalara göre yapılan milli gelir hesabı vardır. Harcamalara göre milli gelir hesabına, hem yurtiçinde üretilen katma değerin geliri (Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla) ile yapılan harcamalar, hem de dış kaynakların (cari açığın-döviz açığının) katkısı ile yapılan harcamalar girer.
İşte bu nedenle Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla rakamı ile Harcamalar Yöntemi ile hesaplanan milli gelir rakamı farklı olabilir. Bu fark, ülkenin belli dönemlerdeki gelirinin ne kadar üzerinde harcama yaptığını gösterir.
Örneğin 2013 yılının ilk 6 ayında Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla 100.0 iken, Harcama Yöntemi ile yapılan hesapta milli gelir harcamalarının 107.3 olduğu görüldü.

Üretim ile harcama farklı
Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’yı, (Üretim yolu ile hesaplanan milli geliri) büyüten, mal ve hizmet üretimindeki artıştır.
Örneğin 2013 yılının ilk 6 ayında tarım üretimi bir yıl öncenin aynı ayına göre yüzde 5.0, imalat sanayi üretimi yüzde 2.5 arttı. Diğer sektörlerdeki üretim artışı ile ilk 6 ayda büyüme yüzde 3.7 oldu.
Harcama toplamı, üretim toplamından fazla olabiliyor. Çünkü halk ve kamu kesimi borçlanarak gelirinden fazla harcayabiliyor. O zaman tüketim büyüyor. Üretime dayalı değil, ithalata dayalı tüketim artışı ortaya çıkabiliyor.
Yılın ilk 6 ayında büyüme yüzde 3.7 iken, özel tüketim harcamaları artışı yüzde 4.2, devlet tüketimi yüzde 7.5 arttı.

El kesesinden büyümek...
Üretim ile elde edilen gelirden daha fazla harcamak için, cari açığı (döviz açığını) büyüttük. Dışarıdan borçlandık. İthalatı artırdık.
Bunun sonunda küçültmeye çalıştığımız cari açığın milli gelire oranı, yılın ilk 3 ayında yüzde 5.9 iken, ikinci 3 ayında yüzde 6.5 oldu.
Reel kesimin döviz borcu 2012 yılı sonunda 227.7 milyar dolar iken, haziran sonunda 251.0 milyar dolara yükseldi.
Altı ayda ürettiğimizden fazla tüketirken, reel sektörün borçlarında yüzde 11 oranında, 23.3 milyar dolar artış oluştu.
İşte tüketime ve ithalata dayalı, cari açığın (döviz açığının büyümesine dayalı) büyüme budur.
Tabii ki Avrupa’nın anlı şanlı, dev ekonomileri yüzde 1, yüzde 2 büyümeyi gerçekleştiremezken bizim yüzde 4.4 oranda büyümemiz sevindiricidir. Ancak düşünmek gerek? Onlar neden büyüyemiyor? Bizim onlardan farkımız nedir? Bizim farkımız (1) Cari açık riskini göze alarak, ithalatı coşturmamızdır. (2) Hane halkının ve kamunun gelirinin üzerinde harcama yapması, tüketimin patlamasıdır.
(Dünkü yazıda “Evelallah” kelimesi yanlış kullanıldı. Doğru yazımı “Evvel-Allah” şeklindedir ve önce tanrının yardımıyla anlamını taşır.)













http://ekonomi.milliyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
12.09.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Güngör Uras,ekonomi
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız