Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 01 Mayıs 2024 Çarşamba
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 ORHAN AKIŞIK
 İran’la antlaşma göründüğü kadar kolay değil
 30 Kasım 2013 Cumartesi 
 
 
 
Birleşmiş Milletler’in beş daimi üyesi ve Almanya’nın geçen pazar günü Cenevre’de İran’la vardıkları geçici antlaşmanın yankıları devam ediyor. Gelinen noktadan İranlılar memnunken Batı’da rüzgarlar farklı yönlerden esiyor. Antlaşmayı tarihi bir yanlış olarak nitelendiren İsrail Başbakanı Netanyahu, reaktörlerdeki santrifüjler sökülmedikçe İran’a güvenilemeyeceği konusundaki görüşünü yineledi. Başta, Obama’nın yakın destekçisi Senato’daki Demokratların lideri Harry Reid olmak üzere Senato’nun kıdemli üyelerinden Lindsey Graham ve Chuck Schumer, İran santrifüjleri sökmeye razı olana kadar yeni yaptırımlar için çalışacaklarını söylüyorlar. Yönetim ise İran’a son bir şans verilmesi gerektiği düşüncesinde. Bütçe ve sağlık reformu tartışmalarından yeterince yorulan ABD Başkanı’nı önümüzdeki günlerde İran sorunun da epeyi zorlayacağı açık.

Peki, İran nasıl oldu da Batı karşıtı politikasını değiştirmeye karar verdi? Bu ülkenin bilinen tavrını değiştirmesinde uluslararası yaptırımların ekonomi ve sosyal yapıya verdiği zarar kadar bölgeyi ilgilendiren konulardan dışlanmasının da payı var. İran, bölgesel güç olma iddiasını Batı ve Batı’nın etkisi altındaki Rusya ve Çin’e rağmen sürdüremeyeceğini artık görüyor. Devlet Başkanı Hassan Rouhani’nin eylül ayında Birleşmiş Milletler’e yaptığı ziyaret ve hemen arkasından Obama ile telefon görüşmesi politika değişikliği konusunda önemli adımlardır.

Ülkede son iki yıldan beri artan gıda fiyatları ve değer kaybeden riyal yüzünden halk arasındaki huzursuzluk giderek artıyor. Sokak gösterileri rejim için şimdilik bir tehlike oluşturmasa da ileride ne olacağını kestirmek zor. Çin gibi bir devi bile endişeye sevk eden işsizlik ve sosyal olayların, onlarca yıldır ekonomik ve siyasi ambargolar altında yaşayan İran yönetimini endişelendirmemesi düşünülemez. İran’a konulan ambargolar İslam Devrimi’yle başladı. Önceleri, bu ülkenin terör eylemlerine verdiği desteği önlemek ve Ortadoğu bölgesi üzerindeki nüfuzunu kırmaya yönelik olan ambargolar, 1990’lı yıllardan itibaren nükleer faaliyetleri önlemeye odaklandı. 2006’dan sonra ise Birleşmiş Milletler ve Batı ülkelerinin katılımıyla ambargolar yaygınlaştırıldı.

Ülkenin en önemli sorunlarından biri işsizlik. Özellikle, genç nüfus arasında yüzde 20’leri geçen işsizlik, yönetimi endişelendiren sorunların başında geliyor. 136.3 milyar varil bilinen rezerviyle Suudi Arabistan ve Kanada’nın arkasından dünyanın en büyük petrol rezervine sahip üçüncü ülkesi İran, Rusya’dan sonra en zengin doğalgaz yataklarına sahip ikinci ülke. 1960’larda gayrisafi yurtiçi hasılanın yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan petrol ve türevlerinin payının bu yüzyılın başında yüzde 10’lar seviyesine gerilemesinde ekonomik yaptırımların etkisi büyük. Ekonominin en önemli ihracat kalemi petrol. 2000’lere kadar ihracat gelirlerinin yüzde 80’ini, kamu kaynaklarının ise yüzde 65’ni karşılayan petrol, kalkınma için gerekli altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi için önemli bir girdi.

Gelinen nokta her iki taraf için de önemli. Yıllardır ABD ve Batı ülkelerini rejimi yıkmayı amaçladıkları iddiasıyla suçlayan İran, antlaşmayla bir bakıma rejimine meşruiyet kazandırma yolunda önemli bir adım da atmaktadır. Nihai bir antlaşma sağlanır mı sağlanmaz mı, bu konuda bir şey söylemek için henüz erken. Ama gelişmelere bakılırsa bu hiç de kolay olmayacak. İran, Batı ile arasındaki buzların erimesine neden olabilecek bu önemli fırsatı kullanma konusunda samimi mi, yoksa bazılarının ileri sürdüğü gibi zaman kazanmaya mı çalışıyor? Bunu bilmek mümkün değil. Ancak nükleer güç sahibi olmak hırsının, zengin yeraltı kaynaklarını en etkin şekilde kullanıp ekonomik ve siyasi yönden güçlü bir ülke olmak hedefinin önüne geçmesinin de akılla bağdaşır yanı yok. Sorunun kalıcı bir biçimde çözümü sadece İran’a değil, İsrail ve Batı ülkelerinin tutumlarına da bağlı. Nihai bir antlaşmanın sağlanması bölge siyaset ve ekonomisinin istikrarına yapacağı katkı dışında tüm dünya için de olumlu bir gelişme olacak; artan petrol üretimi sayesinde büyüme de hızlanacaktır. Aksi yönde bir gelişmenin ise sonuçları ağır olur.











http://www.dunya.com/

Ekleme Tarihi
30.11.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: ORHAN AKIŞIK,iran
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız