Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler


Yağdır Mevlam su

Olayların içinden | Güngör Uras
[email protected]

Yağmur yağınca sorun yok... Yağmayınca suyun önemini hatırlıyoruz. Biz su varlığı ölçüsüne göre “su azlığı yaşayan bir ülke” sayılıyoruz. Suda kaderimiz yağışa bağlı. Ülkemizde yağış durumu bölgelere ve yıllarla göre büyük farklılık gösteriyor.
Yağışa kumanda etme gücümüz olmadığına ve de yağışı artıracak teknolojiler henüz geliştirilemediğine göre, kadere razı olacağız.
Bunun için de su potansiyelimizin ne olduğunu iyi bileceğiz.
Türkiye’nin özellikle dağlık olan kıyı bölgelerinde yağış bol (1.000 - 2.500 mm/yıl). Kıyılardan iç bölgelere gidildikçe yağış azalıyor. Marmara ve Ege bölgelerinde, Doğu Anadolu’nun yaylalarında ve dağlarında yağış 500 - 1.000 mm/yıl civarı. İç Anadolu’nun birçok yerinde ve Güneydoğu Anadolu’da yağış 350 - 500 mm/yıl arası. Tuz Gölü çevresi ise Türkiye’nin en az yağış alan yerlerinden biri (250 - 300 mm/yıl).
Akdeniz Bölgesi’nde kar yağışı yılda 1 gün ve daha az... Doğu Anadolu’da 40 günden fazla. Karın yerde kalma süresi Akdeniz ve Ege kıyılarında 1 günden az, Marmara ve Karadeniz kıyılarında 10 - 20 gün, İç Anadolu’da 20 - 40 gün ve Doğu Anadolu’da Erzurum - Kars bölümünde 120 gün dolayında.

Ortalama yağış 643 mm.
Devlet Su İşleri’nin (DSİ) yayınladığı verilere göre:
* Türkiye’de yıllık ortalama yağış yaklaşık 643 mm. Bu ise yılda ortalama 501 milyar m3 su büyüklüğünü ifade ediyor.
* Su buharlaşmalar yoluyla atmosfere geri dönüyor. Bir bölümü yeraltı suyunu besliyor. Bir bölümü akarsular vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalıyor.
* Yeraltı suyunu besleyen suyun bir bölümü pınarlar vasıtasıyla yer üstü suyuna tekrar katılıyor. Komşu ülkelerden nehirlerle su geliyor.
Bütün bunların sonunda ülkede tüketilebilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli ortaya çıkıyor.

Vahşi sulama...
DSİ hesaplarına göre bizim su potansiyelimiz yılda ortalama toplam 112 milyar m3. Ve de biz bunun her yıl ortalama 44 milyar m3’ünü kullanılıyoruz.
Toplam 44 milyar m3 suyun 32 milyar m3’ü sulamada, 5 milyar m3’ü sanayide, 7 milyar m3’ü ise şehirlerde içme suyu ve şehir suyu olarak kullanılıyor.
Görüldüğü gibi suyun büyük bölümü tarımda vahşi veya modern sulamaya gidiyor. Türkiye’nin yüzölçümü 78 milyon hektar. Üçte biri 28 milyon hektarı tarım yapılan arazi. Sulanabilecek arazi miktarı 8.5 milyon hektar. 5.5 milyon hektar sulamaya açılmış durumda, 3.21 milyon hektarı modern sulama şebekesine sahip.
Bir ülkedeki toplam kullanılabilir su varlığına göre (kullanılan suya göre değil, varlığa göre) yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 m3’ten daha az ise, o ülke su fakiri olarak, 2.000 m3’ten daha az ise su azlığı yaşayan ülke olarak, 8.000-10.000 m3’ten daha fazla ise su zengini ülke olarak adlandırılıyor.
Türkiye kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.519 m3 olduğundan “su azlığı yaşayan ülke” sayılıyor. Su azlığı yaşayan ülkemizde nüfus artıyor, sanayinin su ihtiyacı artıyor. Buna karşılık yağışlar azalıyor. ‘Göl var, nehir var, yer altı suyu var’ diyemiyoruz. Onların suyu da yağışa bağlı. Susuz hayat zor...










http://ekonomi.milliyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
24.02.2014
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Güngör Uras
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız