Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 27 Nisan 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler


 
Mehmet YAŞİN
 
Gribin de çözümü mutfakta
 
[email protected]

 
 
 
 
Bana cehennem kâbusları gördüren, meğer son günlerde etrafı kasıp kavuran H3N2 grip virüsüymüş.

500 mg’lik iki parasetamolden sonra biraz gözümü açabildim. Parasetamolsüz formüllerin peşine düştüm

Hastalık haberim, grip salgını gibi hızla yayıldı. Dostlarım telefonla sağlık önerileri yağdırmaya başladılar. Refika Birgül, hemen ballı, bol karabiberli taze zencefil çayı önerdi. Gelen tavsiye telefonlarındaki ortak yemekse tavuk suyuna şehriye çorbasıydı. En çok hoşuma giden öneriyse duayen siyasetçi ve yazar Kemal Anadol’dan geldi:
 
“At iki duble rakı, bak bakalım bir şeyin kalır mı!”
 
Ateşim biraz olsun gerileyip aklımın çarkları tekrar dönmeye başlayınca, kitaplarımın ve internetin derinlerinde, grip virüsünü yenmek için acı ilaçlar yerine, lezzetli yemekler yemenin daha faydalı olduğunu gördüm. Örneğin narın, kırmızı Maraş biberinin, Taşköprü sarmısağının, Adilcevaz’ın cevizinin, lahananın, Göynük’ün kızılcık tarhanasının, Marmaris balının, Amasya’nın kuru soğanının, Datça bademinin, ıhlamurun, Bozburun’un adaçayının, Bozcaada’nın kekiğinin bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini öğrendim.
 
Daha sonra internette değerli araştırmacı Ömür Akkor ile karşılaştım. Türk mutfağında gribe iyi gelen yemekleri bulup çıkarmıştı. Biraz daha kendime gelince, bu listeyi önüme alıp, teker teker yapıp grip olan tanıdıklarıma göndereceğim. Eğer merak ediyorsanız, şimdilerde ateşim düştü, gözlerimin feri yerine geldi. Hele Kemal Anadol’un “iki tek at bir şeyin kalmaz” önerisini de uyguladıktan sonra, H3N2’den iyiden iyiye kurtulduğumu sanıyorum.

Şehriyeli tavuk suyu çorba - Türkiye mutfağı
 
Kemikli tavuk gögsü bir saat haşlanır. Haşlanan tavuk didiklenip şehriyeyle birlikte tekrar haşlama suyunun içine atılır. Birlikte 15 dakika daha pişirilir. Diğer tarafta bir yumurta sarısı ve iki limon suyu çırpılarak azar azar altı kapatılan çorbaya eklenerek servis edilir.
 
Sirkencübin - Konya Mevlevi mutfağı
 
Dört tatlı kaşığı bal, dört tatlı kaşığı üzüm sirkesi, dört su bardağı suyla hazırlanan bir şerbettir. Sirke, bal ve su karıştırılıp soğuk olarak servis edilir. Mevlana Celallettin Rumi “Balla sirke ölçüsü aynı olmazsa sirkencübin güzel olmaz” demiştir.
 
Badem Çorbası - Edirne Sarayı Osmanlı Mutfağı
 
Haşlanmış ve yumuşatılmış bademleri havanda dövün. Tencerede tereyağı ve unu karıştırıp kavurun üzerine yeterince süt, su ve bademi ilave edip bir taşım kaynatın. Çorba pişmeye yakın hindistancevizi ekleyip altını kapatın. Diğer tarafta tereyağını eritip et suyu ve maydanozla karıştırn ve çorbanın üzerine dökerek servis edin.
 
Melki - Bursa Mutfağı
 
Şu mevsimde pazarlarda bolca bulunan melki mantarı 20 dakika haşlanır. Diğer tarafta tavada bol soğan tereyağında çevrilir.
Tuz-karabiber ve haşlanan mantarlar da eklenir. Beş dakika daha pişen yemek servis edilir.
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
03.02.2014
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: Mehmet YAŞİN, grip, mutfak, sağlık, Türk mutfağı
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız